20 Nisan 2022 Çarşamba

Dizi Yorumu: Dream Garden


Merhabalar! Bu aralar deli gibi Çin dizilerine sardığımı söylemem gerekiyor sanırım. Unforgettable Love'la bir daldık bu mecraya, giriş o giriş... Baya baya liste yaptım kendime, sıradan gidiyorum. Dream Garden'a da twitterda denk geldim, birisi paylaşmıştı, kenara yazmıştım, geçen öyle bir gaz başladım.

Yalnız Çin dizileri konusunda şöyle bir problem var genel, çok iyi çeviri yapan bir siteye rastlamadım henüz. Denk geldiklerimin çoğu devrik cümleler kuruyor, cümlenin başıyla sonu ayrı yerde bitiyor ya da anlamsız kelimelerle cümlenin bütünlüğü tamamen bozuluyor vs. vs. Ben dizilerden replikler alıntılamayı, onları not etmeyi severim ama Çin dizilerinde bırakın alıntıyı genel anlamı bile kaçırmamak için canla başla uğraşıyorum. Acil birisi el atar umarım bu duruma ya, baya bilinen bir site var genel Kore dizisi çevirisi yapan başarılı bir site, orada da bütün Çin dizileri yok haliyle, üzülüyorum. 

Onun dışında dizi için genel yorumum, çok beğendim. Herkese de gönül rahatlığıyla öneriyorum. Herkesin seveceği, heyecanla izleyebileceği, kendinden bir şeyler bulabileceği bir dizi olmuş. Hem akıcı, hem heyecanlı hem romantik. Yeme de yanında yat yani. O yüzden hiç lafı uzatmıyorum, bu yazıya denk gelen herkese öneriyorum. Hemen koşup izleyin.


Dream Garden yeni bir dizi. 13 Aralık 2021 ve 1 Şubat 2022 tarihleri arasında yayımlanmış. Aynı kdramalar gibi 16 bölüm ve bölümlerin hepsi bir saatten uzun. Ama açıkçası epey uzun olmasına rağmen hiç sıkılmadım.
Dizinin başında Xiao Xiao/Xiao Bei Bei internette ilişki tavsiyeleri veren bir blogger. Hatta o kadar ünlü ki televizyon programlarına çıkıyor. Onun psikoloji bilgisi olmamasına rağmen bu kadar kesin konuşmasına ve iki öğrencinin derste bu programı izlemesi üzerine sinirlenen Psikolog Lin Shen yayına bağlanıp Xiao Xiao'nun söylediklerini çürütüyor. İlk karşılaşmaları böyle oluyor ama tabi ki son olmuyor.

Dizinin çekimlerini falan epey beğendim, sahne geçişleri ve sıralamalar başarılıydı ve dizi bu sayede monoton bir hale gelmedi.

-spoi içeren alan-

Lin Shen (Gong Jun)

Gong Jun'un canlandırdığı Lin Shen karakteri, Shao Lin isimli psikolojik danışma merkezinde bir psikolog. İşinde oldukça iyi, soğuk bir karakter. Sık sık üniversitede psikoloji dersleri veriyor. Yalnız terzi söküğünü dikemez hesabı, onun da geçmişinde çözemediği bir travma var: Araba. Araba kullanamıyor ve işe gidip gelirken metro kullanıyor. Annesi ile çok küçükken geçirdiği bir kaza yüzünden ne arabaya biniyor ne de kullanabiliyor. Hala komada olan annesi bakım merkezinde ve Lin Shen de sık sık ziyaretine gidiyor. Yalnız Çin'de ne kadar değişik kahve anlayışları var ya, paşam kahvesini akçaağaç şuruplu içermiş bakar mısınız? Dümdüz kahve için işte bu kadar kasmaya gerek yok.
Lin Shen, izlemeye alıştığımız karakterlerden. İşine düşkün, soğuk yaratılışlı, herkesle samimi olmayan ve romantik ilişkilerden uzak duran kibirli birisi. Aslında içten birisi, değer verdiği insanlara oldukça yakın davranıyor ama dışarıdan verdiği izlenim bu.
Xiao Xiao olan ilişkisinde son derece düşünceli ve nazikti. Nefret yorumları olduğunda evine gelmesi ve kendi evine götürmesi, Xiao Xiao evine dönmek üzereyken biraz daha kalmasını isterken kıvranması ve bahane bulması, ona çıkma teklifi etmek için yaptığı otomat, arabalı sinemada film izlemeleri falan ilk anda aklıma gelen sevimli detaylar. Ama zaten Lin Shen bir ilişki kurmalarından çok önce Xiao Xiao'nun hayatındaki varlığına çoktan alışmıştı.
Lin Shen'in en sevdiğim özelliği destekleyiciliğiydi sanırım. Önce psikoloji yüksek lisansı için sonra da yurt dışı eğitimi için Xiao Xiao'yu hep cesaretlendirdi ve ona ket vurmak yerine istediklerini yapması için alan tanıdı. Lin Shen ben senden razıyım ya.

