Öncelikle bu yazı bir kötüleme yazısı değildir! Eski yazılarımı okuyordum, baktım her şeye güzel demişim iyi demişim, yavaştan düşünmeye başladım "Ben standartları düşük bir izleyici miyim?" diye. Şu anda "meh" dediğim dizileri bile taze taze yazmanın verdiği etkiyle gereğinden fazla övdüğümü fark ettim. Ama şöyle bir şey var ki on altı bölümü taze taze bitirip yazıyı yazınca ister istemez diziyle bağ kurmuş oluyorsun, yazmasan unutuyorsun... Zor iş. Ben de bu yazıyla bir düzeltme yapmayı, bu dizi iyiydi belki ama o kadar da değildi, dediklerimi listeledim. Okuyalım öyleyse.
Extraordinary Attorney Woo
İlk olarak Extraordinary Attorney Woo'yla başlayalım ancak linç yemeden önce peşinen söyleyeyim, SEVMEDİM DEMİYORUM ASLA. Çok güzel, harika bir diziydi. Sadece ben bu diziyi güncel izlemedim ancak yayınlanırken timeline'da bu diziyi öyle övdüler, herr bir bölümü öyle övdüler ki beklentimi çok fazla yükselttim sanırım. Dizinin farkındalık oluşturmak adına yaptığı atılımı ve ele aldığı konuyu çok takdir ediyorum, çekimleri, senaryosu, efektleri her şeyiyle ilgilenen ve en ufak ayrıntıları bile düşünen ekibe de çok saygı duyuyorum ama EAW için bir yerden sonra bir şeyler koptu benim için. Çok heyecanlı ve yüksek başladı ama ortalardan sonlara doğru bir yerde dizi çok tekrara düştü. Davalar çok predictible ilerledi, en azından benim bakış açımdan. Hanbada ekibi dezavantajlı olduğu bir durumdadır, bölümün sonlarında Young Woo'nun balinalı ilham perileri gelirler ve dava kazanılır, bir yerden sonra aynı şeyi izliyoruz gibi geldi açıkçası. Son bölümde bile dava görmemize gerek var mıydı mesela, o mahkeme salonu benim evim gibi oldu çünkü, hayır sevdiğimden değil evimden çok gördüğümden. Son bölümde bari doya doya bizimkileri izleseydik. Ha tabi enayi gibi ikinci sezonu da izleyecek miyim, izleyeceğim ama ondan daha çok umutluyum, umarım stratejiyi biraz değiştirirler.
Hotel Del Luna
İlk olarak Extraordinary Attorney Woo'yla başlayalım ancak linç yemeden önce peşinen söyleyeyim, SEVMEDİM DEMİYORUM ASLA. Çok güzel, harika bir diziydi. Sadece ben bu diziyi güncel izlemedim ancak yayınlanırken timeline'da bu diziyi öyle övdüler, herr bir bölümü öyle övdüler ki beklentimi çok fazla yükselttim sanırım. Dizinin farkındalık oluşturmak adına yaptığı atılımı ve ele aldığı konuyu çok takdir ediyorum, çekimleri, senaryosu, efektleri her şeyiyle ilgilenen ve en ufak ayrıntıları bile düşünen ekibe de çok saygı duyuyorum ama EAW için bir yerden sonra bir şeyler koptu benim için. Çok heyecanlı ve yüksek başladı ama ortalardan sonlara doğru bir yerde dizi çok tekrara düştü. Davalar çok predictible ilerledi, en azından benim bakış açımdan. Hanbada ekibi dezavantajlı olduğu bir durumdadır, bölümün sonlarında Young Woo'nun balinalı ilham perileri gelirler ve dava kazanılır, bir yerden sonra aynı şeyi izliyoruz gibi geldi açıkçası. Son bölümde bile dava görmemize gerek var mıydı mesela, o mahkeme salonu benim evim gibi oldu çünkü, hayır sevdiğimden değil evimden çok gördüğümden. Son bölümde bari doya doya bizimkileri izleseydik. Ha tabi enayi gibi ikinci sezonu da izleyecek miyim, izleyeceğim ama ondan daha çok umutluyum, umarım stratejiyi biraz değiştirirler.
