1 Eylül 2019 Pazar

En İyi Debut Şarkıları

Selaaaamlaaar. Bugün birlikte K-Pop'ın ışıltılı dünyasından içeri adım atan grupların ilk adımları olan debut şarkılarını  inceleyeceğiz. Debut şarkısı grubun ilk etapta ilgi çekmesi için gerekli koşullardan biridir. Sektöre muhteşem debut şarkıları gelip geçti, yaşlanıyorum bee...
Küçük bir nostalji arası verdikten sonra devam ediyoruz ahahahaha. Aslında sektöre efsane olmuş bir çok debut şarkısı var ancak ben kız grupları için de, erkek grupları için de sayıyı on ile sınırlandırdım. Haydi bakalım, başlayalım öyleyse!
Önce canımız ciğerimiz olan kız gruplarının, en iyi çıkış şarkıları gelsin!


10-) Red Velvet-Happiness
Happiness zamanları... 2014, çoktan yıllar olmuş bile. O zamanlar Red Velvet renkli saç uçlarıyla dört kişi olarak hayatımıza girmişlerdi. Happiness çok renkli ve eğlenceli bir klibe sahip. Şarkının funky bir ritmi var ve gerçekten konseptleri çok fresh bir konseptti. Kim derdi ki Zimzalabim gibi bir fecaatin bir gün Red Velvet'a verileceğini...
Happiness'a ölüp bayıldığımı söyleyemem ama güzel bir şarkı. En azından deneysel bir facia değil. Dinlemesi eğlenceli. akılda kalıcı, neşeli bir şarkı. Eh, iyi bir debut için gerekli şarkının özellikleri de aşağı yukarı bu zaten. 10. sırayı Kırmızı Kadifelerimize verip kendilerini uğurluyoruz böylece.
Kaçıranlar ve tekrar izlemek isteyenler için Red Velvet-Happiness



9-) KARA-Break It

Kara'nın beş kişilik resmini seçme sebebim sektöre en büyük hitlerini o zaman vermeleri olabilir. DSP Media tüm gruplarını elleriyle harcama konusunda altın madalyaya layık bir şirkettir. KARA'yı da yavaş yavaş harcadı işte. Break It'de bence ortalamaya göre çok güzel olan debut şarkılarından birisidir. KARA'nın genele bakıldığında J-Pop'a yatkın şarkılar olan kariyerinde debut şarkısının A-Pop şarkılarına benzemesi de ironiktir ahahaha Gerçekten yıl 2007 önce bunu bir idrak edelim. Günümüzle kıyaslamayalım yani. 2007'de Break It zamanının çok ötesinde bir şarkı.  Çıktığı yıla göre baktığında da o zamanların modası olan autotone'dan ve saçma kelimelerin tekrarladığı nakaratlara sahip şarkıların arasından da sıyrılmıştır. Break It özeldir, Break It anlamlıdır. Sevelim. Gyuri ve Nicole'ün güzelliğinden bahsetmeye bile gerek yok :3 Ölene kadar Break It diyenler için şuraya bırakalım: KARA-Break It



8-) Laboum-Pit-A-Pat
Sektörün kız grubu istilasına uğradığı yıl olan 2014 (ben demiyorum, debut albümünün ismi Girl's Invasion olan Lovelyz diyor.) Laboum'un da çıkış yılı. Laboum'un debut zamanları gerçekten gelecek vaadettiklerini düşünüyordum. Tabi o zaman maknaelerinin sürprayz bir biçimde hamile kalacağını kimse bilmiyordu. Yulhee'nin skandal olup olmadığından çok da emin olamadığım bu skandalından sonra kariyerlerinin zirvesini görmüş oldular. Hwi Hwi era'da biraz yükselmeye başlamışlardı oysaki. Yazık oldu gerçekten Laboum'a. Çünkü hala tek bir title şarkılarının bile kötü olmadığı nadir gruplardandır Laboum.
Pit A Pat'da 2014 yılına çok fazla bir şarkı. 2014'te kalitesiz şarkılarla sektöre atılan o kadar kız grubu vardı ki o sene Laboum hemen ilgimi çekmişti. Çok eğlenceli bir klibi olan şarkının kendisi de çok sevimli. Bu şarkının canlı performanslarını izlemek de ayrı bir zevklidir. Sahnede o kadar eğlenir ki Laboum, istemsizce gülümsemeye başlarsınız. Laboum umarım, daha da yükselirsiniz.
Laboum'un gününüzü aydınlatmasına izin vermek için şuradan buyurunuz efenim; Laboum-Pit-A-Pat



7-) APINK-I Don't Know
Ben de bilmiyorum A Pink, sizi neden bu kadar seviyorum acaba?
A Pink eskiden beri altyapılarıyla kalbimi çalan gruplarındandır. Son dönüşleri olan Eung Eung'dan sonra beni vursalar sesim çıkmaz. O kadar iyiydi o era. Zaman makinesini ayarlayıp A Pink'in debutuna gittiğimizde yine A Pink'in eğlenceli ritimlerle bezenmiş şarkısı I Don't Know karşımıza çıkıyor. I Don't Know benim neden sevdiğimi bilmediğim bir şarkısı. Mutlu ediyor, içimi sıcacık yapıyor falan. Öyle işte. A Pink'in sektöre kattığı onlarca güzel şarkısından biri de I Don't Know.
Neden sevdiğini bilmeyenler için geliyor öyleyse sıradaki şarkımız; APINK-I Don't Know



6-) Cherry Bullet-Q&A
Bana sorulursa öncüsünün Pristin olduğunu düşündüğüm Teen Crush konsepti son zamanların en revaçta konsepti. O yüzden şirketler bu trendin olabildiğince ekmeğini yemeye çalışıyorlar. Bakınız FNC. Eh benim de en sevdiğim konseptler arasında Teen Crush. Girl Crush'dan gına geldi artık, insanlara GC'ın özgün bir konsept olmadığını anlatamıyorum. Maalesef o kadar da alıcısı var ki istediği ünü elde edemeyen kız grupları girl crush'a yöneliyorlar. Teen Crush candır, heyecandır. Cherry Bullet'in debut şarkısı gerçekten beklediğimden çok daha iyiydi. Hatta komple debut albümleri beklediğimden çok iyiydi. Q&A modern ritimleri olan funky bir pop şarkısı. Dinlemesinin çok eğlenceli olduğu, bağımlılık yapan bir nakarata sahip bir şarkı. Böyle devam Cherry Bullet, son zamanlarda ışık gördüğüm çaylaklardan birisisin.
Kaşların arasına Kiraz Kurşunu değenler için; Cherry Bullet-Q&A



5-) Mamamoo-Mr Ambigious
Yolumuza bir diğer 2014 çaylaklarından devam ediyoruz. Mamamoo'nun o zamanlardaki tarzını özledim sanırım. O zaman daha fresh bir hava veriyorlardı. Mr. Ambigious'un klibi tam bir yıldız geçiti olduğu için izlemesi çok eğlenceli. Şarkı ise hem çok güzel hem de Mamamoo'nun muhteşem vokalleriyle daha güzel hale geliyor. Mamamoo'nun en güzel konseptlerinden de biridir. Retro Mamamoo zamanlarını gerçekten özledim.
Old Moomoo'lar için geliyor; Mamamoo-Mr. Ambiguous



4-) TWICE-Ooh-Ahh
Ooh-Ahh Twice'ın en güzel şarkısı olmakla beraber en iyi de debut şarkılarından biridir. Sadece soruyorum Park Jin Young, bundan bir tane daha yapmak bu kadar zor mu? Konsepti Twice'ın Likey'den önce yaptığı sevimli konseptlerden farklıdır, aralarında parlar adeta. Şarkı ise çok güzeldir, harika bir altyapısı vardır. Twice vokal yönünden güçsüz bir gruptur. Nefes alır gibi yüksek notaya çıkan bir üyeleri yok. Şu an daha iyi olsalar da, debut zamanı gerçekten kötülerdi. Ama Ooh-Ahh üyelerin zayıf yönlerini destekliyor, şarkıda eksiklikler fark edilmiyor. Üyelerin hepsinin sesi gayet doğru dağılmış. Bilmiyorum. Twice'ın böyle bir şarkıya daha ihtiyacı var. Dance the Night Away ve Fancy çok güzel olsa da Twice'ın bu konseptini özledim.
Zombilerle keyifli bir buluşma; Twice-Ooh-Ahh



