4 Mayıs 2022 Çarşamba

Albüm İncelemesi: WOODZ-Colorful Trauma / En İyisi İçin!


Eskiden blogumda, daha çok kpop içeriği olurdu. Albüm yazıları, grup tanıtımları vb. bir sürü yazı. Şimdi yaşım ilerlediği için mi yoksa zamanım olmadığı için mi bilmiyorum ama sadece dizi yazıları yazabiliyorum. Dinlediğim bir kaç grup dışında yeni şarkılara göz gezdirip geçiyorum, çok da ilgilenmiyorum. 
Ama Woodz bu kulvarda biraz farklı. Woodz benim uzun süredir her albümünü tadını alarak, üzerine düşünerek dinlediğim ilk idol. Dinlediğim grupların, Bangtan olsun, ATEEZ olsun, çıkan her albümlerini dinlesem de genelde diğer grupların title parçalarını dinleyip geçiyordum. Ancak Woodz'un önceki albümü o kadar güzeldi ki, yoluna yoldaş olmaya karar verdim ve bugün buradayız. Bu albüm, uzun süredir hakkında yazmak istediğim ilk albüm.

Peki bilmeyenler için Woodz kimdir? Kısaca bahsedeceğim. Cho Seungyoun, ilk olarak UNIQ ile çıkış yapan bir idol. Yuehua Entertainment bünyesinde, hem Çin'de hem de Kore'de promosyon yapmak için kurulmuş bir grup. UNIQ şu an aktif değil. Dağılma hakkında net bir şey olmasa da aktif bir programları yok yani. Seungyoun da 2016'da solo kariyerine başlıyor aslında. Sonra Produce X 101 ikinci sezon başlayınca, ona katılıyor. X1 ile çıkış yapmaya da hak kazanıyor, beşinci olarak bitiriyor programı. Ama sonra X1 hile iddialarından dolayı az promo yapıp hemen dağılmış mıydı, öyle bir şeyler hatırlıyorum sanki, neyse orası çok önemli değil zaten. 2020'de grup dağılınca Woodz tamamen solo kariyerine odaklanıyor. İyi de oluyor ya, öyle güzel, öyle çiçek gibi ki diskografisi.

Şarkıları zaten konuşacağız ama önce tüm albüm hakkında genel konuşmak gerekirse, genel olarak pop-punk ya da pop-rock diyebileceğimiz bir albüm. Ama tüm şarkılar birbirinden çok farklı havalara sahip. Bu müzikal çeşitlilik, albümün tadının damakta kalmasını sağlıyor. Albüm bittikten sonra bile kafanızda dönen karışık tınılar, inanılmaz eğlenceli. Bu tip çok farklı şarkılara sahip albümler benim çok sevdiğim ve dinlerken keyif aldığım albümler çünkü akıyor, sıkmıyor. Zaten Woodz söz yazarı olarak da producer olarak da yetenekli olduğu için elinin değdiği her iş güzel oluyor. Eh bir de muhteşem bir vokali var, daha ne olsun? Bu albümündeki tüm şarkıların sözlerini yazıp bestelerini yaptığını da söyleyelim unutmadan.

Bu albümü baştan sona dinlediğim ilk anda da çok güzel olacağını biliyordum. O yüzden seve seve kendime bir gün gecikmiş doğum günü hediyesi olarak kabul ettim! Dijitalde 4 Mayıs'ta yayınlanan albüm, fiziksel olarak 6 Mayıs'ta üç versiyon olarak yayınlanacak. Versiyonlar: Colorful, Trauma ve Kit.
Tamamsak, geçelim bakalım albüme!