Hotel Del Luna
Hotel Del Luna hakkında her şeyi yazımda söyledim sanıyordum ama yazıya bakınca insaflı bile davranmışım. Diziyi tam anlamıyla ittirerek bitirdim, inanılmaz sıkıldım, bitsin diye bölüm saydım, bir daha izlemeyi kesinlikle düşünmüyorum, bu kadar efendim ahahahah Gerçekten ya, bu diziyi kim neden bu kadar öve öve göklere çıkardı bilmiyorum merak da etmiyorum ama bizim yıldızımız pek barışmadı. Sevene laf etmeyeyim ama benim açımdan çok sıkıcıydı. Hotel Del Luna paket olarak beklentilerimi karşılamayan bir dizi oldu.
O yazım da tam şurada, meraklısına.
Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo
Moon Lovers diyeceğim, döverler diye korkumdan diyemiyorum. Moon Lovers'ı da sevmedim demeyeyim de bitirene kadar canım çıktı diyeyim. Ya sorun şu ki ben tarihi dizi entrikası sevmiyorum. Tamam biz de izledik zamanında Saraydaki Mücevher, Muhteşem Kraliçe ama o kadar yani. Geriliyorum ben, uzak olsun. Bir de dizi bir yerden sonra çok hızlı ilerledi. O kadar çok olay oldu, o kadar sık kral değişti ki... Onun dışında çok şerefsiz haysiyetsiz vardı, ondan çok gerildim. Wang So'nun başına bir itlik gelecek diye gerildiğim için o bölümler bitmez oldu benim açımdan. Son bölümleri izlerken artık "Nolur bitsin de ne olacaksa olsun artık." diyordum. Hani nasıl olsa yüzümüz gülmeyecek, en azından olsun bitsin bir an önce. Patır patır adam ölmesi ama omurgasız Wang Won'a bir halt olmaması da canımı çok sıktı. Hae Soo desen herkesi sevelim koruyalım modunda bir tip ama konu So'ya gelince mahkeme duvarı, sürüm sürüm süründürdü adamı, mıymıy. Moon Lovers severler, atlatamayanlar ve ikinci sezon bekleyenlerin olsun bu dizi de. Tamam, yağmur sahnesi gibisi gelmemiş ve gelmeyecek olabilir ama sırf o sahne için o dert keder de çekilmez yani.
Nice Guy
Nice Guy'ı sevmiştim ve hala seviyorum bu değişmedi. Sadece iyiydi güzeldi ama benim için çok dark bir diziydi. Ben bu kadar karanlık tema izlemeyi sevmiyorum, içim kıyılıyor. Yirmi bölüm epey zorluydu. Sevdim diziyi sevmesine, ama o kadar övmüşlerdi ve hala övüyorlar ki denk gelince "Biz farklı bir diziyi mi izledik acaba?" falan diyorum. Hele öve öve bitiremedikleri araba kazası sahnesi daha beter. Bile isteye, karşıdakinin canına kast ederek yapılmış bir kaza sahnesinin neyi romantik, güçlü, karizmatik veya her neyse gelmiş insanlara, anlamak çok güç. Karşıdaki o insana ne yapmış olursa olsun ayrıca. Kısasa kısas dünyasında yaşamıyoruz, bu işlerin hakkı var hukuku var. Öyle yani. Sonuç olarak güzel bir dizi olduğunu kabul ediyorum ama aldığı övgüyü hakettiğinden emin değilim. Bir de Nice Guy severler niye Ma Ru'dan nefret ediyor onu bi anlatsınlar. Mağdursa asıl bu adam mağdur! Nice Guy yazımı da okuyabilirsiniz, etraflıca incelemiştik.
The Master's Sun
The Master's Sun benim üniversiteye gittiğim ilk sene izlediğim bir dizi. Lisedeyken arkadaşım "Ennn sevdiğim dizi ya muhteşemm." falan diye övünce bir bildiği vardır diye oturdum izledim, on altı bölüm boyunca arkadaşım ne gördüyse ben göremedim. Sıkılmıştım yani, bir bunu hatırlıyorum. Finali de epey silikti. Bir de son bölümde Tae Gong Shil'e inanılmaz sinir olmuştum, tabi neden hatırlamıyorum ama olduğumu unutmadım :P İlla Gong Hyo Jin izleyeceğim derseniz It's Okay That's Love, When The Camellia Blooms ve The Greatest Love'a yönlenin. İlla So Ji Sub izlemek isterim derseniz de gidin Oh My Venus izleyin, ne bileyim MISA izleyin, We Are Dating Now izlemeyin ne olursa olsun ama bunu da izlemeyin, gerek yok.