3-) CLC-PEPE
O kadar dertliyim ki... Şu konuda öyle dertliyim ki. CLC 2015'in en iyi çaylağıdır net, üstüne tartışmam bile. Pepe harika bir eradır ve CLC'nin en iyi de konseptidir. Ama Cube CLC'yi denek olarak kullanmayı çok mantıklı bulmuş olacak ki Pepe'den sonra anlamsız bir funky, daha sonra 2012 yılı ayarında bir sevimli konsept, sonra teen crush en son da girl crush denedi. Arada bir de kızlar musiki sanatçısı konseptine benzer bir şey yaptılar ama ben o sırada sinir krizindeydim, hatırlamak istemiyorum. Hayır, konsept kraliçeliği bu değil. Gerçekten değil, bu denek tahtalığı yani. Pepe teen konseptin en güzel örneğidir, fresh bir konsepttir, kızların yaşlarına uygundur ve üstlerinde zorlama durmaz. CLC'nin girl crush imajı üstünde annesinin giysilerini giyen kız çocuğu kadar zorlama duran bir iki üyesi var ama girl crush konseptçiler beni yaşatmaz diye daha fazla konuşmayacağım...
Pepe'nin en güzel yanı retro ritimlerle bezeli altyapısı. Klibin çok bir numarası yok ama şarkı her şeyi kurtarıyor. Şarkı kızların vokallerine de çok uygun bir şarkı. Cube'un elinden çıkan en güzel şarkılardan biri olabilir. Ah be Pepe era, geri dön...
Pepe'yi Koruma Timi Resmi Marşı: CLC-PEPE



2-) (G)I-DLE-LATATA
Nesin sen, debut şarkılarının şahı falan mı? LATATA muhteşem bir şarkıdır, müzede saklanması gerekmektedir. Jeon Soyeon canımız ciğerimizdir. LATATA eşlik etmenin de çok güzel olduğu bir şarkı. Bir kere altyapısı muhteşem! Rap kısımları ciğeri söker, klibi ise görsel şölen. Daha ne olsun yahu! Cube'un düzgün yaptığı sayılı şeylerden biri Idle'a verdiği şarkılar heralde. Gerçekten LATATA muhteşem bir şarkı. Şarkı çıkalı ne kadar oldu, hala 'I love ya' kısımlarının aşığıyım. Vokaller muhteşem, konsept muhteşem, Jeon Soyeon zaten K-Pop sektörüne bir hediye. O yüzden Idle'ın yaptığı her işe güveniyorum, ileride de daha çok güveneceğim çünkü şimdi şarkılarını büyük ölçüde Cube yapıyor ama ileride şarkılarının çoğunu hatta belki tamamını Idle'ın kendisinin yapacağını düşünüyorum. Bayılıyorum Idle'a böyle devam!
Everyday, everynight LaTaTa!: (G)I-DLE-LATATA



1-) Everglow-Bon Bon Chocolat
Bu şarkı ilk çıktığı günden itibaren beni müptela etse de insanlar Everglow'un tüm şarkılarına ''2014 beati'' demeye çok meraklı. Kardeşim güzelse güzel de geç, beatin kronolojisini çıkar diyen oldu mu sana? Yok ama Hiçbir-haltı-beğenmeme-timi olarak bir şekilde varlıklarını belli etmek zorundalar.
Bu tip girl crush konseptini hiç sevmediğimi yukarıda adeta haykırdım biliyorsunuz ahsasjdjsj Everglow'un konsepti de özgün bir konsept değil bence, bal gibi gc. Ama en azından yaptıkları şarkılar gerçekten çok güzel. Adios'u da gayet beğendim. Benim açımdan Adios'un tek sorunu Bon Bon Chocolat 0.2 olması, özellikle giriş kısmının. Onun dışında yok 2014 yılından kalma gibi, yok beati bayatlamış gibi, yok kreması az olmuş SALIN ŞU KIZLARIN ALT YAPILARINI.
Bon Bon Chocolat benim son yıllarda duyduğum en iyi debut şarkılarından biridir, aha da birinci yapıyorum, yaptım. O kadar ahahhsjsjs
Bon Bon Chocolat ile coşmak için Everglow-Bon Bon Chocolat

Niyeyse bi sinirliyim bugün ahahahahsj papatya çayımı içip, derin bir nefes alııp devam ediyoruz. Şimdi sıra yine bir başka canımız cananımız olan erkek gruplarıyla devam ediyoruz.
Başlayalım o halde.


10-) C-Clown-SOLO
Aah ah. C-Clown'u harcadılar matmazel... C-Clown sektörün en donanımlı gruplarından biriydi. Zaten Rome'u bir bıraksan böyle baya adam hep beste hem güfte hem vokal hem rap derken klip çekimi falan yapacaktı. Ben bir de C-Clown'un müziğini çok seviyordum. Eski K-Pop fanları bilir. Böyle 'eski kpop' olgusu vardır. Eski kpop tınıları var C-Clown şarkılarında. C-Clown'un SOLO şarkısı da çok başarılı bir debut şarkısıdır. Nakaratının tınısını çok severim. Ya ağlayacağım cidden, çok özlemişim C-Clown'u. Yeni duyan bilen varsa, C-Clown'un bütün şarkılarını dinleyip kaybettiklerimize ağlayabilir... SOLO da C-Clown'un sayısız muhteşem şarkısından yalnızca biri.
Siz şimdi yoksunuz ya, ben hep SOLO diyenler için C-Clown-SOLO



9-) UP10TION-So, Dangerous
Artık beni tanıyorsunuz. Her salatalığım var diyene elimde tuzlukla koştuğum için bir aralar UP10TION'ın da fandom karasularında dolaştım. Sonra radarıma KNK girdi falan, o aralar biraz karışık. UP10TION hakkında bildiğim çok bir şey yok haliyle. Ama çok sağlam bir çıkış yapmışlardı zamanında. Şarkılarının altyapısını çok sevmiştim ama aynı zamanda iyi de vokallere sahiplerdi. Dans alanında da gayet yeteneklilerdi. Şarkı kafanızda dönüp duracak özellikle ''No no no no no now'' kısmı, sakin olup geçmesini bekleyin.
Tehlikeliyim, seni üzerim: UP10TION-So, Dangerous



8-) VIXX-Super Hero
Oy benim bebeklerim! VIXX'i çocuk gibi sevmekten ne zaman vazgeçeceğim acaba? VIXX sektöre sonraki konseptlerinin hiç sinyalini vermeyerek girmiş. Son derece 'normal' bir konsept. Ama konsept kralı VIXX her konseptte parlıyor. Super Hero ben dahil tüm Ravi biased'lar için de özel bir konsept. Çünkü bundan sonra uzunca bir süre üzerinde marjinal tarzlar denendi çocuğumun... Super Hero'daki saç tarzı son normal saçı. Stay strong Ravi, arkandayız. Klasik bir VIXX şarkısı altyapısına sahip ve güzel bir melodisi olan bir şarkı. Bir de Hongbin, saçlarını özlemedik mi sence de? Bitsin artık bu hasret. Super Hero diyordum, ismi gibi süper bir debut diyordum... Konu VIXX olunca hep böyle oluyor, çok seviyorum napayım! Bence K-Pop tarihindeki en başarılı debutlardan birisi.
Süper kahraman niteliğindeki konsept-doller; VIXX-Super Hero



7-) SHINee-Replay
Aha. Asıl eski kpop burada işte. Nerede o eski günler?? SHINee sektöre adım attığı o günlerde ''Noona neomu yeppeo'' diyerek ne noonaları hülyalara daldırdı kim bilir... Her ne kadar Taemin'in saç tarzını desteklemiyor olsam da (ki dürüst olacak olursak beşinin styling'i de berbat) şarkının muhteşem olduğunu kabul etmem gerekir. Replay bir sansasyon yaratmıştı sektörde. Ah SM debut konusunda harikalar yaratıyorsun bazen. Replay hem kendisi hem de anısı çok değerli bir debut olacak kalacaktır her zaman. Ve Replay de asla modası geçmeyecek şarkılardan biridir.
''Replay'' tuşunu çökerten şarkılarda bugün SHINee-Replay



6-) The Rose-Sorry
Asıl ben sorry canlarım benim! The Rose tam da kaliteli bir band'e hasret kaldığımız zamanlar girdi hayatımıza. Ve Sorry öyle güzel bir şarkı ki kulaklıklarımı takıp sabaha kadar Sorry dinleyerek yıldızları izlemek istiyorum. The Rose'un şarkılarının o eşsiz bohem havasında şüphesiz ana vokalleri Woosung'un çok etkisi var. Öyle eşsiz bir ses rengi var ki, tadı damağınızda kalıyor resmen. Bu yolla kendisinin solo şarkısı Face'in de reklamını yapmış olalım öyleyse. Woosung'un harika solosu Face'de buradan ulaşabilirsiniz.
The Rose'un harika debut şarkısına dönecek olursak, şarkının nakaratıyla çok uzun süre ciddi düşündüğümü söylemek isterim. Şarkının altyapısının tamamen müzik aletleriyle kaydedilmesi de şarkıyı benzersiz bir müzik ziyafetine dönüştürüyor. Seviyorum sizi, seviyorum müziğinizi The Rose, rica ediciim özür dilemeyin, sizi sevmeyenler özür dilesin.
Arım, palım, peteğim, gülüm, dalım, çiçeğim The Rose: The Rose-Sorry