Xiao Xiao/Xiao Bei Bei (Qiao Xin)

Ah benim güzel kızım. Şimdi size Xiao Xiao öveceğim eğer hazırsanız. Önce biraz karakterinden bahsedelim de. Xiao Xiao internette ilişkiler üzerine bir blogu olan blogger. Aslında hiç ilişkisi olmamış ama hani böyle insanlar olur ya insanları gözlemler ve iyi analiz ederler. Lisede ilişki tavsiyesi aldığınız arkadaşlarınızı hatırlayın bir. Hepsinin bir dolu ilişkisi olmamıştır muhtemelen. Ama bu tip insanlar insan ilişkilerini iyi analiz ettikleri için doğru noktalara parmak basarlar. Xiao Xiao da öyle bir insan. Lin Shen'le ikinci karşılaşmaları, en yakın arkadaşı Yan Luo'nun kaybolmasıyla oluyor. Arkadaşının en son Lin Shen'le iletişime geçtiğini ve terapiye gittiğini fark edince iş görüşmesine gidip Lin Shen'in sekreteri oluyor.
Genelde bu tip romcomlarda, kadın başrole sarsak roller çizerler bilirsiniz. Ben genelde bu karakterlere, saçma sapan tepkiler verdikleri için sinir olurum. Ama burada Xiao Xiao'yu öyle sevdim ki... Cıvıl cıvıl halleri, saflığı, güzel kalbi, birisi ona ihtiyaç duyduğunda tüm sıcaklığı vermeye hazır oluşu... Keşke benim arkadaşım olsa dedim hatta, sürekli görüşebilsem onunla. Çok mantıklı bir karakterdi ayrıca. Son bölümlerde olayları hemen kavraması başarılıydı mesela. Başka bir karakter olsa hala yok Lin Shen benden ayrıldı da, beter olsun da, yıkılsın da havalarında gezerdi kesin. Xiao Xiao'nun uçakta söylediği şey çok doğruydu mesela. "Ama seninle birlikte üstesinden gelmek isteyip istemediğimi neden hiç bana sormadın?" Bizim böyle konuşan karakterlere ihtiyacımız var ya artık! Lin Shen'in böyle bir şeyde Xiao Xiao'yu da bu olayın içine çekmek istememe nedenini anlıyorum, çünkü bu cidden büyük bir olaydı. Ama Xiao Xiao'nun dediği de öyle doğru ki. Karşımızdakinin fikrini almadan, onun yerine karar vermek de ona yapılmış büyük bir ayıp değil mi, bir tür bencillik değil mi?
Ayrıca Lin Shen'e tüm olaylarda destek olmaya çalışması, ilişkilerinde yapıcılığı asla bırakmaması da takdirimi kazanan yönlerindendi. Son bölümde, telefonda Fan Qi'ye Lin Shen'e zarar vermemesi için yalvardığı yerde şakasız ağladım. Çok cesur bir karakterdi ya, çok sevdim ben Xiao Xiao'yu. Ama herkesi kendin gibi sanma bebeğim, seni çok üzerler :(

Yan Luo (Sun Yi) & Shao Ning (Zhang Duo)

İkinci çiftimiz de burada. 
Yan Luo, Xiao Xiao'nun çizer arkadaşı, epey ünlü çizgi romanları var hatta bunlardan birisi de Dream Garden :) Çok kibar, hiçbir şeye sesini çıkaramayan kız. Ailesi kızın parasını yiyordu resmen, en sonunda tepki gösterdi, ben de onunla birlikte bir rahatladım. Yan Luo ilk bölümlerdeki sevgilisnden dolayı bağlanmakta zorluk çekiyordu, ona da değindiler kısa bir süre. İyi sevgi, kaliteli ve toksik olmayan, saygı dolu bir sevgi, iyileştirir.

