2 Eylül 2023 Cumartesi

Dizi Yorumu: Dr. Romantic 2/Romantic Doctor, Teacher Kim 2


Yakınlarda üçüncü sezonunun da yayınlanmasıyla tekrar ekranlara dönen Dr. Kim macerasını bugün bir de ben yorumlayacağım. Hazırsak, bağlayalım kemerleri, alalım çayları!

Ben aslında ilk olarak dişimi sıkıp ilk sezonu izlemeye kararlıydım, ama baktım 21 bölüm, bir de bölüm uzunlukları almış başını gitmiş. O zaman bende mevcut da değildi. Cast da yarı yarıya değişmiş olunca sıkıntı olmaz diyerek ikinci sezona başladım.

Peki olayı anladım mı? Pek tabii evet. Zaten dizi daha çok vakalar üzerinden döndüğü ve birçok yeni oyuncu geldiği için ufak tefek şeyler dışında pek bir şey kaçırdığımı sanmıyorum. Onları da sonradan gösterdiler zaten, açık kalmadı yani. Tabi ilk sezonda da çok şey olup bitmiş, belli. Dizinin politika ayağı mesela kaldığı yerden devam etti ve ilk sezonda ne olduğu benim için muamma. Ama yine de genel anlamda anlamadığım bir şey olmadı. Tabi şimdi ikiyi izlemeden üçü izlemek problem olabilir çünkü cast neredeyse aynı ve karakterlerin hikayesini bilmek de ilk sezona göre önem kazanacak gibi.

Peki Dr. Romantic 2 tavsiye edeceğim bir yapım mı? Kesinlikle evet. birinci sezonu izlemesem de vakti olanların mutlaka onu izleyerek başlamasını tavsiye etmekle beraber -şimdilik- izlediğim tek sezon olan bu ikinci sezonu inanılmaz sevdim. Yüzeyde temele aldığı tüm vakalar, hastalar ve olayların altında aslında hayatı anlatan, doğru yerlere parmak basabilen bir diziydi. Yüreğime dokunan, beni durup düşündüren o kadar sahnesi vardı ki. O yüzden bence herkesin hayatında bir adet Dr. Kim'e ihtiyacı var
diyor ve ısrarla tavsiye ediyorum.

Dr. Romantic 2/Romantic Doctor, Teacher Kim 2
Yönetmen: Yu In Shik, Lee Gil Bok
Senarist: Kang Eun Kyung
Yayıncı: SBS
Bölüm Sayısı: 16 Bölüm
Yayın Tarihleri: 6 Ocak-25 Şubat 2020

Dizi, adından da gayet net anlaşılacağı üzere Doktor Kim'i başrole alarak onun etrafında şekillenen olayları anlatıyor. Meslektaşları için son derece tuhaf addedilen oldukça cesur bir doktor. Kesin bir meslek etiği var ve bu konuda oldukça katı. Ana hastaneye bağlı bir travma merkezi olarak çalışan taşra hastanesi Doldam'da çalışıyor ancak ekibinden eksilen doktorların eksikliğini çektikleri için ana hastaneden ayrılan, ayrılmak zorunda kalan cerrahları Doldam'a davet ediyor. Her şekilde istemeyerek ve ilk fırsatta kaçmak için fırsat kollayarak gelen cerrahlar Doldam'da başta meslekleri olmak üzere birçok şey öğreniyorlar.

Yönetmenlerden olan Yu In Shik, son zamanların en ses getiren dizilerinden biri olan Extraordinary Attorney Woo'nun yanında Dr. Romantic 3, hayranlarının hala ikinci sezonunu beklediği Vagabond ve benim sevdiğim polisiyelerden biri olan You're All Surrounded gibi dizilerde de yönetmen koltuğundaymış. Lee Gil Bok ise, Dr. Romantic 2 dışında sadece Now, We Are Breaking Up'ta bulunmuş.
Senarist ise daha çok eski dizilerde yer almakla beraber en bilinen işleri What Happens To My Family, Gu Family Book ve Dr Romantic serisi.