5-) NU'EST-FACE
Nu'est'in rekorunu kim kırdı hatırlamıyorum ama bir zamanlar en çok izlenen debut şarkısı rekoru bizzat Nu'est'in elindeydi. Hep söylerim, 2012 yılında popüler çaylaklar EXO, Nu'est ve B.A.P'ydi. Bu üçlüden EXO aldı yürüdü, diğerleri maalesef çok üzücü sebeplerle ileri gidemediler, hatta gerilediler. Nu'est ve B.A.P kariyerlerinin ortasında, başında çektikleri ilginin yarısını bile çekemez haldeydi. Neyse ki Nu'est için nihayet bahar geldi, çok zorlu bir dönemden sonra. Umarız ki B.A.P için de çok yakındır o bahar.
Face için konuşmak gerekirse kitlenin onayladığı bir şarkı işte, ben ne diyeyim ki daha. Çok güzel bir klibi olmakla beraber çok güzel bir şarkı. Konseptleri de gayet güzel. Ama beni asıl çeken şarkının bağımlılık yapan melodisi. Dinledikçe dinleyesim geliyordu ilk zamanlar, resmen bağımlı olmuştum. FACE de zamanın eskitemediği ve eskitemeyeceği şarkılardan. Her dönemde kendisi dinletiyor.
Eski Nu'est ile yüzyüze gelmek için; NU'EST-FACE



4-) BTS-No More Dream
Sanırım sonsuza dek hayranları olacağım ve müziklerine dinleyeceğim tek grup. O kadar seviyorum ki izahı yok arkadaşlar. 6 yıl önce BTS hayatımıza son derece ''Hip Hop Lover'' bir tarz ve konseptle çıktılar. No More Dream her açıdan çok başarılı bir debut şarkısı. Koreografi, vokal, rap... Her şey muhteşemdi. No More Dream ve bunun yanında We Are Bulletproof'u da sayabiliriz gerçekten eğer BTS büyük bir şirketten çıkmış olsaydı (mazi işte o zamanlar BigHit borç içinde yüzüyordu) o seneyi domine ederdi. O sene konuşulan şeylerden biri de BTS'in hiç çaylak gibi görünmediğiydi. Sıkı çalışmalarının karşılığını bu harika çıkışla almışlardı. No More Dream hala bizim fandom için çok özel ve anlamlı olmakla beraber kusursuz bir altyapıya ve vurucu sözlere sahip bir çıkış şarkısıdır. Of çok duygulandım, ağlayacağım, çocuklarım :'')
Hayallerin gerçeğe dönüşmesinin ilk adımı BTS-No More Dream



3-) DAY6-Congratulations
DAY6'in bu şarkısı beni çok şaşırtmıştı. Evet belki 2018 veya 2019 standartlarına uygun ama 2015'te çıkması beni şoke etti. O gün için o kadar zamanın ilerisinde modern tınılara sahip bir şarkıydı ki. O yüzden asla modası geçmiyor. Debut albümünü hala aynı tadı alarak dinliyorum. Her bir şarkıyı. DAY6 malesef hala keşfedilememiş bir hazine. JYP'den olmalarına rağmen flop sayılabilecek bir konumda kalmalarını aklım almıyor. Abidik gubidik bir sürü grup çıkıp alıp yürürken hem de. JYP hep böyleydi ama. GOT7'ı ünlü etmesi dört yılını aldı. Kız grubu medya oyunu+promosyonu dedin mi birinci sırada ama erkek gruplarına ''su akar yolunu bulur'' şeklinde yaklaşımıyla onların Allah'ın mucizesiyle ünlü olmalarını bekliyor. Of hala çok güzel şu şarkı, içim eriyor dinlerken. Bu muhteşem altyapı ancak müzik aletleriyle yapılabilecek bir altyapı. Bu yüzden band gruplarını çok seviyorum yahu. Ayrı bir lezzet var tüm şarkılarında.
Böyle güzel bir grup çıkarıp ünlü edemediği için JYP'ye ''congratulations'': DAY6-Congratulations



2-) B1A4-O.K
Hala grup olarak devam etmiyor olmaları ne kadar üzücü. B1A4 müzikal anlamda asla hayal kırıklığına uğratmamış bir gruptur. Her title şarkıları ve b-side'ları birbirinden güzeldir. O.K de aynı güzellikte tam bir B1A4 şarkısı. Dinlemenin çok eğlenceli olduğu, içinizi çok garip duygularla dolduran ve sanki her şeyi yapabilecekmişsiniz gibi hissettiren bir nakarata sahip. Çok seviyordum B1A4'un müziğini ve debut şarkıları en sevdiklerimden birisi. Bu başarıda Jinyoung'un etkisi yadsınamaz elbette. Jinyung'un güzel şarkılar yazmaktaki olağanüstü başarısını sağır sultan duydu. B1A4 müziği güzeldir, kalitelidir, kendinizi iyi hissettirir. Çok seviyorum O.K'i dinlemeyi. Hala motivasyona ihtiyacım olduğunda elimin ilk gittiği şarkılardandır, asla eskimez. Bu vesileyle B1A4'A yetişememiş yenilere bir kaç şarkı önerisi vermiş olalım. Solo Day, Lonely, Baby I'm Sorry, Sweet Girl... Hatta iyisi mi, siz Youtube arama çubuğuna B1A4 yazın ve hepsini sıradan dinleyin. Asla pişman olmazsınız.
''O.K Go!'' öyleyse B1A4-O.K



1-) BTOB-Insane
Eğer Yook Sungjae muhteşem oyunculuğuyla halkın dikkatini önce kendine sonra BTOB'ye çekmemiş olsaydı BTOB her zaman Cube'un flop grubu olarak anılacaktı ki bu ihtimal beni korkudan titretiyor. Bir çok güzel şarkının yanında BTOB'nin Insane şarkısı benim için çok özeldir. Bu şarkı için ne yazsam çizsem bilemiyorum. Öyle güzel ki şarkının her saniyesi kalbimi titretiyor. Her üyenin partı ayrı ayrı öyle güzel ki. Şarkının melodisi zaten mükemmel. BTOB sektörün bana göre en güzel çıkışını yaparken halk uyuyormuş resmen, utansınlar yahu. Insane öyle güzel bir şarkı ki, elim titremeden, hiç çekinmeden BTOB'un şarkısını en iyi debut şarkısı seçiyorum şu anda. Umarım Cube debut şarkılarında yakaladığı başarıyı comeback şarkılarında göstermeyi de öğrenir artık. Kaç tane grubu varsa hepsinin gayet güzel debut şarkıları var. Aynı zamanda BTOB'nin Lover Boy şarkısı da sektörün en güzel b-sidelarından biridir. İsmini anmadan geçmeyelim.
En güzel debut şarkısına bir bakış BTOB-Insane

Eveeet. Bir listenin daha sonuna geldik. Aslında erkek gruplarında eklemek istediğim çok isim vardı ama sayıyı baştan on belirlediğim için ona sadık kalmak zorunda kaldım yoksa B.A.P-Warrior, BEAST-Bad Girl gibi çok eklemek istediğim şarkılar vardı. Aynı zamanda liste bitmeden önce aklıma gelse kesin ekleyeceğim bir de TXT var ama geç aklıma geldi ben de listeyi bininciye düzenlemiş olduğum için tekrar düzenlemeye üşendim. Siz varmış gibi farz edin çünkü TXT'nin Crown şarkısı da gayet başarılıdır, çıkalı kaç ay oldu hala dinliyorum.
Sizin en sevdiğiniz debut şarkıları hangileri? Yorumlarda konuşalım <


12 Temmuz 2019 Cuma

Well Intended Love / Dizi Yorumu


Selamlar Pazar şekerleri! Bugün inceleme köşemizde bir Çin dizisi yer alıyor! Evet efenim Uzakdoğu'nun her köşesinde elim, gözüm, kulağım var adeta, niye böyle oldu hiç bilmiyorum...

