11 Mayıs 2020 Pazartesi

Dizi Yorumu: Miss Hammurabi


Bakalım ne izlemişim? Evet efendim Miss Hammurabi yorumumla sahalara geri döndüm.
Diziye instagram'da gezinen bir kesiti sayesinde başlama kararı aldım. Şu meşhur metro sahnesi. Ana karakterimizin muhteşem bir şekilde olaya dahil olması beni çok mutlu etti, sonunda dedim, sonunda sesi çıkan, tacize susmayan bir kadın karakter. Yanında da promosyon Myungsoo :P Şaka yapıyorum, ama oyuncu seçimi de ilgimi çekti. Go Ara ve Myungsoo'nun kimyası nasıl olur merak ettim.

Daha önce hiç hukuk dizisi izlemedim. Yani eğer iki kere başlayıp yarım bıraktığım Suspicious Partner'ı hukuk dizisi kabul etmiyorsak. Ama yine de bir sürü bürokrasi işi döneceğini, kanuni engeller olacağını ve nefret edeceğimiz sinsi güçler olacağından emindim. Bir kere de şaşırtın be abicim! Böyle konuştuğuma bakmayın, pek sevdim ben bu diziyi.

Miss Hammurabi ilk bölümü 21 Mayıs 2018'de yayımlanan 16 bölümlük bir dizi. Moon Yoo Seok'un romanından diziye uyarlanıyor. Yanlış bilgi değilse Moon Yoo Seok da bir hakimmiş. Beni diziyi izlerken afakanlar bastı, bunları yaşamak var bir de aman aman güç çatışması en sevmediğim. 

Dizinin konusu kısaca bir adliyeyi merkeze alarak davalara ve hakimlerin farklı bakış açılarına göre onların suça bakışlarından söz ediyor. Ama bu kadar basit değil tabi ki. Bunu yaparken bir çok toplumsal soruna da değiniyor. Kaderlerine terk edilen madde bağımlısı gençler (bu bölümde ciddili ağladım), aile içi şiddet, taciz, tecavüz, mobbing vb. davalar. Ve bunların üzerinden kendi ülkelerine de epey ciddi eleştiriler yapıyorlar. Biz anlıyoruz ki Kore'de de kadının yeri ve toplumun kadına bakışı epey ciddi bir sorun.

Dizide bebişimiz L'imiz'in hayat verdiği Im Bareun karakteri ile Go Ara'nın canlandırdığı Park Cha Oreum (hof bu nasıl isim ya?) karakteri eski okul arkadaşları. Oğlumuz da kızımızdan hoşlanıyormuş o zamanlar. 

-yazımızın bundan sonrası eser miktarda spoi içerir.-

KARAKTERLER
Han Se Sang (Sung Dong Il)
Sung Dong Il herkesin hayatında en az bir yerde bir dizide izlediği bir oyuncudur muhtemelen. Yılların oyuncusu bayılırım. Bizimkilerin-Im Bareun ve Park Cha Oreum- ve 44. Oda'nın Başhakimi kendisi. Dizide de baştan o metro olayıyla ilgili zırtapoz bir kaç laf edince bir dellendim ama sonradan anladım ki adamın alakası yok, muhteşem bir insan. Son derece adaletli, herkesi dinleyen, ön yargılara kapılmadan karar veren bir insan. Becerikli değilim deyip duruyordu benim sinirlerimi bozuyordu, tek düzgün hakim sendin be oradaki. Çabucak sinirleniyordu, çileden falan çıkıyordu, bu sayede çoğu kişi korkuyordu kendisinden. Oreum'la arasındaki baba-kız ilişkisine ve Bareun ile arlaarındaki çekişmelere de çok güldüm. Han Sesang'ın ailesiyle ilgili bölümlerde de güzel aile mesajları verildi. Bu adamın en sevdiğim yönü hem bizimkilerin her yaptığında arkalarına durması hem de diğer hakimler gibi sürekli birilerine yaltaklanmamasıydı, herkes korkuyordu, aman bunu delirtmeyelim modundaydılar :P Son bölümde bir yargı dağıttı, heykelini dikmek üzereyim sokağa, MEST OLDUM O AN! Bizimkiler için de frenleyici unsurdu, durun bir oturup konuşalım falan modunda sakinleştiriyordu genellikle. İstifa etmeseydi keşke... İstifası hepimizi üzdü, sensiz o ikisini üç günde kapıya koyarlar bak benden söylemesi. 