Tracklist
1. Dirt on my Leather
2. Hijack
3. I Hate You *title*
4. Better and Better
5. Hope to be Like You 

I HATE YOU *TITLE*

Bestesi ve sözleri Woodz'a ait olan title track I Hate You, dinlemesi çok keyifli olan eğlenceli bir şarkı. Title parçası olmaya da çok uygun bir şarkı. Genelde title parçalarını çok sevmem çünkü title parçalarda kalite çok önemsenmeyerek tamamen ticari bir kaygı güdülür ve albümün en funky, en karışık, melodisinin kafaya girip asla çıkmama garantili parçası seçilir. Ama I Hate You gerçekten çok eğlenceli ve kaliteli bir şarkı. Sözleri de çok eğlenceli. Woodz ayrıldığı sevgilisine, sensiz daha iyiyim derken bir yandan da onu göndermek istemiyor aslında. Tanıdık geldi değil mi? Benim için sözlerin en eğlenceli kısmı "Dönmek istesen bile kalacak oda yok, sana karşı hislerim yok." kısmı oldu ahshahsh Klip çok renkli, Woodz'un stili ise kesinlikle konsepte uymuş.
I Hate You, title olmaya çok uygun çünkü sağlam bir ritimle desteklenmiş bir şarkı. Soundu çok güçlü, üstüne yazılan sözler de çok güzel. Altyapıda bass vuruşlarının olması da şarkının ritmini yükseltmiş, nakarattaki gitar riffleri ise tamamen başka bir yere taşıyor parçayı. Enstrüman seslerinin bu kadar temiz alınmasını çok sevdim. Albümü kapattıktan sonra akla takılıyor, klasik bop dediğimiz işte. Yalnız şarkının birden bitmesi çok ilginç değil mi, bir anda kesiliyor, sudan çıkmış balığa döndüm her dinlediğimde. I Hate You her yönden, altyapı, sözler, konsept ve vokal olarak albümün en iyilerinden bence.

1. Dirt on my Leather
Bir albümün açılış parçası olmaya çok uygun olan Dirt on my Leather tam bir rock parçası. Ancak şarkının en güzel kısmı, rock altyapının çok retro olması. Woodz'un sesiyle desteklenen bu retro altyapı dinlerken o kadar hoş geliyor ki. Albüme modu en yüksekten açmak için intro olarak sayılabilecek nispeten kısa bir parça Dirt on my Leather. Sözleri ve bestesi yine Woodz'a ait olan bu şarkıda Woodz coşuyor. Evet ana fikir bu, "Uçalım, kaçalım, rock'n roll yeah!" diyor yani ahdahhd. Title kadar hızlı bitmesiyle bizi şaşkına çeviren Dirt on my Leather, eski rock parçalarının tadını hatırlatmasıyla, benden epey yüksek bir puan alıyor.

2. HIJACK

Hijack son derece SM-vari bir parça olmakla birlikte albümün en pop parçası. Daha spesifik olmak gerekirse bu şarkıyı NCT'nin diskografisinde görür gibiyim, o kadar aahshahdh Aynı zamanda, I Hate You dışında title olma potansiyeli en yüksek olan şarkı. Bu şarkı, Woodz'un daha önceden hazırladığı ve konserlerinde dinlettiği bir şarkı, bazı ödül törenlerinde de söylemiş mesela. Ama bu albüme eklemekle çok doğru yapmış çünkü albümün konseptine bir puzzle parçası gibi uyan bir parça. Dibine kadar pop rock ve ritmi yükselten sözleri de albümün Dirt on my Leather ile çanak tuttuğu özgürlük hissini destekliyor. Altyapıda duyduğumuz elektro tınılar şarkıyı canlı tutuyor.  Şarkının nakaratı bir motorun üstünde, otobanda son hız gidiyormuş gibi hissettiriyor. Tabi bunda Woodz'un muhteşem bir ses tonuyla "vroom vroom" demesinin de etkisi olabilir, net olamıyorum ahshahdsha
Ama her ne olursa olsun, yüksek altyapısı ve eğlenceli pop rock tarzıyla albümün en özgün işlerinden biri olan Hijack vaat ettiklerini karşılayan bir şarkı, albümdeki bir başka favorim diyebilecek kadar sevdiğim bir parça.