Netflix'te geçtiğimiz bir kaç hafta boyunca en üstte, önerilenlerde gezdiği için listeme almıştım bu diziyi ancak uzun bir süre boyunca sanmıyordum izleyeceğimi çünkü şu aralar dört diziyi falan aynı anda takip eder oldum. Sonra bir gün izlediğimiz film sonunda fragmanı çıkınca konu ve çekimleri itibariyle dizi ilgimi çekti ve annemle diziyi izlemeye başladık. Her gün 5 bölüm izleyerek diziyi dört günde kolayca bitirdik ahahshdhah

Şahsi yorumlarıma gelmeden konudan ve cast kısmından bahsedeceğim birazcık.
Adı: Well Intended Love, How Boss Wants To Marry Me
İlk yayın tarihi: 17 Ocak 2019
Tür: Romantik Dram
Bölüm Sayısı: 20
Bölüm Süresi: 45 dk
Ülke: Çin

Konu: 3. sınıf bir aktris olan Xia Lin'e lösemi teşhisi konunca iyileşmesi için ilik nakli gerekir. İliğinin uyuştuğu Ling Yizhou ise Xia Lin onunla evlenirse, iliğini vereceğini söyler.

OYUNCULAR:

Ling Yizhou (Xu Kai Cheng)
Burayı Xu Kai Cheng'i övme platformuna çevirmeden sadece karakterinden bahsetmek istiyorum ama çok zor. Kendisi tahmin etmenin çok zor olmadığı üzere CEO. Dört dizi takip ediyorum demiştim, başroldekilerin hepsi CEO... Arkadaşlar bırakın Asya'yı, Dünya üzerinde bu kadar şirket yoktur. İşiniz gücünüz çıtayı yükseltmek... Neyse.

Ling Aile şirketi Lingshi Grup CEO'su Ling Yizhou büyükannesinin evlenme isteğine kayıtsız kalamaz. Chu Yan ve An Ran ile birlikte büyüyen Ling Yizhou, herkesin onu An Ran'a yakıştırmasına rağmen An Ran'ı kardeşi gibi görmektedir ve Xia Lin ile sürpriz bir evlilik yapar.



Xia Lin (Simona Wang/Wang Shuang)
Xia Lin üçüncü sınıf bir aktristir. Oynadığı küçük roller ve yer aldığı projeler ile adım adım büyümeyi hedeflerken koyulan lösemi teşhisi ile planları alt olur. İliği ona uyuşan tek kişinin şu an iliğini vermek istemediğini öğrenince hastaneden kayıtları gizlice alır ve iliği ona uyan Ling Yizhou'yu ikna etme planlarına başlar.



Chu Yan (Ian Yi)
Chu Yan, Ling Yizhou'nun kardeşi gibi gördüğü arkadaşı, Chu ailesinin şirketinin varisidir. Xia Lin'in şirketinde oyunculuk yapmaktadır ve zirvedeki oyunculardan biridir. Babasıyla arası hiçbir zaman iyi olmayan Chu Yan, Ling Yizhou ve An Ran ile beraber büyümüştür. Xia Lin'in servet avcısı bir sahtekar olduğunu düşünen Chu Yan Xia Lin'e ısınamadığını her fırsatta belirtse de zaman geçtikçe düşünceleri değişir.



Wen Li (Huang Qian Shuo)
Wen Li, Ling Yizhou'nun şirketteki sağ koludur. Şahsi ve şirketteki tüm işlerine o bakar. Ling Yizhou'ya çok sadıktır. Yabancılara dokunmak başta olmak üzere dağınıklıktan hoşlanmayan Wen Li çok titiz birisidir. Ancak tam bir dağınıklık makinesi olan Jia Fei yanına taşındığında işler kontrolden çıkar.



Jia Fei (Liu Jia Xi)
Xia Lin'in en yakın arkadaşı olan Jia Fei, bir senaryo yazarıdır. Xia Lin'le aynı evde yaşayan Jia Fei, Xia Lin'in evlenmesi üzerine kirayı ödemekte zorlanır ve evden taşınarak Wen Li'nin teklifi üzerine Wen Li'nin yanına taşınır. Wen Li'nin titiz yaşamına ve temiz evine uyum sağlamaya çalışırken aralarına teklifsiz bir yakınlık sızar.


Xia Lin ile aynı şirkette olan Ling Yizhou hayranı ünlü oyuncu Lin Shuangshuang, Ling Yizhou ile evleneceğine kesin gözüyle bakarak Xia Lin'den nefret eden An Ran, Yizhou'yu küçükken terk edip yıllar sonra dönen annesi, geçmişten gelen bir düşman Nan Jintian ve Xia Lin'in bir süre asistanlığını yapan Yang Tong Tong da yan roller arasında yer alıyor.

*YAZININ BUNDAN SONRASI SPOİLER İÇERMEKTEDİR.*


Önce Ling Yizhou karakterinin ne kadar mükemmel bir adam olduğuna değinmek istiyorum. Kıza yalan lösemi teşhisini koydurduğunu görmezden gelirsek -ki gerçekten o çok kötü bir şeydi, başka plan mı yoktu be adam?- mükemmeldi. Sadık, romantik inanılmaz şirin bir şeydi. Mimiklerine bittim çünkü sincap gibi bir ağız yapısı vardı ve bu onu çok şirin yapıyordu. Xia Lin'in her istediğini yapıyordu, çok düşünceli bir karakterdi gerçekten. Fiziksel özelliklerine ise değinmek bile istemiyorum. Vücut ölçüleri çok orantılı. İnanılmaz yakışıklı yahu, bir düştüm ki diziyi izlerken kendisine. 1.87 boyunda olması yetmezmiş gibi bir de dizi boyunca yelekli takım giydi... Sen öldürmek istiyor beni ama ben seviyor yaşamayı... Benim favorim koyu yeşil takımı. Çok yakışıyor kendisi oğlumuza. Hem yakışıklı, hem iyi kalpli, hem uzun boylu, hem de zengin. Var mı böylesi gerçek hayatta? Yok. Ama dizi boyunca beni eritti yani yaptıkları.

Xia Lin ise bazen beni şaşırtan kurnazlıkları olsa da genel çizgilerde aşırı ''iyi'' bir karakterdi ve bu iyilik hızla aptallık sınırına doğru kaydı. Hayır ben böyle olaylar yaşasam on korumayla dolaşır, babama bile güvenmem bundan sonra. O yüzden bu sormaz sorgulamaz halleri zaten bela gelecek başına on bela fazla ekledi. Dizi boyunca ne giyse gözüm kaldı, o kadar güzel giyiniyordu ki. Bu çok iyi olması dışında düşündüğümüzde de çok sevimli bir karakterdi. Onun da binbir çeşit mimiğine şahit olduk dizide. Yizhou'nun hafızasını kaybettiği o bölümlerdeki çabaları beni çok güldürdü gerçekten. Hem çok sevimli, hem de içini acıtan bir çabası vardı. Dizi boyunca aynı saç modeliyle gezmesi beni delirtti ama olsundu. Ama enteresan bir şekilde de güçlü bir karakterdi. Her başı sıkıştığında birine koşmadı, kendi aklıyla düşündü, düştüyse daha güçlü kalktı, bir şeyler için mücadele etti. Bu halleri hoşuma gitti. Özellikle Yizhou'nun ona oyun oynadığını öğrendiği sahnede dozunda bir tepki vermişti. Ama o süreçte bile mantıklı düşündü.


Dizinin eksi yönlerinden bahsedeceğim ama biraz. Afişlerden de rahatça anlaşılacağı gibi çok fazla yan karakter var ve buna bağlı olarak da çok fazla kötü var. Xia Lin'in eski sevgilisi, yok onları ayırmaya çalışan An Ran, yok Chu Yan'ın babası, yok efenim intikam yemini etmiş Jintian, Tong Tong, annesi derken bir yerden sonra ''Topunuz gelsiiin'' diye haykırasım geldi. Bir de o kadar abartılı kötüler ki Yizhou'nun beraber oynadığı An Ran'ın içinden potansiyel katil çıktı, Jintian zaten sayko, sonradan hidayete erse de baştan elindeki bastonla kime denk getirirse vurup indiren, Chu Yan'ın despot babası, baştan çok pişman ve çok iyi diziye girse de kötü olmasıyla beni yıkan Yizhou'nun annesi. Yani hepsi o kadar abartılı kötüydü ki yapacaklarının sınırı yoktu. Tong Tong'u ise ilk gördüğümde anlamıştım onun sağlam pabuç olmadığını ama sakalım olmaması akabinde sözüm dinlenmiyor. Evsiz İnsan ve Hayvanların Yılmaz Fedaisi Xia Lin atladı yine ortaya ''Bizimle kalsın?'' diye, ben ekran başında tırnak dişlerken, Yizhou ''Sen nasıl istersen.'' dedi.