-eser miktarda spoi içerebilecek olan ve zaten halihazırda içermekte olan alan-

Kim Sabu/Bu Yong Ju/Dr. Kim (Han Suk Kyu)

Doğum adıyla Bu Yong Ju, kendi deyimiyle Kim Sabu, adaletli ve ilkeli bir adam. Aynı zamanda da zeki ve kontrollü, deli de bir tarafı var ama. Onu sadece doktorluk etiğine uymayan işler yapan insanlar sinirlendirebiliyor. İlk sezon Kim Sabu'su nasıldı bilmiyorum ama bu sezonda ilk olarak giden ekibine yeni doktorlar ararken gördük onu. Doldam Hastanesi'nde görev yapan Kim Sabu, hastanedeki Genel Cerrah ve Kalp Damar Cerrahı eksikliğini kapatmak için ana hastaneye geliyor. Burada ameliyatlarda anksiyete kriziyle boğuşmak için ilaç alan ama bu ilaçlar yüzünden ameliyathanede uyuyakalan Cha Eun Jae ile, kimseye boyun eğip yalakalık yapmadığı için kovulan Seo Woo Jin'i bir de bonus olarak intern Yoon Areum'ı hastane bünyesine katıyor.
Onları deniyor, gözlemliyor, her gün benzersiz dersler veriyor aslında. Woo Jin mesela, asi karakterine rağmen bağlanıyor Doktor Kim'e. Kim Sabu doktor olmasının yanında inanılmaz bir hayat tecrübesine sahip bir adam. Sadece tıp konusunda değil daha bir çok konuda da doğru hatırlatmalar yapıyor hem bize, hem ekibine.
Şahsına münhasır, her zaman dönen olayların farkında olsa da açık açık ifade etmeyen ama bildiğini ve fark ettiğini ortaya söylediği cümlelerle anlatan, sevgisini dile getirmeyen dikkatli bir gözlemci Kim Sabu. İyi bir mentor, iyi bir doktor ve aynı zamanda vicdanlı bir adam. Var ol Kim Sabu, üçüncü sezonda da senciyiz, hiç merak etme.
"Hayat kendini başkalarıyla kıyaslamaktan ibaret değildir. Yaptığın seçimlerden ibarettir."

Seo Woo Jin (Ahn Hyo Seob)

Ahn Hyo Seob'u My Father Is Strange'de, One More Happy Ending'de ufacık bir rolde ve tabi ki hit noktası Business Proposal'da izledim. Adam akıllı ünlendiği ilk rolü bu dizideydi sanırım zaten. Kendisinin öyle ahım şahım bir oyunculuğu yok ama ben çok severim Hyo Seob'u. Bence diğer oyunculara nazaran enn büyük avantajı gözleri. Müşfik baktığında bal akıyor gözlerinden, öfkeliyken ise bin parçaya bölüyor karşısındakini. Biraz daha yol alınca sadece gözleriyle oynayacak seviyeye gelebilir. Yumuşacık bir ifadesi var bakışlarının, eriyorum :P
Bir de gitmiş postere gülümseyen fotoğrafını koymuşlar sanki çok yüzü gülmüş gibi yavrumun... Seo Woo Jin karakteri bana Just Between Lovers'ın Gang Doo'sunu anımsattı, tabi ki bahtsızlığıyla...  Seo Woo Jin tam bir dikenli tel. Canını o kadar yakmışlar, o kadar defalarca yaralamışlar, güvenini kırmışlar ki kimseyi yaklaştırmaz olmuş yanına. Sanki canı hiç yanmıyor gibi tüm hakaretlere göğüs gererken hem borcunu kapatmak için her işte çalışmış hem de kimseyi yakınına almamış. İnsanları bilerek, sivri bir dille uzaklaştırmış kendinden. Ben böyle insanlara öyle çok üzülürüm ki... Herkes onun yok olmasını isterken o, kendisinin de iyi bir hayat yaşamayı hak ettiğini kanıtlamak istiyor. Tüm çabası bunun için. Biz de o çabayla kendine bir yer edinmesini izliyoruz. İlk bölümlerde Savunma Bakanı Ryu'ya kalp masajı yaptıkları sahnede Woo Jin'in tüm o "İyi iş çıkardın." cümlelerine verdiği tepki omuzlarındaki tüm baskının özeti aslında. O kadar zamandır savunma halindeymiş ki gerçek bir övgü duyunca nasıl bocaladı, tökezledi, nasıl gözleri doldu, kıyamadım.
Muhteşem bir karakter gelişimiyle ait olduğu yeri bulurken Woo Jin, gardını biraz indirip kendini açarken öyle mutlu oldum ki ben de. İlk bölümlerde hakkı yenir, haksızlık yapılırken, iftiralar atılırken hiç sesi çıkmamasına rağmen Doldam'da inandıkları için çabalayan, hakkını söke söke alan bir doktor gördük. Ameliyat yasağını kaldırmak için verdiği çaba ve işe yaradığında verdiği tepki çok çok güzeldi. Orada Hemşire Uhm da diyor ya, "Çok değişti. Böyle güldüğünü hiç görmüş müydünüz?" Işıldıyordu Woo Jin'im. Dizinin parçalarından, benim de dünya üzerindeki en sevdiğim ost olan Go Away Go Away, tamamen Woo Jin için yazılmış. Duyar duymaz gözüm doluyor. Dizi boyunca en bağrıma basmak istediğim, teselli etmek istediğim karakterdi Woo Jin. Dizilerde yer verilen, çizilen yaralı karakterler çok özgün değil, çoğu dizide bir çok örneği var. Ama Hyo Seob bu rolü öyle bir giyinmiş ki aynı Junho'nun Gang Doo'su gibi, hep aklımda kalacak. Bambaşka şekilde dokundu kalbime.