4. Better and Better
Better and Better harika bir altyapısı olan bir dans şarkısı, albümün ilk üç şarkısının aksine Woodz'un daha duygusal ve aşık adam yanını gösterdiği bir aşk şarkısı. Ama bu demek değil ki ilk üç parçadan çok farklı. Hayır, onlarla aynı çizgide ilerliyor aslında, basit bir aşka şarkısı değil. Temiz ve stabil bir ritimle ilerlemesi dinlemeyi ve adapte olmayı kolaylaştırıyor, üçüncü tekrardan sonra kendinizi eşlik ederken bulacağınız kadar tanıdık ama ilk defa dinliyormuş gibi yeni bir tını. Albümün en risksiz ve klasik parçası olmakla beraber, çok temiz ve güzel bir parça. Sondan bir önceki şarkı olmasının da etkisiyle, daha yavaş bir parça olmuş. Ama hala albüme ait ve hala çok güzel.

5. Hope to be like you
Hope to be like you, bir ayrılık şarkısı. Ama sözlerinin aksine epey eğlenceli bir ritimle açılıyor. Sırayı karıştırıp ilk olarak bu şarkıyı dinlediğimde açılış için çok yavaş olduğunu düşündüm. Ama kapanış parçası olarak harika bir seçim. Bir önceki parça Better and Better gibi temiz bir altyapıya sahip, ara ara eklenmiş gitar riffleri müzikal bir çeşitlilik sunuyor. Belli bir tarza sahip bir parça değil ama dediğim gibi seslerin çok net alındığı, vokalin müziğe çok yakıştığı orta tempolu, çok güzel bir parça. Hope to be like you'nun Korece ismi "Let's Say Goodbye Together". Sözleriyle de tam bir veda şarkısı olmasına rağmen, canlı ritmi şarkıyı düşük bir ballad olmaktan kurtarıp albümün yıldız parçası bile olmaya aday olabilecek bir şarkı haline getiriyor. Hope to be like you da benim albümde en sevdiğim parçalardan biri olmakla beraber, en kolay dinleyebileceğim, her moda uygun da bir parça. Bu kadar risksiz olması da, son parça olarak iyi iş çıkarmasını sağlıyor. Bu albüm gerçekten, tek bir firenin, tek bir kötü işin olmadığı muhteşem bir albüm olmuş. Woodz daha iyisini yapana kadar, şimdilik en iyisi bu!

Albümün barındırdığı beş parça, birbirinden çok farklı altyapılara sahip olsalar da konsepte bağlılar, bu yüzden Woodz'un albüm ve konsept işini oldukça iyi kavradığını söyleyebiliriz. Tüm parçaların bu kadar güzel parçalar olması, kaos ve yüksek dubstep yüklemesi yapmadan da güzel parçalar ortaya çıkabileceğinin kanıtı adeta. Woodz'un müzikal olarak göstermek istediği çok şey var, bu çok açık.
Tavsiyem, bu albümü henüz tazeyken özümseyip, SET ile yavaşlayıp gevşemeniz WOOPS! ile tempoyu tekrar yükseltip üstüne bir de Woodz'un bir önceki şaheseri olan Only Lovers Left ile son rötuşu yapmanız. Zaten ondan sonra aramıza katılıp Woodz'un bir sonraki albümünü beklemeye başlayacağınızı düşünüyorum. Sözlerin, bestenin tamamen kendisine ait olduğu, emeğin olduğu harika bir albüm. Sevelim, dinleyelim. 