Dizinin bir diğer eksisi ise çok fazla aksiyon olması. Yani klasik bir zoraki evlilik senaryosunda uzunca bir süre birbirlerine alışmaya çalışırlar, aşık olduklarını kabul etmeleri zaten beş yüz bölüm sürer, son bölümlere doğru herkes bunun bir anlaşmalı evlilik olduğunu öğrenir, kıyamet kopar bir şekilde son bölüm olay çözülür, çiftimiz genellikle gerçek nikah kıyarak finali taçlandırır, hiç şaşmadı bu olay. Evet bu klasik senaryonun dışında olması çok güzeldi ama bu dizide de aksiyondan geçilmiyordu maşallah. Her bölüm yeni bir plan. Tamam senaryoya hareket katması için lazım ama bu kadarı da biraz şovdu. Chu Yan öldü sandığım bölüm gözüm dönmüştü sinirden ve ağlamaktan sjsjds Tabi son bölümlerdeki kaçırma olayına kadar çoğu plandan zarar görmeden sıyrıldı Xia Lin. Chu Yan ve Ling Yizhou maşallah vahiy yoluyla dibinde bittikleri için bir şekilde kurtulmuştu.

O kaçırma olaylarına da çok sinirliyim. Dizinin bitmesine kalmış dört bölüm, iki bölüm kovalamaca izlediğimiz yetmezmiş gibi, Jintian son bölümde bir kez daha kaçırdı kızı. Ve o kadar saçma bir sahneydi ki, niye vardı, ne amaca hizmet ediyordu, son bölümde çok mu gerekliydi bu olay düşünceleri içindeyim... O süreyi Yizhou'nun muhteşem babalık sahneleriyle geçirebilirdik.

İkinci sezon onayı alan dizi ikinci sezonuyla bunları telafi edecek mi yoksa daha çok aksiyonla işi iyice yokuşa mı sürecek göreceğiz. Bana ikincisi olacak gibi geliyor ama umarım daha sakin bir havada, minnoş bölümler verirler bize Ling ailesiyle.


Dizinin güzel yönlerine gelirsek de bu kadar aksiyon arasında nasıl yaptılar bilmiyorum ama hatırladığım çok güzel ve çok romantik sahneler vardı. Bence romantizm açısından çok doyurucu bir diziydi. Yizhou'nun romantikliği de bunda çok etkiliydi. Dışarıdan olgun ama içinde çocuk, ve kendisi Xia Lin istediği için frenlemeye çalışan halleri çok sevimliydi. Adam stüdyo satın alıyor, bir terslik oluyor bir elbiseyle ilgili, gidiyor elbise markasını satın alıyor falan. Tamam çok inandırıcı değil belki ama biraz mutlu olmayı biz de hak ediyoruz ahahahaha o yüzden bu romantiklikleri zenginliğiyle birleşince seyirciyi daha çok eritti. Hele o ''Cherry kiss'' sahnesi beni öldürdü gerçekten. Olaylar sevimliydi, gelişme şekli sevimliydi. Öyle on beş bölüm kaç kovalayla uğraşmadık en azından çabuk adapte oldular duruma.
Başroller arasındaki kimya ise çok çok güzeldi. Birbirlerine çok yakıştıkları yüz metre öteden bile görülebilir bir şeydi. Bakışları, hareketleri falan o uyumu çok güzel yansıttılar.
Bazı kısımların çok tahmin edilebilir olması beni rahatsız etmedi. Sonuçta konu itibariyle diziden ters köşe ve zeka fışkıran planlar da beklemedim yani.
Yizhou'nun hafızasını kaybettiği bölümler de çok eğlenceliydi ve diziye hareket kattı bence. Romantizmin dibine de o olaylar sonrasına vurduk zaten.

Kötü olmayan tüm yan karakterler çok eğlenceliydi ve sevimliydi. Büyükanne, Wen Li ve Jia Fei, Chu Yan... Hele Chu Yan. Zıpır halleri, abartılı mimikleri, gülüşü ve hareketleri itibariyle küçük bir çocuk gibi oluşu beni çok eğlendirdi ve çok da güzel giyiniyordu bence. Çok deneysel bir tarzı olsa da ona çok yakışıyordu. Sinirlendiğimdeki hallerine bayıldım. Yizhou'ya attığı totalde dört yumrukla dizinin kazananı olarak onu seçtim ahahshaj Jia Fei'de tüm dizi boyunca kızın aklına saçma sapan fikirleri sokan yegane karakterimiz olsa da güzel gülümsemesiyle hepsini kapattı.
Ling Yizhou'nun ise ara ara Wen Li'ye ''Böyle ölmem, füze atın!'' minvalindeki saldırıları çok sevimliydi. ''Sen nereden bileceksin, senin bekleyenin var mı ki?'' ahahahhahaha.

Yizhou'nun komadan ''Sakın ha!'' diyerek uyanması da şirin bir detaydı ama eminim ki bir doktor izlese anksiyete krizine girer ahahahaha ben sevdim, alala!

Ve ''Mumu''. Mumu İçin Para Kazan muhabbeti şekerler şekeriydi.

(Bu sahneye aşık olmuştum.)

Bir sonuca bağlamak gerekirse ben diziyi gayet sevdim. Karakterleri çok sevimli, olaylar çok hoştu. Aksiyonu biraz fazla olsa da araya serpiştirilen ultra romantik anlar bunu kapattı. Bir kere bence dizi sadece Yizhou'nun nasıl romantik ve minnoş bir insana dönüşmüş olduğunu görmek için izlenebilir. Diziyi bazı yerlerde onun bu karakteri itti resmen. Kıza çok önceden aşık olduğunun ve o yüzden hastalık olayını çıkartması çok saçma olsa da sonrasında telafi ettiler bunu. Çünkü bu olay Yizhou'yu saplantılı aşık gibi göstermişti ki Xia Lin onu kabul edene kadar beklemesi durumu kurtardı. Her olayda önce Xia Lin'in iyiliğini düşünmesi, her olayda onu kurtarması, çok iyi davranması falan çok ince hareketleriydi. O kadar muhteşem bir karakterdi ki dizi bitince kara kara düşünüyordum gerçek hayatta da var mıdır böyle bir insan diye. Canım sıkıldıkça açar izlerim bu diziyi.

İzleyelim bir izlemeyelim mi? Bence izleyin. Çerezlik denecek kadar entrikasız, olaysız bir dizi değil. İşin içinde aksiyon, entrika, yalan dolan falan da var. Ama yine de bence hepsi çok güzel bir sonuca bağlanmıştı. Hem yan karakterlerin olayları, hem de başroller. Bir tek o finale kattıkları gereksiz sahneler canımı sıktı. Dediğim gibi ben daha çok Yizhou ve bebek sahnesi istiyordum, çok tatlı bir baba olmuş ya, toplantıda bebek oynatıyordu ahahahaha.
Çok sevimli sahnelerle sona erdi dizi.
Bence böyle sevimli diziler sadece mutlu olmak için bile izlenebilir. Gitmeden bir kaç sevimli kare daha bırakayım. Tüm dizi müzikleri çok güzeldi ama dizi bitince aklımda en çok kalan iki şarkıyı da bırakayım gitmeden.
-Ricky-Can't Lose You
-Ann-Still Like You
-童可可-甜蜜发酵

İzleyin. Hatta ikinci sezon gelene kadar üç beş kere daha izleyin. Çünkü ben öyle yapacağım hehee:3 Çok şirin bir çiftti çok!



Eğer diziyi izlediyseniz, yorumlarınızı beklerim :3

27 Haziran 2019 Perşembe

K-Dramalarda Görmeyi Dört Gözle Beklediğim(iz) Çiftler!


Çok magazinsel bir başlıkla, yine karşınızdayım efenim ahahaha. 
Biliyorum bu hepimizin ortak yarası. Yakışmayan, enerjisi tutmayan çiftler yüzünden kaç dizi çöpe gitti... Ben ise yan yana gelmeden bile ortalığı kasıp kavurabilecek k-drama çiftlerini derledim. Ah ah, gerçekten her birini bir dizide izlemeyi o kadar izlerim ki. Duyun sesimizi!
Neyse, başlayalım efenim!
*=Listede bir sıralama yoktur, rastgeledir.

Ji Sung & Son Ye Jin
Ji Sung benim, açık ara farkla en sevdiğim aktörlerden birisidir. Bir kere Kill Me Heal Me'deki oyunculuğu için kendisini karşıma oturtup saatlerce övmek istiyorum. Protect The Boss'ı yıllar önce izlemiştim, yanlış hatırlamıyorsam orada da sosyofobisi olan bir CEO'yu o kadar gerçekçi canlandırmıştı ki... Hem çok yakışıklı, hem çok iyi bir oyuncu. Hem de çok güzel bir eşi var, bu madde ne alaka bilmiyorum ahahaha Ji Sung gibi bir oyuncuyu ise Son Ye Jin gibi hem deneyimli, hem yetenekli hem de güzel bir oyuncuyla izlemek çok güzel olabilirdi. Ji Sung'a yakıştırabileceğim nadir aktrislerden birisidir Son Ye Jin. Kendisini Personal Taste'in yanında A Moment To Remember'da izledim ki, o film ciğerimi dağlayıp geçmiştir.