Cha Eun Jae (Lee Sung Kyung)

Ah benim gülüm. Ben Lee Sung Kyung'u çok severim. Korelilerde nadir görülen bal rengi gözleri, alışılmışın dışındaki ses tonu ve zarif aurasıyla ekrana inanılmaz yakışan bir oyuncu, en azından benim açımdan. Kendisini It's Okay, That's Love, Shooting Stars ve Weighlifting Fairy Kim Bok Joo'da izlemiştim.
Buradaki Cha Eun Jae, doktor bir aileden gelen tam bir zengin kızı. Ailesi mükemmel insanlarla dolu olduğu için kendisinin de öyle olması gerektiğini düşünüyor o yüzden çok mükemmeliyetçi. Tıp fakültesi boyunca karınca gibi hırsla çalışıyor. Ama işte maalesef tıp sadece teoriye dayalı bir alan değil. Anksiyetesi ve bulantısı onu ameliyatlara girmekten alıkoyacak hale gelince bir ilaç alıyor, o ilaç da uyku yapıyor ama ne uyku! Küt diye bayılıyor ameliyathanede. İlaçlar dolabında bulununca da Eun Jae'ye Doldam yolu gözüküyor. Bir anlamda sürülüyor oraya.
Yolu izi belli olmayan bu taşra hastanesinden kaçmak için yol arayan Eun Jae kendini yavaş yavaş hastaneye ait hissediyor. Doktor Kim'den bir şeyler öğreniyor, onun yardımıyla anksiyetesiyle başa çıkıyor ve resmen muhteşem bir dönüşüm yaşıyor. Seo Woo Jin'le de geçmişten gelen bir gönül meselesi olunca, bunun devamının gelmesi de kaçınılmaz oluyor.
Yalnız Eun Jae'yle ilgili şey çok komikti ahshahsha Acil servise deli dehşet vakalar geliyor, herkesin anası ağlıyor millete yetişicem diye o sırada Eun Jae elinde çay kahve ahahshahs bu kıza niye haber gitmiyordu, niye hastane koridorlarında gezinip duruyordu hiç bi fikrim yok. Onun dışında tatlış biriydi. Sadece biraz fazla burjuvaydı, ana hastaneye neden dönmek istiyordu anlamak güç. İtlik çakallık peşinde herkes, kal mis gibi Doldam'da işte. Abisinin yanlış ameliyatıyla ilgili iyi aksiyon aldı, bu konuda da benden artı bir aldı. Woo Jin'i koruması, savunması da çok başarılıydı. Eun Jae gerçekten çok güzel büyüdü. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın kafasından ekip ruhuna geçişi çok güzeldi.