Shao Ning ise Shao Lin'in bir diğer ortağı. Shao Ning'i tanımlayacak en genel kelime 'güven'. İnanılmaz güven veren bir havası var. Esprili, hoş sohbet ve yardımsever bir insan. İzlerken onun da mutluluğu bulmasını çok istemiştim, oldu. Sevdim bu çifti. Çok soft bir şekilde gelişti ilişkileri.

Sun Ke Le (Wang Ze Xuan) & Zuo Yan (Zhou Qi Qi)

İşte benim adamım, Sun Ke Le! Ben gerçekten böyle zıpır karakterlerin hastasıyım. Sun Ke Le, Xiao Xiao'nun editörü. Çok tatlı bir tip. Xiao Xiao'yu arayıp yeni yazı için darlıyor genelde. Ben bunları öylesine yakıştırmıştım sonra birden cidden oldular?? Zuo Yan'dan ilk gördüğü anda hoşlanan Sun Ke Le, Zuo Yan'ın peşinden az koşmadı. Bir de bunun aldığı aşk tavsiyeleri Lin Shen'e yaradı ahdhahdhd Bebeğim ya, tatilde Zuo Yan'ı kışkırtıp sonra başardığı için sevinmesi falan çok şirindi, yicem!

Zuo Yan da Shao Lin'de çalışıyor ama pozisyonu ne anlamadım. Yani sekreter basbaya ama ben de psikoloji eğitimi falan aldım diyor? Psikoloji eğitimi alan ama sekreter olan Zuo Yan, açıktan psikoloji bitirip stajyer danışan olan Xiao Xiao ashahshah Her neyse bu Zuo Yan ablamız da annesinin baskısından saldırganlığını hep başkalarına kusmuş (yön değiştirme mekanizması, bildiniz mi?) Ondan kurtulmaya çalışıyordu, ihale hep Sun Ke Le'ma kaldı, yavrum. Ama sonunda mutluluğu buldular mı, buldular. Çok da tatlı oldular mı, oldular. Konu kilit.

Bir de bir adet kötü karakterimiz var on karakter gücünde, Fan Qi. Ama şimdi hiç resmini bulup kendi sinirlerimi bozamıycam zaten izlerken keşke görmeseydik, bilmeseydik diye üzüleceksiniz.

Genel Yorumum

Şöyle genel bir yorumlayalım o zaman uzun uzun. Her zaman olduğu gibi önce beğenmediklerimi yazayım.

Öncelikle söylemeliyim ki, eğer son bölüme yine o seller alasıca "yurt dışı" mevzusunu sıkıştırmasalardı burada bu diziyi satırlarca övecektim. Yine öveceğim ama çok tadım kaçtı ya, hof! Arkadaşlar romantik değil, eğlenceli değil, heyecanlı değil bu yurt dışı mevzusu niye var ya NİYE? Pasaport yaktıracaksınız insana burada! Ya yine gidin, hobi olarak gidin. Tutun manitanın elinden tatile gidin, balayına gidin, gidin yerleşin bir daha dönmeyin ama birlikte yapın şunları ya! Çok farklı mutlu son hayallerim vardı ama bu şekilde değildi hiçbiri! Gerçekten son bölüm yurt dışı yasaklansın... Çok istiyorlarsa The Time We Were Not In Love'daki gibi sonlara doğru yazsınlar, bir miktar görüntülü konuşma, bolca özlem akabinde finalde birlikte görelim bu kişileri artık! Bir de final demişken, Fan Qi'nin ayrılık mektubu HİÇ AMA HİÇ umrumuzda değildi yani o kadar umrumuzda değildi ki, inanamazsınız... Süremizden yediler bu salak adam yüzünden.

Sakinleşeyim bir. Tamam iyiyim galiba. Evet bir sonraki konu çok da problem olmasa da işin psikoloji kısmı yine biraz sıkıntılıydı galiba. Hipnoz durumları falan, tabi ben çok bilmiyorum ama sanki bir şeyler yanlış gibiydi ahshahsha Bir de Xiao Xiao'nun lisans okumadan, psikoloji yüksek lisans yapması... Ya da lisansı açıktan okudu ki o daha kötü ahshahdha Oluyor mu ya böyle cidden? Ay bir de Lin Shen'in annesinin komadan uyanması biraz saçmaydı. Kaç yıl uyumuş kadın, öğle uykusundan uyanıyor gibi uyandı komadan. Biraz konuşmakta, yürümekte zorluk çekti göstermelik, sonra seni beni gömer teyzem, öyle bir dinçlik. Ben sabah uykusundan daha sersem kalkıyorum. 