Kim Soo Hyun & Han Ye Seul
Eveeet ikinci en sevdiğim aktör de geldi. Kim Soo Hyun'u My Love From The Stars'da izleme şansı buldum, o günden beri çarpıldım, kendisi hayatımın aşkı oldu. (arkadaşlar ŞAKA bu arada ''ergn msn yha.s.s diye üstüme saldıranlar oluyor da açıklayayım) önemli uyarılardan sonra devam edersek gerçekten ekranı doldurabilen bir oyuncu Kim Soo Hyun. Gerçekten fotojenik, yetenekli bir oyuncu.
Han Ye Seul ise en güzel 3 aktris listemde sayacağım bir aktris. İnanılmaz bir güzelliği var. Oyunculuğunu da beğeniyorum. Zaten şu ikisi yan yana sadece dursa da görsellik patlamasından nefes alamaz hale geleceğimiz için, yalvarırım bir dizi çekin, gözümüz gönlümüz açılsın.



Song Joong Ki & Jang Na Ra
Şimdi siz diyorsunuz ki ''Ne alaka?'', işte demeyin. Derin bir nefes alın, tekrar resme bakın. Cidden güzel çift olurlar. Jang Na Ra şekerler şekeri bir oyuncu, e Song Joong Ki'yi de artık hepimiz biliyoruz. E zaman senaristler, yönetmenler helva yapsanızaaa, helva yapsanıza.
Bu arada Song Joong Ki'ye başta Park Bo Young'u düşünmüştüm ki sonra ikisinin zaten A Werewolf Boy'da bir arada oynadıkları aklıma geldi. Görüyor musunuz ne kadar isabetli çiftler ortaya çıkarıyorum??
PS: Song Joong Ki ve Park Bo Young ikilisini tekrar film/dizide izlemeye hayır demem.



Park Hae Jin & Park Bo Young
Bu ikili de inanılmaz tatlı oldu. Park Hae Jin benim fangirllük yaptığım tek oyuncu olabilir. Kendisine Cheese In The Trap'te yazık ettiler, harcadılar, hala çok sinirliyim. Sinirim kendisini bir dizide başrol olarak gördüğümde geçebilir, bilemiyorum yani. Ve kendisine Park Bo Young gibi şekerler şekeri bir insan eşlik ederse, tadından yenmeez.



So Ji Sub & Jun Ji Hyun
Şu ikilinin yaratacağı yıkımı hayal edebilen var mı? Eğer senaryo güzel olursa, yılın en çok reyting alan dizisi olur o dizi. Demedi demeyin. Yahu So Ji Sub zaten canım ciğerim, Adamın kendine has hareketleri, mimikleri, vurgu ve tonlaması oynadığı her dizide diziyi götürüyor. The Master's Sun'daki ''Defol'' hareketi bir külttü. O yüzden lütfen bir süre daha dizi çeksin.
Jun Ji Hyun ise... Hem çok güzel, hem çok yetenekli. My Love from The Stars'da kendisine bir kez daha aşık olmuştum. Karakteri resmen yaşadığı için şu an kendisini Cheon Song Yi ile inanılmaz özdeşleştirmiş durumdayım. o dizinin hit olmasının bir sebebi vardı.
Demem o ki bu ikili bir dizi çekse, hayat bayram olsa!



Park Seo Joon & Lee Sung Kyung
AY OLABİLİR Mİ BÖYLE BİR ŞEY ÇÜNKÜ LÜTFEN OLSUN DA!
Bu çift ortalığı yıkar. Lütfen ya lütfen! Park Seo Joon'u tatlışlığının zirve olduğu Kill Me Heal Me'de izledim. Oyunculuğu cidden çok iyiydi. Esas vuruşunu yaptığı What's Wrong With Secretary Kim ise listemin başlarında. Dizilerim bitsin, ilk ona başlayacağım. Dizinin yayınlandığı sürede çok beğenilmişti oyunculuğu.
Lee Sung Kyung'u ise henüz izleyemedim ama o kadar peri kızı gibi ki bazen bu güzelliğin gerçek olabileceğine inanmıyorum. Ve bence bu ikili bir dizide inanılmaz olabilir. Sadece hayal edin ya, muhteşem oluyor. Duyun sesimi!



Jang Hyuk & Shin Min Ah
BEN BU ÇİFTE CANIMI VERİRİM.
Ya sadece şu fotoğraf karesinden bile enerji, uyum, elektrik fırlıyor hissetmiyor musunuz? İnanılmaz güzel olmazlar mı?
Jang Hyuk'u nedense yarım bıraktığım Fated To Love You'da izlemiştim ama izlediğim ilk 11 bölümün kralı olmuştu, inanılmaz sempatik ve yetenekli bir oyuncu, Shin Min Ah'yı ise Oh My Venus'te izledim ve gerçekten inanılmaz bir kadın. İzlemeden önce egzotik güzelliğiyle en güzel aktris olduğunu düşünüyordum, oyunculuğu da bir harikaymış. Gerçekten çok güzel bir kadın. Jang Hyuk'la bir kdrama çekseler ne hale gelebileceğimi tahmin edemiyorum.



Sung Hoon & Yoo In Na
Şimdi herkes ellerini açıyor ve dua ediyor ÇÜNKÜ BEN BU ÇİFTİ BİR DİZİDE İZLERSEM DÜNYANIN EN MUTLU İNSANI FALAN OLURUM. Bir kere Yoo In Na mimikleri, ses tonu, şirin tavırlarıyla oyunculuğunu o kadar sevdiğim bir insan ki My Love from The Stars'da kendisine gıcık olamadım. Ki zaten onu Queen In Hyun's Man'de izlemiş herhangi birinin gıcık olabileceğine ihtimal veremiyorum. Çünkü orada dünyanın en ballı lokma tatlısı insanıydı.
Sung Hoon'u ise Oh My Venus'te izledim ve kendisini bir de mini dizisi olan Noble My Love'da izlemeyi planlıyorum henüz izleyemesem de. Ama Oh My Venus'te kalbimi çaldı bile. İnanılmaz yakışıklı ve rolünün hakkını veriyor. Bize o soğuk, mesafeli ama bunu aşmaya çalışan ürkek insanı o kadar güzel yansıttı ki. Kendisini düzgün bir dizide başrol olarak görmek istiyorum artık. Diğer başrol olarak da Yoo In Na tabiki. Harika olur harika.
Kamu hizmeti: Sung Hoon'un bir dergi çekimleri var kızlar... Yok böyle bir şey.



Benim en çok görmek istediğim çiftler bunlardı. Park Bo Gum ve Kim Yoo Jung da bu listedeydi ama zaten bir dizi çekmişler eğer çok istiyorsam gideyim onu izleyeyim ahahaha Gerçekten şu çiftlerden bazılarını o kadar çok görmek isterim ki bir dizide. Umarım bunu izleme şansımız olur. Öyle olursa, aklınıza gelirim belki ''Aah ah Pırıltı demişti dersiniz.'' ahahshahj En sevdiğim çiftleri buraya bırakıyor ve yazıyı sevdiğimiz beylerden Sung Hoon ile kapatıyorum. Sizin görmek istediğini çiftler hangisi? Yorumlarda konuşalım :3





15 Mart 2019 Cuma

Dizi Yorumu: My ID is Gangnam Beauty

Selamlaar! Uzuun bir aradan sonra bu minnoş diziyle dönmeyi daha uygun buldum. Vallahi vakit bulabilsem daha sık yazı atacağım ama ilk dönem hem benim için hem dünya için çok zorluydu arkdşlr... Gerçekten ilk dönemi hatırlamak bile beni yoruyor. O fakültede her gün depar attım depar, hey yavrum hey!
Dikkat dikkat, bu yazı aşırı dozda spoiler içerir!
Konumuza dönecek olursak sömestr tatilinde daha önceden bir sitede rastladığım My ID is Gangnam Beauty'yi izlemeye karar verdim. Dizi -orijinal ismiyle Nae Aidineun Gangnammiin- JTBC yapımı, 2018 tarihli bir dizi. Aynı isimli bir manhwadan uyarlama. 
Diziyi uzun süre izleyemesem de- Sebep: Ablamla Man from the Stars'a tekrar başlamam- Eskişehir'e dönünce devam ettim ve gerçekten inanılmaz bağladı dizi beni.