Park Min Gook (Kim Joo Hun)

Off şimdi bu gereksizden de hiç bahsedesim yok ama... Daha önce It's Okay To Not Be Okay'de gayet sevilesi bir tip olan Kim Joo Hun burada şeytan rolünde ahahsahahah Bu adam ana hastanede profesör. Doldam'da gözü olan bir haysiyetsiz (Do Yun Wan mı ne ismi, hiç kendimi yorup bakamıcam şimdi) buna diyo ki sen bu hastanenin başına geç, planımızı tıkır tıkır işletelim. Ama yer mi anadolu çocuğu, bu da az anasının gözü değil. Normalde hainlik yapıyordu gayet güzel ama sonra bir kaç kere baktı, dedi ki beni harcayacaklar. Zaten öyle çok emir alacak bir tip de değil esasında, tam iyi bir insan olası tuttu. Ama bunun bir elemanı var, asıl nefretlik tip o, Yang Ho Jun, bir insan bu kadar omurgasız olabilir ancak. O dedi ki sana yıllarımı verdim, şöhret olacaktık, saçma sapan bir şeyler konuştu, yarısını dinlemedim inanın. Bu adam yerine onu yönetselermiş keşke, pekala kukla gibi oynatırlarmış. Bu ikisi de böyle rezil rezil devam ettiler dizi sonuna kadar. Üçüncü sezonda da arzı endam etmişler maalesef, çok lazımdı ya...

Acil Servis Ekibi

Yoon Na Mu'nun hayat verdiği Dr. Jung In Soo ve So Ju Yeon'un hayat verdiği intörn Yoon Areum dizinin acil servis ikilisi.
Bu ikisi o kadar moodmaker elemanlar ki. Dr. Jung hem komik hem de acıklı bir hikayesi olan birisi. Çok sevdiği bir karısı ve bebeği var ama onlardan uzakta, Doldam'da çabalıyor onlara iyi bir hayat verebilmek için. Uzun süre de görmüyor onları. O yüzden ben, Lim Hyun Jun'un ettiği teklifi bir süre düşünmesine kızamadım maalesef. Herkesin hayat şartları başka, düşünmek lazım. Ama Dr. Jung da gidemedi. Hava yağmurluyken, karlıyken bir sürü kaza olacağını düşünüp hastanede uyuyan biriydi zaten bu adam, gidemezdi. Sevdim ben Dr. Jung'u. Tatlıştı.
Yoon Areum ise bizimkilerle birlikte ana hastanede çalışan bir intörn fakat Doktor Kim'in onun için bir mentor olarak ortaya çıkmasıyla tasını tarağını topluyor, lolipoplarını alıyor geliyor ahaahahah Areum da çok tatlı bir kız. Her yakışıklıya gönül vermesiyle, herkesle hemencik samimi oluşuyla, yüzünden hiç silinmeyen gülüşüyle ve öyle görünmese de oldukça algıları açık oluşuyla benim kalbimi kazandı. Hemşire Park Eun Tak ile kendisine mutluluklar diliyoruz.

Hemşireler

Koskoca hastanede iki hemşire mi var, hayır. Diğerlerini konuşacak mıyız, hayır ahahahaa Şimdiden yoruldum yeter. Diğerleri de çok iyi çok tatlı insanlar, biraz dedikoducular, genç olan da biraz Hemşire Park'a yanık gibiydi, bunları bilin yeter.
Kıdemli hemşiremiz Oh Myung Sim'e Jin Kyung, Park Eun Tak'a ise ballı lokma tatlısı Kim Min Jae hayat veriyor.
Oh Myung Sim oldukça dişli birisi. Bağırıyor, kızıyor, sinirleniyor. Sesini çıkarıyor haksızlık olunca. Aynı zamanda hastaneyi ayakta tutan da o gibi geldi bana, valla tam bir hükümet kadın, her şeye gücü yetiyor. Her hastanenin bir Oh Myung Sim'i bir de Kim Sabu'su olsun, yeter. Vefalı, çalıştığı insanlara saygılı ve aynı zamanda da sıcacık kalbi olan bir kadın. Woo Jin'i en içten karşılayan da o olmuştu en başta. Anne şefkati var resmen. Ama aynı zamanda kötü insanlara karşı da sert bir duvar gibi, asla tavizi yok. Yürü be Oh Myung Sim'im!
Park Eun Tak ise genelde herkese mesafeli, "İşimizin başındayız." kamu spotu gibi bir adam. İlk sezonda değindiler mi bilmiyorum kendisi baya baya serseriymiş, Doktor Kim kendisini mafyanın elinden almış ajahahahah Şaka maka aynen öyle diyor, Woo Jin'e söylüyordu galiba. İyi de olmuş. Ancak bu Park Eun Tak, artık Areum'ın hayat dolu ışığı mı dikkatini çekiyor bilmiyoruz, yelkenleri suya indiriveriyor hemen. Onlar eriyor muradına, biz de çıkıyoruzdur herhalde kerevetine ne bileyim.