Miss Hammurabi
Miss Hammurabi güzel bir hukuk dizisi olsa da, sevmiş olsam da Park Cha Oreum'ın kural tanımazlığı ve olaylara anlamadan dinlemeden atlaması beni yormuştu bakın kaç yıl geçmiş üstünden, bu kalmış aklımda. O yüzden sıkılmıştım, basmıştı beni. Gittim yazımı buldum, bakın hakkında ne demişim. "Kendisini sevdim, ama çok kızdığım da oldu. Bir kere olaylara anlamadan dinlemeden bodoslama dalıyordu. Ya bir dur, bir düşün. Profesyonellik de biraz zor bulunur bir nitelikti kızımızda, duruşmada ağladı! Ve çook çok ön yargılıydı. Son bölümlerde haklı çıktı evet ama böyle bir ön yargıyla neyi ne kadar doğru yapabilirsin? Çok dediğim dedikti, herkesi çiğneyip geçti dizi boyunca. Yapma derler en alasını yapar. Otur derler, neredee? Sınırlarımı zorladı yani. O yüzden karakterini çok gerçekçi bulmadım." Dediklerimin arkasındayım, ne eksik ne fazla. Yazının tamamı da hemen şurada.
Mad For Each Other
Ben bugün gerçekten linçleneceğim ama Mad For Each Other da herkesin çok övdüğü, yerlere göklere koyamadığı bir diziydi, benim yine beklentim çok mu yüksekti bilmiyorum, olmadı yani. Belki de izlediğim zaman yanlıştı, ne bileyim. Sıkıldım bir ara, bitsin diye izledim. Tam karakterlere alışacaktım dizi bitti. Bence yine de izleyin, kısa zaten, güzeldi de. Ama işte dediğim gibi o kadar övdüler, 'o kadar'lık da bir şey yoktu bence. Kısa olduğu için dramı da aşkı da yüzeysel kaldı benim için, bağ kuramadım.
My ID Is Gangnam Beauty, My Secret Romance falan da aman aman olmayan dizilerdendi ama klişe romantik komedilere girersem çıkamayız oradan. Ama bu dizilerin de çok matah olmadıklarını bilin yeter. İlkini üniversitede olduğum için sevmiştim, o da üniversitede geçiyordu çünkü. Ben fakültede sürünürken, sabahın köründe gelip hava karardıktan sonra çıkarken bunların giyinip süslenip iki saatlik derslere gelmesine de hasetlenmiştim biraz. İkincisini de yine çok yoğunken izlemiştim iyi gelmişti, izlerken kafamı kullanmamıştım. Bir de Sung Hoon'un başrol olduğu üç beş dizi var zaten onu da üzümün çöpü armudun sapı diye ayırırsak adamı göremeyiz :(
My ID is Gangnam Beauty
My Secret Romance
Tekrarlıyorum, bu dizilerin hiçbiri ay çok kötü, hepten at çöpe dediğim diziler değiller. Kimisinin yazısını tekrar okurken fazla övdüğümü düşündüm ve neden bilmiyorum ama biraz rahatsız edici geldi, sanki dışarıdan bakılınca ne bulsa izleyen biriymişim izlenimi verdi. Aslında asla da öyle değilimdir, seçiciyimdir, o yüzden garipsedim. Kimi diziyi de tekrar anınca "Ya bunu da çok övmüşlerdi, büyük de beklentilerle başladım ama o kadar da iyi değilmiş." dedim. Ya bunlar zevk meselesi bir yerde, kimseyle kalkıp zevklerimizi de ne tartışabilir ne de yarıştırabiliriz. Ama ben yine de bir düzeltme yapmak istedim bu diziler hakkında. Sizin de beklentileri karşılamayan, hayal kırıklığı yaratan bir diziniz varsa, buyrun yorumlarda buluşalım. Şimdilik, görüşmek üzere!
İlk olarak yazdığın dizilerden izlediklerime bende katılıyorum bir tek Hotel Del Luna dışında. Bu diziyi bende tekrar izlemem ama severek izlemiştim. Ağlayarak bitirdiğim dizilerden(biraz duygusal olduğum doğru sdkj). Gelelimki eklemek istediklerime SECRET GARDEN. Bak diziyi o kadar abartmışlardıki bana göre. Çok sinirlendim neden yani? Bence çok overrated bir dizi. Ben beğenememiştim.
YanıtlaSilAma ölmez kdramalarda var benim için. Örneğin The Heirs ya da Playful Kiss ya da Coffee Prince gibi çokzellerdi hepsi....
YanıtlaSil