1 Mayıs 2022 Pazar

En Güzel Kore Dizileri: Benim Seçkim


Herkese çok çok çok selamlar. Blogda bir dizi yorumu furyam aldı gidiyor. Genelde zaten en sevdiğim dizileri yazıyorum ama bazen çok sevsem de yazmaya vakit bulamadığım diziler oluyor. O yüzden size bir rehber olsun diye -tabi eğer izlemediyseniz- en sevdiğim kdramaları yazmak istedim. Benim genelde sevdiğim kdrama için en temel kriterim şudur, aradan bir süre geçtikten sonra aklımda kalan sahnelere tekrar dönüyor muyum ve en önemlisi diziyi tekrar baştan izler miyim? Eğer iki sorunun cevabı da 'evet' olursa genelde o dizi benim için iyi oluyor. Oldukça öznel bir liste, ama yine de size fikir olur diye yazmak istedim.
Bir sıralama gözetmedim yazarken, aklıma gelenleri karışık halde yazacağım. Ama listeye aldığım her dizi çok severek izlediğim, gönül rahatlığıyla tavsiye ettiğim diziler. O yüzden, let's go ballı lokumlar!
Not: Gelebilecek olan tepkiler için öncelikle bir ön uyarı yapmak istedim.
1. Bu liste tamamen öznel yani onu sevip bunu sevmemek tamamen benim beğenimle alakalı. Siz bu listedeki hiçbir şeyi beğenmeyedebilirsiniz, bu yalnızca fikir olsun diye yaptığım bir liste.
2. Another Miss Oh, Signal vb. çok övülen bazı diziler listede yok çünkü üzülerek söylüyorum ki izlemedim. Çok sevdiğiniz dizileri de aşağıya yazabilirsiniz ben de izleyip de çok sevmediğim için mi listeye almadım yoksa izlemedim mi bunu söylerim.
3. ve son olarak listede güncel diziler yok maalesef ve umarım bu kadar övdükten sonra saçmalamaz ama güncel dizilerden My Liberation Notes da bu listede olmayı hak ediyor.

WHEN THE WEATHER IS FINE

Yani şimdi sıralama yok dedim ama bu dizi benim için çok özel bir dizi. O kadar seviyorum ki o kış atmosferini, kitap alıntılarını, verdiği o hayata dair mesajları... Tür olarak romantik dram diyebileceğimiz bu dizi, kışın karlı, uzak bir kasabada geçen hayatın içinden bir hikaye. Kırılan kalbimizi iyileştirmemiz, yaşamaya devam edebilmemiz, aile ilişkilerimiz yani temelde insan olmakla ilgili şeyleri konu alıyor. Bunları o kadar içten bir biçimde anlatıyor ki hayran olmamak elde değil. Ben geçen kış her akşam ilaç gibi bir bölüm izliyordum. Melodramı ve yavaş ilerleyen hikayeleri sevmiyorsanız izlemek zor olabilir ama ben yine de herkesin ilk üç bölüme bir şans verip denemesini istiyorum. Sonra karar verirsiniz. Ama öyle güzel mesajlar, öyle güzel alıntılar, öylesine sıcacık bir ortam vardı ki bence herkes izlemeli. Kendinizi çok kaptırırsanız benim niye kitap kulübüm yok diye ağlayabilirsiniz, aman dikkat.
Spoiler içeren dizi yorumum için: When The Weather Is Fine Dizi Yorumum


HOMETOWN CHA CHA CHA

Benim için, iç ısıtan yönüyle ve sıcak atmosferiyle When The Weather Is Fine'ın daha renkli ve eğlenceli versiyonu olan Hometown Cha Cha Cha da, mutlaka izlenilmesi gereken taze işlerden. Cıvıl cıvıl bir sahil kasabası, renkli yan roller, sıcacık bir yaz ve ayrı ayrı derin hikayelere sahip olan iki ana karakter. Hem çok yenilikçi hem de çok kaliteli olan yeni nesil kdrama ürünlerinden olan Hometown Cha Cha Cha bence bir romantik komedide gereken her şeye sahip, gerçekten mutlaka izlenmeli. 
En az dizi kadar eğlenerek yazdığım dizi yorumum için: Hometown Cha Cha Cha Dizi Yorumum


KILL ME HEAL ME

Bu dizi yayınlandığı dönemde o kadar popülerdi ki oyuncusundan yapımcısına, idolünden komedyenine herkes ama herrrkes Kill Me Heal Me izliyordu. İzledikten sonra hak verdim. Eminim konunun psikolojik altyapısı sebebiyle tereddüt yaşayan vardır (o hataya ben de düştüm oradan biliyorum) ama lütfen izleyin. Bitirdiğimde içimdeki tek pişmanlık, bu kadar ertelemiş olmaktı. Kışın çekilmiş olması ayrı bir masal zaten, evler, mekanlar, manzaralar banko cepte. Eh bir de Jisung'un muhteşem oyunculuğu, birbirinden alakasız karakterleri bu kadar iyi canlandırıyor oluşu?? Şapka çıkarttırır. Bonus olarak çaylak bir Park Seo Jun görebilirsiniz ayrıca. Benim Hwang Jung Eum'a olan ön yargımı bu dizi kırmıştır. 