İlk bölümlerde dizinin içine çok girememiştim. Olaylar çok yavaş ilerliyor gibi gelmişti ama dizi yavaş yavaş sarıyor insanı. Ve minnoşluğu da orada ortaya çıkıyor zaten. İnsanın yüzünde gülümseme bırakan, sevimli bir dizi. Ve ayrıca bilmiyorum ben mi tersten bakıyorum ama, bir çok kdrama klişesinden çok uzaktı.

Konusuna gelecek olursak Kang Mi Rae küçüklüğünden beri çok çirkin olduğu için dalga konusu olan ve aşağılanan bir genç kızdır. Bir gün estetik ameliyat olmaya karar verir. İstediği olmuştur, artık güzel biridir ama bu sefer de estetik olduğu çok belli olduğundan insanlar ondan ''Gangnam Güzeli'' diye bahsetmeye başlar. Her şeyin tekrar başladığını sandığı bir anda hayal kırıklığına uğrar.
Tüm bunlara rağmen ortaokul arkadaşı Do Kyung Seok Mi Rae'yi tanır ve olaylar başlar.
PS: Gangnam Güzeli estetikli olduğu çok belli olan insanlara söylenen bir aşağılama sözcüğüdür.Dizinin konusu açıklanınca herkes ''Bu ne ya? Ne kadar büyük bir sorun estetik, bunu olumluyorlar mı?'' falan oldu. Arkadaşlar ne olumlaması? Olay tamamen güzellik algısını yıkma amaçlı. Ha diyorsanız estetik olmasa Kyung Seok Mi Rae'ye bakar mıydı, ki realist bir bakış açısı, evet bir miktar haklı olabilirsiniz. Ama onun önünü almışlar. Kyung Seok dış güzelliğe değil, iç güzelliğe bakar demişler. İnanmış gibi yapalım sjsjsjs

KARAKTERLER:

Kang Mi Rae (Im Soo Hyang)

Kang Mi Rae karakterine Im Soo Hyang hayat veriyor.

Dizinin başlarında kendisiyle etkileşimim çok iyi değildi. Pek çok insan kadın başrolden yakınıyordu ve ben de bu yorumlara katılıyordum çünkü dizide çok donuk ve ruhsuz baktığını düşünüyordum. Oyunculuğu falan değil bahsettiğim. Tamamen bakışları, çok rahatsız ediyordu beni. Şaşırdığı sahnelerde şaşırmaktan çok balığı anımsatıyordu bana. Ama sanırım bu rol icabıydı çünkü son bölümlere doğru kendisini sahiplenip eve götürmekle yanaklarını sıkmak arasında kaldım:3 Dizinin ortalarına doğru havasını buldu, açıldı ve o zaman dizi tadından yenmedi işte. Gözlerinin rahatsız ediciliği kayboldu ahahaha
Sesi çok şirindi ve bu bir artı. Sesi, konuşma tarzı benim çok hoşuma gitti. İçi de dolu bir karakterdi. Öyle vay efenim estetik oldum yaşasın falan değil cidden kendi fikirleri olan bir karakterdi. Ve estetik yaptırdıktan sonra olan fark edilmesi güzel bir kabuk olmadan içi dolu bir beynin kimseyi alakadar etmediği gerçeğini sert bir tokat gibi yüzümüze vurdu.
Kyung Seok'u reddettiği bölümlerde benim de çok sinirim bozuldu ama yalan yok. Tamam kendince çok haklı sebepleri var. Ama inanılmaz ayak diredi, sanki çocuk düşmanı. İlişkilerinin başladığı sahne de ne pata küteydi. Artık bunlardan bir cacık olmaz modunda boş boş ekrana bakıyordum. Çıkmaya başladılar bankta... BANK NE YA?!
Mi Rae karakterini sevdim. Şirindi. Ama klişe yok dediysek o kadar da değil, bir MELEKTİ! Artık kdramalardaki melek başrollerden nefret ettim. Bu iyilik değil, düpedüz salaklık. Bunlara yağmurlu havada su vermeyecek insanlara iyilik yapmaya çalışmaları da beni geriyor cidden. Ama yine de Mi Rae diğer başrollere göre daha iyi gidiyordu. Final bölümünde Eun ona Sua ile arkadaş olması için ısrar ederken ayak diredi, yine finalde Sua'ya bağırırken ondan nefret ettiğini avaz avaz haykırdı ama hastanede yaptığı salaklık hepsini batırdı! Bir de evinde kalacak diye çok korktum bir an çünkü yapar! Neyse ki Sua uzun bir süre diziden ayrıldı. Bu da bir ters köşeydi. Başka dizide olsa Sua tövbe eder (sjsjsjs) bunların ortamlarına katılır ve bestfriend olurlardı. Yemeyin bizi allasen, huylu huyundan vaz geçer mi ya??
 Artık Cheon Song Yi gibi karakterler istiyorum. O dizide Yoo Se Mi düşse elini uzatmazdı. İşte bu ahahahs. Bunu arıyoruz biz.
Çook güzel giyiniyordu bir de ya. Günün sadece üç saatinde fakültede dursam ben de süslenir püslenir giderim. Ama adeta fakültede yaşadığım, kütüphanede uyuduğum için rahatlık ön planda. Ulan bizimki de üniversite hayatı mı bee, lise 5!
Diziyi izlerken Atelier Cologne parfümleri Türkiye'ye dolear üzerinden geldiği için çok dertlendim. Bu da dipnot olsun.


Do Kyung Seok (Cha Eun Woo)

 Do Kyung Seok karakterine de Cha Eun Woo hayat vermiş, ay çok da güzel olmuş! Bir kere diziyi izleyene kadar ben Cha Eun Woo'nun neden bu kadar beğenildiğini anlamıyordum. Yani netizenler ölüp bitiyor falan ya ben de diyordum ki tamam çok yakışıklı ama neden ölüyorsunuz arkadaşlar???
Ölünüyormuş. 
Denendi, onaylandı. 
Bir kere gülüşü dünyanın en güçlü silahı olabilir ssjsjsj -iyice gülüm modum açıldı hayırlısı-. Do Kyung Seok karakter itibariyle kült bir kdrama karakteri. Son derece soğuk, yalnız, hafiften kibirli, hepiniz salaksınız modunda bir erkek. Hatta bu formüle bir de sorunlu bir aile ekleyin, tebrikler! Bir kdrama erkeğiniz oldu. Cidden ama bunlar kalıp galiba böyle. Kyung Seok Mi Rae'nin ortaokul arkadaşı. Dış görünüşü önemsemiyor. Bir de ne hikmetse ilk bölümden kızı tanıması??? Bin tane Kang Mi Rae vardır Kore'de. Kız tanınmaz hale gelmiş Kyung Seok, yukarıdan haber mi geldi sana, noldu?? Ama yine de seviyoruz seni sjsjsjs 
Diziyi izlerken Cha Eun Woo'nun ne kadar yakışıklı birisi olduğunun yanında ne kadar iyi oyuncu olduğunu da fark ettim. Yüz ifadeleri çok iyiydi bir kere. Herkese oyunculuğu tek düze gelmiş ama ARKADAŞLAR KYUNG SEOK KARAKTERİNİ BİLDİĞİNİZDEN EMİN MİSİNİZ? Adam tepkisiz, soğuk nevalenin teki zaten, olayı bu. Ki Astro'yu bilen bilir. Eun Woo ponçikler ponçiği bir üyedir.
Ay bir de küçüklüğünü oynayan çocuğu kim bulduysa alnından öpmek istiyorum. Bazı Eun Woo'nun bazı mimiklerinde o çocuğu görüyor gibi oluyordum ve inandırıcılık puanım yüs!
Dizide herkese olan mefasesi çok netti, bunu sevdim. Sua'ya olan çizgisini hiiç bozmadı. Bu da güzel bir ayrıntıydı. Mi Rae'ye olan tavırları da çok hoştu be. Her yerde hızır gibi bitip Mi Rae'yi savunması -bazen ilkel yollarla- hepimizi eritti şimdi birbirimizi kandırmayalım, biz bizeyiz sjsjsj


Hyun Sua (Jo Woo Ri)