Genel Yorum

Neleri Sevmedim?:
Bu dizide beni sinir eden hususlara değinecek olursak, Doldam iyi, hoş. Lakin bu hastanenin en büyük sorunu gizlilik. Bakın ne zaman, ama ne zaman iki kişi bir şey konuşsa ve bu gizli bir şey olsa, üçüncü bir kişiye mutlaka duyuruyorlar. Bıktım, yıldım izlerken. Bir de nedense hep şeytanın sol bacağı karakterler duyuyor veya görüyor her şeyi. Ya sizin bir gizli noktanız, ne bileyim ses alçaltma alışkanlığınız, saklanma bilinciniz yok mu? Niye her şeyi bangır bangır konuşuyorsunuz? Bir hata bir kere yapılır. Başkan'ın hastalığının saklanıp saklanmaması konuşulur, Hemşire Oh duyar, Doktor Kim'in karpal tünel sendromu konuşulur, seller alasıca Yang Ho Jun duyar, organ bağışını tartışırlar, dönorun annesi duysun diye bağırırlar sanki. Bir değil, iki değil, vallahi yordular. Diyorlar ki bir de, Doktor Kim'in karpal tüneli hakkında ağzımızı sıkı tutalım, ağzınızı sıkı tutsanız ne, elemanlar kapı dinliyor.

Dizide Yang Ho Jun boşunu sürekli görmek canımı sıktı. Adam akıllı son da yazmamışlar, sepetlendiğini göremediğim için o kadar mutsuzum ki... Kesin üçüncü sezonda da itlik şerefsizlik peşinde koşmuştur bu.

Ay bir de dizide sürekli o tehditin bitip başka problemin gelmesi canımı sıktı ama bi polisiye dizilerin bir de medikal dizilerin hiç derdi bitmez, biliriz... O yüzden yakınamıyorum.


Neleri Sevdim?:
Dizinin başında gördüğümüz borç batağında olduğu için bulduğu her işte çalışan yaralı kuş Woo Jin, fakültenin hem güzel, hem zeki, hem de prenses kızı olan ama anksiyete yüzünden ameliyatlara giremeyen Cha Eun Jae ve mutlu ama hırslı intörn Yoon Ahreum, aslında çok uç noktalardaki insanlar. Ama hepsinin bir şekilde Doldam'a gelip birlikte çalışmaya başlamalarının hikayesini görüyoruz burada. Bu insanların bir şekilde ortak paydada buluşup birbirlerine alışmaya başlamalarını izlemek çok keyifli. Aynı zamanda hastanedeki tüm doktorlar, hemşireler, yönetici ekibi de, figüran olsun da ekranda yer kaplasın diye oluşturulmuş karakterler değiller. Hepsinin belli güçlü yönleri, karakterleri, doğruları ve yanlışları var. Aynı zamanda bu kadar çok karakter bir yerden sonra 'baş ağrısı'na değil 'ekip' hissine dönüşüyor. Bir sürü karakter olmasına rağmen izlemek yormuyor, aksine eğlendiriyor, tüm karakterleri sevmeye başladığınızı fark ediyorsunuz.

Karakterlerin gelişimlerini izlemek de çok keyifli. Eun Jae'nin yavaş yavaş kendine güvenmesi, enzim ilacıyla ve placebo etkisinin yardımıyla gerilmeden ameliyatlara girmesi mesela. Ama benim izlemekten en fazla keyif aldığım dönüşüm Seo Woo Jin'in dönüşümü oldu. Herkese kırgın, dünyaya kırgın, ona yaklaşan herkesi öfkesiyle ezip geçmeye hazır olan ve çocukluğundaki masumiyeti omzundaki yüklerin arasında kaybeden Woo Jin... Öyle güzel değişti ki. Değer vermeye, bir yere ait olmaya, başka bir insan olabileceğine inandı. İnsanları sevebileceğini ve onların da bu sevgiye karşılık verebileceğine inandı. Bebeğim Woo Jin.