THE GREATEST LOVE

Bu dizi epey eski bir dizi, 2011 tarihli bir yapım. Ben bunu üniversitedeyken izlemiştim, yıl o zaman 2019. Baya çok severek, aynı tadı alarak izledim. Bir de insan bazen bu yıllardaki kdramaları da özlüyor ya. Eskiydi falan ama çok eğlenceliydi. İlk akıllı telefonlar epey güldürüyor hele insanı. Bolca ikonik karakteri bulunduran bir diziydi. Gong Hyo Jin'in canlandırdığı karakterin pasifliği baştan bir miktar canımı sıksa da sonradan alışmıştım. Ayrıca kdramalar içinde güzel finali olan diziler sayılsa, bu dizi ilk üçe girer, baya da tatmin edici bir sonu vardı. Tavsiye edilir.


QUEEN IN HYUN'S MAN

Ayyy bu dizi de epey eskilerden yaa. Şimdi izleseniz belki beğenmezsiniz ama lise zamanları benim enn sevdiğim dizilerdendi, belki üçten fazla kez izlemişimdir. Hala bazı sahneleri aklıma gelip durur. Yoo In Na'yı ilk bu dizide izlediğim için hiçbir kötü karakterine kızmadım kızamadım. Giydiği tüm kıyafetlerde de gözüm kalmıştı ya. Buradaki mimikleri, şirinliği, o tatlı şapşallığı hala aklımda. Ben tavsiye ediyorum açıkçası. Zamanının çok ilerisinde romantik sahneleri, baya ağlatan dram sahneleri de var ama hepsi arasında harika bir denge kurulmuş. Baya kaliteli romantik komedilerdendir.


STRONG WOMAN DO BONG SOON

Ben bu diziyi izleyeli çok olmadı, Ekim miydi Kasım mıydı tam hatırlamıyorum ama çok yoğundum ve bloga yorum yazısı yazamadım. Ama o kadar çok sevdim ki! Yayınlandığı yılın en eğlenceli yapımlarından, sevmediğim tek bir şey yoktu. Birisi tam bir romantik komedi ne dese, işte bu derim. Her şey öyle dengeli ve o kadar uyumluydu ki. Oyuncular, hikaye, fantastik yanı hele çok tatlıydı. Soluksuz izleyip Korece tariflerden cevizli turta yapmaya çalıştığım günler hiç uzak değil şimdi bakınca. Sıcacık hissettiriyordu izlerken. Israrla tavsiye ediyorum!


JUST BETWEEN LOVERS/RAIN OR SHINE

Just Between Lovers'ı da izleyeli çok olmadı, izlerken nasıl hissettiğimi hala hatırlıyorum. Muhteşem bir yapım. Dram deyince aklıma gelen birkaç yapımdan birisi. Harika bir olay örgüsü, muhteşem alıntılar, harika çekimler... Ne denebilir ki, resmen bir şölen. Türün sevdalıları hiç durmasın, izlesin.
Dizi yorumum için: Just Between Lovers Dizi Yorumum


DESCENDANTS OF THE SUN

Aslında bu tip çok bilinen dizileri dahil etsem mi etmesem mi çok emin değildim ama seviyoruz merkez, ne yapalım? 2016'nın hit dizilerinden birisiydi DOTS. Ana çiftiyle, yan çiftiyle, olay yaratan bölümleriyle herkesin yana yakıla izlediği bir diziydi. Ben de izlediğim dönemde epey sevmiştim, eskimeyecek dizilerden.
Dizi yorumum için: Descendants Of The Sun Dizi Yorumum