Park Cha Oreum (Go Ara)
Hikayedeki Miss Hammurabi aha da bu! Go Ara'yı ilk olarak You Are All Surrounded'da izlemiştim ve çok sevmiştim. Burada da görünce mutlu oldum kendisini. Yeni atanmış bir hakimdi ve Lim Bareun'la aynı odada görev yapıyordu -sol taraftaki hakim- sol deyince de bildiğimiz sol, soldaki masada oturuyor :P
Kendisini sevdim, ama çok kızdığım da oldu. Bir kere olaylara anlamadan dinlemeden bodoslama dalıyordu. Ya bir dur, bir düşün. Profesyonellik de biraz zor bulunur bir nitelikti kızımızda, duruşmada ağladı! Ve çook çok ön yargılıydı. Son bölümlerde haklı çıktı evet ama böyle bir ön yargıyla neyi ne kadar doğru yapabilirsin? Çok dediğim dedikti, herkesi çiğneyip geçti dizi boyunca. Yapma derler en alasını yapar. otur derler, neredee? Sınırlarımı zorladı yani. O yüzden karakterini çok gerçekçi bulmadım. 
Ama hak savunuculuğu güzeldi bak, bunu sevdim. Çok da sıcakkanlı ve iyilikseverdi. Adaletsizlikle sonuna kadar mücadele etti. Ve yine gerçekçiliği azaltsa da benim çok hoşuma giden bir şekilde kızımızın yaptığı tüm iyiliklerin ona dönmesi ve yardımcı olması güzeldi. Bu çok hoşuma gitti. 
Kızımızın zengin arkadaşı -ve kıza platonik olan- NJ grubun yakışıklısı Min Yong Jun'un, Playful Kiss'teki Bong Joon Gu olduğuna kim inanır? Ben inanırım valla, Bong Joon Gu'nun gayet gideri vardı, tabi o tek saç telini itinayla alnına düşürmediği zamanlarda :P O da yelekli takımlarıyla bize görsel şölen sundu, az biraz pislik yaptı, öyle bir karakterdi.
Oreum'un Im Bareun'la olan 2012 kdrama first kiss'lerinden dolayı hala çok kızgınım, olmasaydı daha iyiydi! Yıl olmuş 2018 ya!
Son olarak tokat niteliğindeki şu sözünü koymak istiyorum ki herkesin kulağına bir kez daha küpe olsun. "Efendim. Kimse, hiçbir nedenle dövülerek öldürülmeyi hak etmez."



Im Bareun ( L )
Heh bu da üsttekinin tam tersi. Ne yaparsanız yapın, hiçbiriniz umrumda değilsiniz, modunda birisi. Oreum'dan daha kıdemli ve sağ taraftaki hakimdi. -bu da bildiğimiz sağ ahahshs-. Seçkin bir arkadaşımızdı. Zekiydi ve kurallar ne derse onu uygularım diyordu. Ama bu da bir ara pervane gibi döndü valla böyle geri vites görmedik. Sevda işte. Park Cha Oreum'a hala yanık olduğu için kızın başını beladan kurtarmak için uğraşıyordu sürekli. Onun biraz daha mantıklı versiyonuydu. İnsan sevmiyordu ahahaha Komik oldu böyle söyleyince. Yaşamak için çaba sarf ediyordu bu oğlumuz da. Myungsoo'nun oyunculuğunun idare eder olduğunu kabul etmek gerekir. Ha bak burada iyiydi kendisi ve gamzeleri iyi iş çıkardılar:P Tabi karakteri de çok uğraştırıcı bir karakter değildi. Tüm gün boyunca duvar gibi gezip, arada Oreum'a tüm gamzeleriyle gülmesi çok zor değildir diye düşünüyorum:P Beni rahatsız etmedi oyunculuğu, Cunning Single Lady'de de gayet beğenmiştim. Ama sanki Master's Sun oyunculuğu biraz tartışmalıydı, diziyi 17 ayda bitirdiğim için çok hatırlayamıyorum. Muhtemelen çok daha iyi olacaktır gittikçe.
Bunun da Jung Bowang ile olan arkadaşlığı favorimdi. Çok şirinlerdi. 