Son bölümdeki olaylar... Gülmeyeceğim diyorum ama olmuyor. Şimdi Lin Shen önce kafa travması garantili bir şekilde sopa yedi kafasına, sonra karnından bıçaklandı ama ona rağmen yerden sopa alıp Fan Qi'ye vurabildi hadi tamam, bir güç gelmiştir olmuştur. Ama sonra yattığı yerden kalkıp koşarak inşaattan atlaması? Üç kat yüksekten havuza düşmesi? Sonra yaşaması bile mucizeyken hemencik uyanması? Yani tamam elbette başrol, öldürmenizi istemeyiz ama en azından insaflı yaralasaydınız.
Xiao Xiao da öyle. Bagaja konulup arabayla denize atıldı ama ne hikmetse sağ çıktı. O arabayı sudan çıkarıp tahliye etmesi var bir kere bırakın bagajı açmayı...

O Huang Yuan, Lu Yan ve Fan Qi üçlüsüne diyecek kelimem yok. Vicdani mekanizmaları yok gelmiş poz kesiyorlar bize. Her anasından babasından ayrı kalan, ailesiz büyüyen çocuk çivici katil mi olsun o zaman yani? Sizin doğru yanlışı ayırma yönteminiz yok mu? Huang Yuan gibi bir katile acıtasyon yaptırıyorlar saçmalığa bak! Lu Yan gitmiş, adamın birini öldürmüş. Sonra Lin Shen tanıklık yaptığı için hapse girmiş, neymiş Lin Shen yüzünden ölmüş Lu Yan, Fan Qi ondan intikam alacakmış YAPMA YAV! Olaya bak, pamuk ipliğine yaşıyoruz. Adamın doğru yaptığı şey yüzünden başına gelmeyen kalmadı, kantin sırasında kaynak yapandan da intikam alalım mı paşam? Kaç bölüm intikam da intikam, dedim ki bu Lin Shen size ne etti? Bir halt etmemiş yani sonuç olarak. Çok saçmaydı bu olay...

Başka öyle sevmediğim bir şey olmadı, ufak tefek klişeler elbet vardı ama bu şimdiye kadar izlediğim üç Çin dizisi içinden en az klişe olanı ve en kaliteli konuya sahip olanıydı bence. O yüzden o kadar kusur kadı kızında da olur. 

Öveceğim şeyler ise çook daha fazla, o zaman, let's go fındık kurabiyeleri!

Dizide en sevdiğim şeylerden birisi farklı farklı bir sürü vaka ve olay görmemiz. Bir sürü farklı, hatalı ilişkiler, yanlış sevgi biçimlerini görmek, bunların nasıl çözülebileceğini ve kişilerin nasıl iyileşeceğini görmek gerçekten ilgi çekiciydi. Diziyi sadece başrollerin arasındaki ilişki değil bu vakalar da götürdü. Ve bir an önce çözülsün diye hepsi tek bir bölümde çözülmüyordu, her vakanın iki üç bölümde çözülmesi de daha iyiydi, derinlemesine görüyorduk her şeyi. Tabi normalde bu kadar kolay iyileşme olmuyor, hepimiz farkındayız ama 16 bölümden oluşan bir dizi için bence güzel planlanmışlar. Psikolojik açıdan yöntemlerin doğruluğu yanlışlığı tartışılır ama vermeye çalıştıkları mesaj güzel.

Vakaların kopuk olmaması, hepsinin baş karakterlerle bağlantılı olması da, vakalarla dizinin kopukluğunu engellemiş. Hotel Del Luna'nın düştüğü hataya düşmemişler. Mesela Chai Qian'in Xiao Xiao ile arkadaş olması ya da Xiao Xiao ve Zuo Yan'ın idol bebe Zhou Ran'ın hayranı olması bağlantıyı kuran şeylerdi. Vakalardan genelde sağlıklı ilişkinin nasıl olduğuyla ilgili mesaj verilmesi de başarılıydı.

Xiao Xiao'nun her vaka çözüldükten sonra yazdığı blog yazılarının bazıları çok çok güzeldi. Hepsini merakla bekledim ama mesela Yan Abla ve annesinin olayını çözdükten sonra yazdığı yazı çok dokunaklı ve vurucuydu, yine Li Yi Xin'in olayından sonra yazdığı blog yazısı da çok iyiydi.