BECAUSE THIS IS MY FIRST LIFE

Hayata dair muhteşem tespitleri, çok eğlenceli ve ilgi çekici yan karakterleri ve ilişkileri ele alış şekliyle en sevdiklerimden birisi de bu dizidir. Son üç bölümünü epey sıkılarak ve afakanlar basarak izlesem de dizinin geneli ve finali harikaydı!
Dizi yorumum için: Because This Is My First Life


AGE OF YOUTH/HELLO MY TWENTIES

Bu dizi, Kore'nin en iyi gençlik dizilerinden bence. Üniversite hayatını, aynı evde yaşamayı, arkadaşlıkları, o çabayı bu kadar iyi anlatan bir başka dizi yok. Üniversiteye giden ya da o yılları dolu dolu yaşamış herkesin kendinden birer parça bulabileceği bir yapım. Benim için çekimleriyle, müzikleriyle, her şeyiyle birinci sezonu daima ayrı bir yerde olsa da iki sezonu da çok güzel, çok özeldi. Dizi yorumum için: Age of Youth Dizi Yorumum


CRASH LANDING ON YOU

2020'nin ortalığı kasıp kavuran, yakıp geçiren hit dizisi. Gerçekten o yılın en iyilerinden birisi olmakla beraber gerçekten çok harika bir olay örgüsüne de sahipti. İzlerken dibine kadar o eski kdramaların tadını alarak izliyorsunuz. Gerçekten muhteşemdi. Evlilikle taçlanan dizi çifti hikayesi de en az dizinin kendisi kadar ilgi çekiciydi. Dizi yorumum için: Crash Landing On You Dizi Yorumum


MY LOVE FROM THE STARS

Hey gidi hey, 2014 kışının hit dizisi. Yeniler bilmez ama bu dizi öyle hit olmuştu ki o sene erkek bebeklere en çok konulan isim Min Joon olmuştu, öyle bir hit. Ben bu diziyi şimdiye kadar birden fazla kez izledim, arada da açıp kesitlerini izliyorum. Her izlediğimde de aynı heyecanla izliyorum, bir ara en sevdiğim diziydi. Ay çok güzeldi ya, bence herkesin izlemesi gereken kdramalardan birisi. Kim Soo Hyun'a bir düştüm bu dizide, o gün bugündür aynıyız. Park Hae Jin de enn sevdiğim erkek oyunculardandır.


THE KING: ETERNAL MONARCH

Bu diziyi izlerken o kadar da beğenmemiş gibiydim ama dizinin sonlarına doğru dizi beni bir çekti gibi oldu, sonradan da epey andığım bir dizi oldu. Dizinin romantik yanının çok daha iyi olabileceğini düşünsem de bence akıcılık anlamında çok başarılıydı. Arka arkaya izlemeyi sağlayan akıcı bölümleri ve son derece başarılı toplanmış finaliyle bence bu listede almayı hak etti. Şans verilebileceğini düşünüyorum.
Dizi yorumum için: The King: Eternal Monarch Dizi Yorumum


FIGHT FOR MY WAY

Park Seo Joon da Kim Ji Won'da gerçekten çok keyif alarak izlediğim oyunculardır, bilen bilir. Kim Ji Won için kesin konuşamam (My Liberation Notes da benim için çok özel olacak gibi çünkü) ama Park Seo Joon'un işleri içinden açık ara farkla favorim bu dizisi. Hayaller, gerçek hayat problemleri, dört arkadaşın yılları deviren dostluğu... Bunları izlemek o kadar keyifliydi ki hiç bitmesin istemiştim. Bence mutlaka izlenmesi gereken, çok keyifli dizilerden. Favorilerimden.
Dizi Yorumum için: Fight For My Way Dizi Yorumum


A GENTLEMAN'S DIGNITY

Epey eski dizilerden birisi A Gentleman's Dignity. Ama ben ilk olarak pandemi döneminde izledim, severek de izledim. Eski bir dizi olmasının handikapları olarak hd olmayan görüntü kalitesi ve revize edilmesi gereken bazı ofansif yerleri olduğunu söylemek gerekiyor ama genel olarak beni eğlendiren ve böyle yılları devirmiş olan dostluklara özenmemi sağlayan bir dizi olmuştu. Birden fazla karakterin hikayesine odaklandığı için de akıcı ve tekrara düşmeyen bir diziydi. Gerçekçiydi, komikti. Eh, daha ne olsun?