Üzgünüm ama son bölümde yaptığınız ''Hyun Sua'yı sevimlileştirme projesi'' hiç işe yaramadı! Yaptığınız proje neydi ondan bile emin değilim.
Hayatımda çok ikinci karakter gördüm, çok şeytanları da çıktı ama böylesi... Bilmiyorum cidden.
Hyun Sua küçüklük yıllarında dışlanmış ve itilmiş birisi. Bunun acısını da ilgi odağı olmaya çalışarak alıyor. Güzel olmadığı sürece kimsenin onu sevmeyeceğinin farkında. Bu yüzden ciddi bir kilo ve güzellik takıntısı var. Kız çok ilginç bir şekilde tüm erkekler onunla ilgilensin istiyor. Fakültede biri biriyle çıksın ya da konuşuyor olsun ve Sua bunu duysun, o ilişkiye geçmiş olsun! Sua gidiyor ''Büyük hayranınım Oppa! İçmek istersen hep buradayım.'' falan diyor ve erkek adam gibi adam değilse (Diss to Tae Young) radarı Sua'ya kayıyor. Sonra Sua bunlara başlıyor ''Vay efenim sen beni böyle mi anladın, ben sen sadece sunbae olarak görüyorum'' falan ay illet! Melek yüzlü şeytan ya, bazen görmeye tahammül edemyordum. Her yere de musallat olması! Mi Rae ve Kyung Seok'un çalıştığı yere elini atınca sinirden yastıkları kemirmiştim! Bir orası kalmıştı elini atmadığın, tam oldu! Güzel falan da değildi ha Eun kat kat güzeldi bundan! Eun demişken o kızı da çok seviyordum sonra anlamsız bir şekilde Sua'ya yanaştı. Baştan sadece ağzından laf alacak sandım, baya baya sevdiği içinmiş, kınıyorum seni ve 49673 hayırla uğurluyorum Eun! Neyse ki son bölümde Sua okula süresiz ara verdi. Bizimkiler mezun olana kadar dönmesin. Ay gördüğüm en korkunç ikinci karakterdi kız ya şaka gibi bak yine sinirlendim.

Bir kdrama klişesi de bu he. Esas kızın yaptığı konuşmadan etkilenip iyi olan kötü kız! Bravo, çok zekice. Kız hayatının 18 yılını böyle yaşamış ama sen geldin 3 dakikalık bir nutuk çektin ya, helal olsun artık iyi bir kız oldu. Böyle bir saçmalık olabilir mi ya?! Sözüm meclisten dışarı, diğer kdramalarda daha ayyuka çıkmış durumda bu olay. Hele 2014 öncesi, eski jenerasyon kdramalarda melek başrol ve sonradan iyi olan şeytan yan rol olayından bıkmıştım. Birini alana diğeri bedava geliyordu. Arkadaşlar kötü insan kötüdür, drama yapmaya gerek yok. Son bölümde bir çok romantik sahne izlemek yerine Hyun Sua'nın aksiyonu çok mu gerekliydi emin değilim. Ama mobbing kısmına değinmişler güzel olmuş. Hastalıklı bir beyin bir insanın hareketlerini nasıl yanlış yorumlar ve buna inanır, bedelini karşıdakine yükleyip nasıl ödetir bunu da gördük. Çok yaşanıyor bu tarz olaylar. Son bulması dileğiyle.

Yeon Woo Young (Kwak Dong Yeon)
Woo Young Sunbae! İyilerin dostu, kötülerin de iyi olması için sonsuz özveri ve çaba... sjsjsjs
Güzel bir karakterdi yalan yok. Minnoş ve zararsız ikinci erkekti. Mi Rae tarafından reddedildikten sonra bir daha Mi Rae ile hiç iletişime geçmedi kaldı mı böyle adam gibi adamlar ahahaha.
Woo Young Sunbae akademisyendi ve öğrenci sorunlarıyla çok ilgileniyordu. Herkese yardım ediyor ve çok çalışıyordu. Tam bir beyefendiydi anlayacağınız. Mutluluğu Mi Rae'nin bestfriendi Hyun Jung ile yakalayacağını umuyor, kendisine sevgilerimi iletiyorum. Çok dozunda bir karakterdin Woo Young Sunbae, seni ve sarhoşluk hallerini özleyeceğiz ahahaahj

Na Hye Sung (Park Joo Mi)

Bu kadını ayrıca ele almak istedim çünkü ÇOK TATLI BE!
Diziye ilk girdiğinde dedim ki ''Haah harikaa, diziye oğluşunu estetikli kıza asla yakıştırmayacak, birlikte olmamaları için her şeyi yapacak başrol annesi de geldi!''
Zerre tutmaz mı bir insanın tahmini? O kadar 2012 kdrama izlemişim ki travmatik etkileri hala sürüyor... Kadın Kelun Korea CEO'su ve dünyalar tatlısı bir kadın. Mi Rae'yi çok seviyordu. İlişkilerini onayladı. O Allahsız kocasının söylediği yalan yüzünden baştan kızıyordum kadına ama alakası yokmuş. Hem suçlu hem güçlü şuna bak. Sen hem kadını bir tokatla en önemli mesleki özelliği olan koku alma duyusundan mahrum bırak. Hem de kendini aklamak için çocuklara ''Ananız başka bir adamla kaçtı yavrum'' de. Utanmaz arlanmaz mendebur. Neyse, Na Hye Sung karakteri çok zarif ve hoş bir karakterdi. Tepkileri, kendisi, Kyung Seok'a annelik yaparken tavrı... Ooof, çok şirindi!



Dizide başka sevdiğim karakterleri SÖ. Eun (SÖ:Sua'dan Önce), kızımızın best kankisi Hyun Jung, bir de çok alakasız olacak ama Kelun Korea'nın yaz okulu gibi şeysindeki laboratuvar hocası çok tatlı bir kadındı. Onu da çok sevdim. Ayrıca Mi Rae ve Hyun Jung'un öğrenci evi ne öyle ya? Dünyalar tatlısı. Biz burada ev tutmaya kalksak spotçulardan aldığımız mobilyalar... Ay tansiyonum düşüyor!

Dizi genel olarak çok eğlenceli ve güzel bir diziydi. Peri masallarına benzer bir yanı vardı ama toplumun korkunç derecedeki güzellik algısını merkeze almasıyla da son derece gerçekçi bir yanı da vardı. Ben çok eğlendim izlerken. Tavsiyem ilk dört bölümün yavaş gidişatına, havasına aldanmayın. Devam edin. Webtoon'u bilenler senaryonun farklı olduğunu söylüyorlar. Ama ben bu halini de beğendim. Yazar için sıkıntı yoksa benim için hiç yok. Bir kere klişelere boğulmadık ki bu çok güzel bir şeydir. Ya bu gözler kaç sene tee 15. bölümde anlamsız bir sebeple ayrılıp -gereksiz dram- finalin son 10 dakikası barışan kdrama çiftlerini izledi. O kadar sıkılmıştım ki artık. Eski kdrama sektörünün yenileşmesine en çok bu yüzden seviniyorum. Adamlara gereksiz aksiyon,dram, ayrılık eklemediler. Gördük ki gerek de yokmuş yani!
 Ulan ya. Türkiye'de Hankook vardı da, biz mi ohumadık?! Valla çok özendim yata yata okumalarına.

Dizinin OST listesi ise belki uzun zamandır en çok hoşuma giden listeydi. Çoğu dizi OST konusunda zengin oluyor ama yıldız sadece bir iki parçası oluyor. Ama bu dizinin her parçası o kadar güzeldi ki! En sevdiğim parçaları bırakayım şuraya da.

A-Yeon&Cha-Hee-Let's Go
Bu şarkı açık ara farkla en sevdiğim parça. Funky ritimlerle bezeli eğlenceli bir pop parçası. İlerleyen bölümlerde çalıyordu. Kyung Seok ve Mi Rae sahnelerinin yıldızıydı :3

Jungigo-D-Day
Lütfen dünyanın tüm OST listesini Junggigo söylesin! Şarkının güzel havası o eşsiz sesle buluşunca sanat eseri olmuş adeta. En sevdiğim parçalardan birisidir.

Owol-NO NO
Bu OST işinin en sevdiğim kısmı bu. Böyle ismi duyulmamış yetenekli sanatçıları keşfediyoruz.

Yeoeun-Holiday
Biz Melody Day'i nasıl harcadık ya? Şu seslere bak. O kadar üzgünüm ki dağıldıkları için. Bu şarkı da çok güzel bir parça.

Runy-True

Dizide bir de Celine-You Are My çok güzeldi. Ama onu çok duyuyoruz dizide. O yüzden buraya eklemiyorum. Önerir misin derseniz kesinlikle izleyin bu diziyi. Özellikle minnoş zaman geçirmek isteyenler için harika bir öneri. 16 bölümü arka arkaya bile izlersiniz.
Ben My ID is Gangnam Beauty'yi çok ama çok sevdim!


Bonus: Kyung Seok'un çalıştığı yerdeki kimliği sjsjsjs



Allahım şu gülüş...
Eridik mi? Eridik.

Ve son olarak şunu da atmazsam olmaz;