Jung Bowang (Ryu Deok Hwan)
Haah. Little sunshiney'îmiz de geldi. Arkadaşlar Ryu Deok Hwan şu ana kadar neden başrol almadı, bunun izahını yapsın biri bana. Muhteşem birisi yahu. Kendisini ilk kez burada izledim. Jung Bowang karakteri herkesle arkadaş, inanılmaz neşeli, şakacı ve mood-maker bir eleman. İçi dışı bir, düşündüğünü söyleyen tipler olur ya öyleydi işte. Dizi boyunca yelekli takım giyerek beni kendine aşık etti :P 44. Oda'ya gelip gelip bizimkilere uyması çok eğlenceliydi. Tam bir ortamcı, yanlış hatırlamıyorsam mühendislik fakültesi falan çıkışlıydı aslında, bu da biraz trajikomik. Başlarda çok cesur değildi, aman başımız belaya girmesin, aman ağzımızın tadı kaçmasın falan diyordu. Çok kızamadım, adam haklı sonuçta bir yerde. Ama sonlara doğru o da açıldı, cesareti geldi. Başhakimine "Ben de bir hakimim!" diye bağırdığı sahne için geç bile kalmıştı, 16 bölüm boyunca o adama ses çıkarmasını bekledim. O iki kafadarı yumruklaması zaten muhteşemdi ama tuvalette Im Bareun'la ikisinin ayakalrı kaymış gibi yapıp adamlara omuz atmaları bir harikaydı hehe.
Ve bu güzellik ikinci karakter değildi, muhteşemliğe bakar mısınız? Dizide yan çift ana çiftten önce kavuştu vay anasını. Neyse, kendisi 44. Oda'nın yazman olan Lee Do Yeon'a yanıktı. Pek de tatlılardı. 



Lee Do Yeon (Lee Elijah)
Bu kadını ilk olarak Fight For My Way'de Ko Dong Man'ın uzatmalı eski sevgilisi olarak görmüştük. Orada çok da sevilesi bir karakter değildi. Ama burada pek bir hoştu. 44. Oda'yı tek başına çekip çeviriyordu. Profesyoneldi, iyi kalpliydi, bir de çok havalı bir unniydi. Baştan gece çalışıyorum dediği için herkesin "Lan yoksaa?" dediği iş aslında web-drama yazarı olmasıydı bu arada. Spoi var dedim, umarım izlemeden okumuyorsunuzdur, pat diye söyledim sırrı. Jung Bowang ile olan ilişkisi çok güzeldi valla, sıfır şov. Bu kız hakkında ileri geri konuşan o aptallara da söyleyecek çok şeyim var ama susuyorum. 



Dizide diğer adliye çalışanları da çok şirindi. Hem çok samimi bir arkadaşlıkları vardı, hem de eğlenceli bir gruptu hepsi. 
Dizide bir de nefretlik elemanlar vardı ki... Bunların başında Başhakim Sung ve Bowang'ın başhakimi Bae Gon Dae geliyordu. Başhakim Sung layığını bulduğu için o kadar mutluyum ki. Bir de Kill Me Heal Me de namıssız Cha Joon Pyo olarak karşımıza çıkan amca burada Başhakim Şefi'ydi, pasif bir elemandı. Baştan azıcık canımı sıktı, sonra Hakim Han bunun canına okuyunca doğruyu buldu. Hakim Han parti kur, oy verelim be Hakim Bey'cim. 

Dizinin en sevdiğim yönlerinden birisi gerçekten çok gerçekçi toplum sorunlarına eğilmeleriydi. Ele aldıkları bütün davalar şu anda modern hayatta karşımıza çıkan sorunlardı. Ve bazı karakterlerle bu sorunlara toplumun nasıl baktığını da gördük. Kocasını öldüren kadın örneğinde toplumun kadına nasıl nefret kustuğunu hatırlıyoruz. Bu yönden bence Kore'ye tokat gibi bir eleştiri olmuş. İyi de olmuş. 
Ve bunun dışında adalet nedir sorusuna da cevap bulmaya çalıştı dizi. Han Se San'ın felsefesi olan "Yargılamadan önce herkesi dinle." mantığının çok önemli olduğunu gördük. 

Ancak dizinin başında on beş kere Harper Lee'nin Bülbülü Öldürmek kitabını gözümüze sokmaları ve kitap kulübünde başlayan bir tanışıklık olayıyla ben umutlanmıştım ve bir sürü harika eserden bahsedileceğini ummuştum. Bu o kadar havada kalmıştı ki. Okuma listeme ekleyeceğim eserler için çok umutluydum oysa ki. 

Dizinin çok güzel OST'leri de vardı birazını bırakayım. 

Bu diyalog muhteşemdi ahahaha
Muhteşem ekip :")


Yorumlarda buluşalım!