MOVE TO HEAVEN

Ya bu diziyi gerçekten paragraf paragraf övmek istiyorum ama ben ne kadar övsem de yetmez, kendiniz izlemeniz ve görmeniz gerekir. Zaten hepi topu 10 bölüm, bir başlasanız su gibi akıp gidiyor bölümler. O kadar güzel, o kadar harika mesajlar veren bir diziydi ki. Keşke daha çok bölümü olsaydı, ne kadar geçici şeyler için çalışıp çabaladığımızı daha sert söyleseydi yüzümüze. Israrla tavsiyemdir, ne olur, bir kere izleyin. Zaten birinci bölümü izleyen birisinin, ikinci bölüme koşar adımlarla gideceğini düşünüyorum. Sarsıyor, ağlatıyor ama garanti ederim ki bitirince hayatınızda bir şeyler değişiyor.
Dizi yorumum için: Move To Heaven Dizi Yorumum


BUSINESS PROPOSAL

Son günlerde Business Proposal gömen bir kitle çıktı, görüyorum orada burada. Argümanları dizinin hiç kaliteli olmadığı. Yalnız şöyle de bir gerçek var ki ne izleyenler ne de dizi kaliteli olma iddiasında değil, ama yine de siz bilirsiniz ahshahah Eğlenceli, romantik ve komik. Vaat ettiklerini fazlasıyla veren kafa dağıtmalık bir dizi. Açıkçası ben bir romantik komediden beklediğim her şeyi fazlasıyla aldım. Kaliteli dizi izlemek isteyenin bu dizide işi ne zaten? O yüzden tam da sahip olduğu her şeyiyle çok güzeldi diyorum ve fikir bırakması adına en az dizi kadar fırından yeni çıkmış dizi yorumumu bırakıp gidiyorum.
Dizi yorumum için: Business Proposal Dizi Yorumum


MY MISTER / MY AJUSSI

Heh işte kaliteli dizi isteyenleri bu başlığa alalım. Bu dizi My Liberation Notes'un senaristine ait bir başka dizi ve aynı onun gibi yaşamında çok zorlanan sıradan insanları konu alıyor. Hepimize şu mesajı veriyor: Herkes, hayatındaki mutluluğu bulabilir ve daha iyi yaşayabilir. Herkes kendi tünelinin sonundaki ışığa ulaşabilir. Çok güzeldi ya. İlk bölümlerdeki şirket entrikaları beni boğsa da bence dişinizi sıkıp dizinin ortalarına doğru ilerleyin. Zaten sonra bırakamıyorsunuz, final ne zaman gelmiş, benim mi Allahım bu yaşlı göz, bu senarist böyle dizi yazmayı nereden öğrendi sorularıyla baş başa kalıyorsunuz.
Dizi yorumum için: My Mister Dizi Yorumum


RUN ON

Son zamanlarda benim için safe place olan drama. Son yıllarda izlediğim en içten, en güzel, en samimi dramalardan biriydi ve hatırladıkça bile gülümsüyorum gerçekten ilaç gibi geldi ya. Karakterleriyle, savunduklarıyla, verdiği mesajlarla, eğlenceli olay örgüsüyle, her şeyiyle mi harika olur bir dizi? Run On oluyor işte. Öneri isteyen herkese Run On öneriyorum bu aralar. Siz de izleyin, izlemeyen varsa cidden hemen başlasın. Uzun süre etkisinden çıkamayacağınızı garanti ederim.
Dizi yorumum için: Run On Dizi Yorumum