Dizinin sadece romcom üzerine olmaması, psikolojik vakalar bir de dizinin başında ucundan gördüğümüz Lin Shen'in olayları ile yaratılan gizem unsurunun olması dizinin akıcılığına artı bir puandı. Bölüm süreleri çok uzundu mesela ama yine de hiç sıkılmadım, dizinin kurgusu iyi ayarlanmış, her şeyin zamanı güzelce düzenlenmişti, sevdim bunu. Ama bazı romantik sahneler çok ıskalanmış. Xiao Xiao'nun Lin Shen'e taşınmasından ne sahneler çıkardı mesela. Bize ev sahneleri vermeyecekseniz bu kız niye Lin Shen'e taşındı?

Yukarıdaki maddeyle bağlantılı olarak dizinin içindeki birçok unsurun potada eritilmesi, tekrara düşmekten de kurtarmış. Benim Unforgettable Love hakkında en yakındığım şey buydu. Sürekli yanlış anlamalar, sırlar ve ayrılmalar üçgeni diziyi tekrara düşürmüş ve monotonlaşmasını sağlamıştı. Ama Dream Garden temeli sadece romantik ilişkilerde tutmadığı için tempoyu, çifti bozmadan yükseltebildi. 

Son bölümlere yakın tek bir ayrılık gördük, o ayrılık ise çok haklı sebeplerden olduğu için gayet hak verdim, mantıklı sebepler olunca sinirlenmiyorum gördüğünüz gibi. Herkes kendi açısından haklıydı. Birini intihara zorlama çok büyük bir suçlama ve Lin Shen'in buna Xiao Xiao'yu hiç karıştırmak istememesini anlıyorum. Ama Xiao Xiao'da bu konuda karar verme hakkına sahip. Herkese hak vermiştim :( Neyse ki çabucak çözüldü mevzu. Akıllı ve mantıklı Xiao Xiao'm sayesinde <3

Bir de ben Shao Lin ahalisini çok sevdim. Yan Abla, Jia, adını bilmediğim ama genelde oralarda takılan bir çocuk, Shao Ning ve Lin Shen en son da ekibin neşesi Xiao Xiao. Bana aile gibi hissettirdiler, hiç sıkılmadım izlerken. Bazen orada bile olmak istedim. Hatta cidden diziyi izlemiyorken ne yapıyorlar diye düşündüm... I need therapy la la la la la therapy...

Ay sevdim ya, baya sevdim hem de.


Madem o kadar çok vaka gördük, onlar hakkında da konuşalım azıcık. Yan Luo ve onun manyak sevgilisi biraz pilot bölüm gibiydi o yüzden hemen çözülüp bitti yani çok bir şey göremedik o yüzden onu pas geçiyorum.

Bir diğer vaka da Shan Shan ve Zhou Ran'dı. Bu olay beni çok üzmüştü ama oy ne güzel aşk, oy yerim falan diye değil, sadece Shan Shan'e üzülmüştüm! Yaşadıklarından sonra köpeklerinin evine çıkıp gri duvarla karşılaşınca dedim ki herhalde bu kız gerçekten kafasında kurmuş. Ne bileyim menajerin şeytanın çırağı olduğunu! Sonra ortalığa birr döküldü ki olaylar. Yani o idol bebesine de yüklenmek istemiyorum hepimiz bu idol-şirket olayları nasıl olur biliyoruz ama kız dünyanın mobingini yedikten sonra, tüm ülke kızın üstüne gittikten sonra da gerçeği açıklasa ne oluur açıklamasa ne olur... Üzüldüm Shan Shan'e ya. En heyecanla izlediğim vaka bu oldu sanırım.

Sırada sinir krizlerine gire gire, duvarlara yumruk ata ata izlediğim Chai Qian ve Huo Lang çifti var. Biz onlara kariyer sahibi kadın ve manipülasyoncu davar diyeceğiz. Bu kariyer sahibi kadın Chai Qian, Xiao Xiao'nun arkadaşı ve flashbacklerden de görüldüğü üzere on parmakta on beş marifet bir tip. Sonra iş hayatının stresine dayanamayıp bırakıyor. Buraya kadar okey. Ama ne zaman kendini toplar gibi olup bir şeyler yapmaya geri dönse bu sevgilisi, yok ben sana bakarım, yok zaten çok ara verdin yapamazsın, yok stres yapma tarzı argümanlarla kadını engelliyor. Bir de bunu öyle sanki kadını düşünüyormuş gibi yapıyor ki, bildiğin buz gibi manipülasyon. Ya kadın yorgun gitmiş yatmış, işten gelmiş zebani gibi kadının tepesine dikilmiş, diyor ki bana süt ısıt!? Davar ya cidden, elin mi yok kalk kendin ısıt sütünü de bir zahmet! Bu adam beni delirtti, numaralar desen bin beş yüz, itlik bunda serserilik bunda, acıtasyon desen kökü bunda! Yıldırdı beni. Kadın şundan kurtulup kariyerine dönsün diye dua ettim. Kadın en sonunda işe girdi, mesaj atıyor sen yapamazsın diye, ruh hastası manyak!