Dr. Kim bir kaçık olmasının yanı sıra bir modern zaman filozofu. Öyle güzel şeyler söylüyor ve bunun zamanlamasını öyle güzel yapıyor ki, omuzlarım düşüveriyor birden. Final sahnesindeki replikle ağlamaya başladığımı fark ettim mesela, ya ne alaka? Öyle bir adam işte Dr. Kim. Ve bize bu güç hayatla baş etmek için söyledikleri güzel şeyler benim için diziyi benzerlerinden başka bir yere koyuyor. Sadece bir medikal dizi olmadı benim için, öyle olması planlanmamış zaten belli ki. İzleyen herkesin yüreğinde bir yerlere dokunabiliyor. En sevdiğim repliklerinden birisini buraya da bırakayım. "Ne kadar yoksul, kızgın, aşağılanmış ve küçük düşürülmüş olsan da asla taviz vermemen gereken bir şey vardır. Ona vicdan denir."

Dünya çok zor. İyi niyet, nezaket, saygı gibi kavramların yok olmaya başladığını görmek gerçekten yaralayıcı. O yüzden iyi niyetin hala kazandığı yerlerin olması, insanların yararına karşılıksız bir şeylerin yapılması, vicdanın sesinin duyulabildiği yerlerin varlığı bir ütopya da olsa, mutlu eden bir ayrıntı. Doldam da tam olarak böyle bir yer. "Bizim hastanemiz böyledir. Düzen veya hiyerarşi yok. Bunun yerine birbirimize saygı duyarız." diyor Nam Do Il. Ve ekliyor, "Materyalizm yüzünden tüm dünya kafayı yemiş. İnsanlar, para etse her şeyi satacak hale gelmiş, onurları ve kişilikleri de dahil. Ama yine de, bunun böyle olmadığı bir yer olmalı." Bence de, bunun böyle olmadığı bir yer olmalı. Doldam öyle bir yer.

Doldam demişken... Ben de taşınayım oraya ya. Bina ayrı güzel, etraftaki doğa ayrı güzel. Yaşıyorsunuz bu hayatı valla. Doktorlar'daki hastane de şehrin dışındaydı ama bu başka ahahahahshs Şaka maka, If You Wish Upon Me'deki bakım evi midir hastane midir ona da çok yükselmiştim, buna da öyle oldu şimdi. Nasıl yerlerde yaşıyorsunuz siz ya, seneye tayin istiyorum, göreceksiniz siz.


Dünya bir yana, bu dizinin Go Away Go Away şarkısı bir yana. Aynı Goblin'in Stay With Me'si gibi Punch ve Chanyeol'ün seslendirdiği şarkı, dinlediğim ilk anda beni büyülemişti. Hala üstüne ost bilmem, tanımam. Ne zaman dinlesem aynı hissederim. Diziden önce tanışmıştım şarkıyla, youtube sayesinde. Artık ne zaman dinlesem, Woo Jin aklıma geliyor, gözlerim doluyor.
Baekhyun-My Love
GUMMY-Your Day
Chanyeol&Punch-Go Away Go Away
HEIZE-That's All
Yang Da Il-Love
MAMAMOO-The Person I Miss More
Monday Kiz-You Don't Know
Chung Ha-My Love

Sonuç olarak Dr Romantic 2, bence Kore'nin en iyi medikal dizilerinden birisi. Ekibiyle, Kim Sabu'suyla, vakalarıyla ve hayata dair tüm dersleriyle benim için çok özel bir yerde. En kısa zamanda üçüncü sezonu da izleyip yorumlamak niyetindeyim. Medikal dizilerden hoşlanıyorsanız bence Dr Romantic 2 şans verebileceğiniz en iyi dizi. Herkese iyi seyirler!








"Başkalarının istediği cevapları aramayı bırak. Senin istediğin cevap ne? Hayatta her zaman cevapları bulamazsın. Ama ne aradığını bilirsen hayatla baş etmek daha kolay olur."


"Hayat her gün yeni bir maceraya atılmaktır. İsteseniz de istemeseniz de. Her gün ortaya çıkan gerçeklerle yüzleşmektir. Hayatımızın her anında doğru cevabı bulamayız. Ama Doktor Kim hep şunu der. 'Asla ne için ve ne uğruna yaşadığımızı sormayı bırakmayın. O soruyu sormayı bıraktığınız an romantizmimiz de sona erer.' "