IT'S OKAY THAT'S LOVE

Bu diziyi bitirince yazısını o kadar çok taslakta beklettim ki... Bir türlü elim gitmedi, en sonunda detaylı bir yorum yazısı yazamayacak kadar unuttum olayları, sildim. Epey üzgünüm o yüzden. It's Okay That's Love eski dizilerden, hatta psikoloji alanında yapılan bir çok dizi olsa da bu ilklerden ve en sağlam örneklerinden. Toplumun psikolojiye bakışı, ön yargısı, psikolojik bozuklukların neler olduğu, çocukluğun hayatımızda ne kadar yer kapladığı ve ne kadar çok etkilediği... Gerçekten öyle güzel yerlere değinilmişti ki. Çok eğlenceli bir kadrosu ve çok yetenekli oyuncuların olduğu bilgisini de verelim. Herkesin en azından bir kere izlemesi gereken dizilerden. Hele bana Hotel Del Luna'dan sonra nasıl güzel geldi anlatamam ahdhahsha O ne kadar akmadıysa, bu dizi aktı gitti adeta.


OH MY VENUS

Bu dizi de akıcı, sıkmayan, yormayan, sevimli dizilerdendi. Entrikası az, çok eğlenceli sahneleri olan tam bir romantik komedi. Başka da ne desem bilmiyorum çünkü o kadar önce izledim ki diziye dair neredeyse hiçbir şey hatırlamıyorum ahshahsh Bir atkı sahnesi, kült. Bir de Sung Hoon ya, iyi ki bu diziyle hayatımıza girdi shshahsh Ama güzel diziydi yani, izlenir.


YOU ARE MY SPRING

Bu dizi herkesin kolayca izleyebileceği bir dizi değil, epey durağan. Ama verdiği mesajlar o kadar güzeldi ki, resmen sakinleştiriyordu izlerken. O yüzden burada yer almasını istedim. Herkesin en azından dizinin ne söylemeye çalıştığını duyarak izlemesi gerektiğini düşünüyorum You Are My Spring'i.
Dizi yorumum için: You Are My Spring Dizi Yorumum


WHEN THE CAMELLIA  BLOOMS

Aynı anda hem dokunaklı, hem komik, hem romantik hem de insanın içini ısıtan dizileri çok seviyorum ben. When The Camellia Blooms da bu kategoride bir dizi benim için. Toplumu, insan ilişkilerini, insanların birbirine nasıl da iyi gelebileceğini öyle güzel ele almıştı ki. Bence izleyen herkesin çok seveceği bir yapım.
Dizi yorumum için: When The Camellia Blooms Dizi Yorumum


ONE MORE HAPPY ENDING

One More Happy Ending'i eklememiştim ama yakınlarda yazdığım yazıyı tekrar okurken gülümsediğimi fark ettim. Güzeldi ya, kafama oturtamadığım ve sinir olduğum fazlaca yer olsa da genel olarak keyif aldığım, atmosferinden çok hoşlandığım tatlış bir diziydi. Ansambl oyuncu kadrolarının olduğu dizilerden hoşlananlar, eski kdramalarının tadının olduğu çerezlik romantik komediler arayanlar ve mükemmel erkeğin tanımlarından birisini (bknz. Song Soo Hyuk) görmek isteyenlerin seveceği bir diziydi One More Happy Ending, bir şans verilebilir.
Dizi yorumum için: One More Happy Ending Dizi Yorumum



Şimdilik benden bu kadar. Listeyi epey sınırlı tuttum, azıcık bir şüphem bile olan dizileri almadım (güzel ama... dediğim dizileri mesela) o yüzden bir diziyi çok övmüş olmama rağmen burada yoksa muhtemelen sebebi genel izleyicinin çok sevmeyeceğini düşünmüş olmamdan kaynaklanıyor olabilir. Bu listeye sadece çok çok güzel olduğunu düşündüğüm yapımları aldım. Olabildiğince herkesin sevebileceği dizileri seçtim. Dediğim gibi çok öznel bir liste bu, o yüzden o niye var bu niye yok demek çok saçma ama şu dizi güzeldi diyebileceğiniz yorumlarınızı bekliyorum. Hem bana da fikir olur biraz, şu aralar ne izlesem bilemiyorum.
Herkese görüşürüz diyoruum!