Küçük bir melisa çayı molası, iyiyim. Arada bir de Zuo Yan'ın annesiyle olan olayı çözüldü. Bu biraz komikti ama ashahshahs Kadın bir sayfa günlük okudu, hemen insanlık tarihinin başlangıcından beri dolapta duran sebze suları döküldü, girişte ki "sabır, adamlık, feraset" benzeri yazılar çıkarıldı ahshahshahs Yani bu kadar çabuk iyileşme de baya mucizevi ama bunu çözmek için Lin Shen'e pek gerek yokmuş. Yalnız burada Zuo Yan'ın söylediği bir söz harikaydı, herkesin kulağına küpe olmalı. "Sevgi birinin incinmesine ve üzülmesine sebep oluyorsa, o doğru bir sevgi midir?" Cevap hayır, kocaman bir hayır.

Li Yi Xin, Xiao Xiao'nun okuldan arkadaşı ve Lin Shen'in platonik bir öğrencisi. Yani ben demiştim demek istemiyorum ama ben ilk gördüğümde bu kızın sağlam pabuç olmadığını anlamıştım ama ah benim güzel Xiao Xiao'm nereden bilsin? Kız baya baya ikinci Xiao Xiao oluyordu zor tuttuk. Ne zaman gerçek yüzünü görürler tahmini diye bekledim. Ay bir de Xiao Xiao bu kızın iki günlük arkadaşlığını ciddiye alır da Lin Shen'den uzak durur diye korktum bir de yapar çünkü o saf kızım. Neyse ki yaşanmadı bu. 

Vakalar genel olarak böyleydi. Ama sinir olduklarımı bile merakla izledim ne yalan söyleyeyim. Arada Yan Luo'nun bağlanma sorununa bile değinildi mesela. Birçok farklı yanlış ilişki biçimini görmemiz, işte ilişki böyle olmaz, diyebilmek için gerekliydi bence. Hoşuma gitti o yüzden.

Dizinin ost listesini buraya ekleyecektim aslında ama hiçbir şarkıyı official kanallardan bulamadığım için eklemek istemedim. Ama ending parçası Mind Seeker/Heart Seeker ve hem Çince hem İngilizce versiyonuyla Love Is Blind ne kadar özelse, dizi içinde duyduğumuz tüm şarkıları da o kadar sevdim. Özelikle en sevdiklerim Sa Ji'nin We parçasıyla Zhou Shiyuan ve Dong Pan'dan People In The Play. Dizinin havasına uygun seçilmiş, güzel parçalar. Nasıl seve seve dinledim anlatamam.

İzleyin diyorum. Dream Garden hem farkındalık yaratacak hem de hoşça vakit geçirmeyi sağlayacak bir yapım. Bolca entrikayla boğmayan, saçma sapan güç savaşları, şirket hiyerarşisi, zengin oğlan fakir kız klişesi veya toksik ilişkilerden zerre barındırmayan, kendi kulvarında çok kaliteli bir yapım. Evet klişeler var, evet tatlı tesadüfler var ama bunları çok güzel kullanmışlar, ölçüyü kaçırmamışlar. Ben epey severek izledim. Bir yerden eve gelince falan hemen bilgisayarın başına geçiyordum yatmadan bir bölüm bari izleyeyim diye. Baya hızlı bitirdim zaten. Tavsiye ediyorum, bence Çin dizilerine bir giriş yapmak isteyenler için muhteşem bir başlangıç olabilir, muhhteşem!

















"-Lin Shen. Sence gerçek aşk nedir?
-Bu sorunun... Asla standart bir cevabı yoktur. Çünkü aşkın birçok şekli vardır. Ama bence aşk ne olursa olsun aşırı ya da canice bir şekilde ifade edilmemelidir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder