14 Ocak 2023 Cumartesi

Dizi Yorumu: Another Miss Oh


Uzun bir aradan sonra herkese merhabalar. Bugün burada yayınlandığı dönemde her yerde konuşulan, çok sevilen, ününü sonuna kadar da hak eden Another Miss Oh hakkında konuşacağız. Romantik komedi türünün hakkını sonuna kadar veren, çok eğlenceli, çok akıllıca yazılmış bir dizi.

Ben Another Miss Oh'a başlamayı çook uzun süredir düşünüyordum. Ama nedense bir replik görüyordum bir diziden, hop, ona başlıyordum. Yeni bir dizi çıkıyordu, konusu hoşuma gidiyordu, ona başlıyordum. Böyle böyle, bu diziye başlamam da ertelendi durdu, bugüneymiş nihayet piyango. Zaten Miss Oh rüştünü ispatlamış bir dizi, yayınlandığı sene de epey ses getirdi.

Another Miss Oh bence tamm bir romcom. Eğlenceli olay örgüsü, kendine has karakterleri, güzelce çizilmiş olan baş rolleri, kitap alıntısı gibi olan replikleriyle herkesin çok severek izleyebileceği bir dizi. Benim son zamanlarda izlediğim diziler içinde birini sevmenin nasıl bir şey olduğunu, aşkın nasıl bir şey olduğunu en iyi yansıtabilen, gösterebilen diziydi bence. Bu gerçekçiliğiyle de benden tam not aldı! İzleyecek dizi arayışında olanlara duyrulur.

Another Miss Oh
Yönetmen: Song Hyun Wook
Senarist: Park Hae Young
Yayıncı: tvN
Bölüm Sayısı: 18 Bölüm
Yayın Tarihleri: 2 Mayıs-28 Haziran 2016

Hikayemizin merkezinde iki Oh Hae Young var. Aynı lisede okuyan bu Hae Young ikilisinden birisi, Güzel Oh Hae Young (Jeon Hye Bin). Diğeri ise Sadece Hae Young (Seo Hyun Jin). Yıllar geçip büyüdüklerinde bizim Hae Young, yani Sadece Hae Young olan mutlu, iyi de giden bir ilişkisi var. Diğeri ise yıllar önce nikah masasında bir adamı terk edip yurt dışına gitmiş. Nikah masasında terk edilen yakışıklı beyimiz Park Do Kyung (Eric Moon) evlenecek olanı eski sevgilisi olan Hae Young sanıyor ve intikam almak için sarmaşığa ilk düğümünü atıyor. Bundan sonra karmakarışık olan hikayede her şey birbirine giriyor.

Yönetmen koltuğunda birçok diziye imza atmış olan Song Hyun Wook oturuyor. Ama dizinin asıl yıldızı senaristimiz Park Hae Young. My Mister'ın kitap gibi repliklerinin sahibi olan senaristimiz aynı zamanda geçtiğimiz aylarda yayınlanan My Liberation Notes'un da senaristi. Bu senarist benim için kitap alıntısı gibi özenli replikleriyle meşhur, ruha iyi gelen şeyler yazmakta usta. Bu özelliğini iyi bildiğimden, Another Miss Oh'a da büyüük heveslerle başladım.

-gelsin spoiler alert-

Park Do Kyung (Eric Moon)

Şimdikiler bilmez, hatta ben bile yetişmedim ama Shinhwa vardı bir zamanlar. Bir zamanlar dediğim de Sechs Kies, H.O.T., Fin.K.L. falan zamanları ha, altın zamanları sektörün. İşte Eric de o zamanların efsanelerinden Shinhwa'nın bir üyesi. Artık aktif olarak çok işleri olmadığından bilinmez ama ajummalar iyi tanır Eric'i ahahahaha
Şahsen ben diziyi izlemeden önce Eric'e bir ön yargı oluşturmuştum ama oyunculuğu gayet kendine hastı, kaptırdım gittim, hoşuma gitti.
Park Do Kyung, sesleri kaydeden bir yapımcı. Buna ne denir bilemiyorum, yapımlar için sesleri kaydediyor, ses montajını falan yapıyor. Eğlenceli de bir şeye benziyordu cidden. İşi gücü ses olduğu için kafayı da bozmuş hafiften, evdeki sesleri falan kaydediyordu, aaa manyak. Bununla aynı evde de yaşanmaz.
Do Kyung'un hikayedeki kilit rolü Güzel Oh Hae young'un eski sevgilisi olmak. Kız bunu düğünde bırakıp gitmiş ama açıklama falan da yapmamış. Do Kyung da ondan intikam alayım derken Sadece Oh Hae Young'un düğününü iptal edince ortalık tam anlamıyla çarşamba pazarına dönüyor efendim.
Do Kyung klasik kdrama erkeği. Soğuk, kibirli bir tip. Herkesin kusuru olur ama benim en sinir olduğum şey bu adamın asssla geri adım atmamasıydı. Ya hep mi peşinden koşturur bir insan, biraz da sen çabala, biraz da sen uğraş. Hiç olmadı bir özür dile ya, bu ne manyak bir tutum! Delirtti beni bu huylarıyla. Hadi artık kdrama erkeklerine alıştık ama bunu normalleştiremiyorum, herkes efendi gibi dilesin özürünü, affettirsin kendini. Kızın hayatının şirazesi kaymış, o da azıcık salak gitmiş bunu tüm ülkeye ifşalamış, zaten utanç içinde. Bu da haaala, püh... Yine de böyle konuştuğuma bakmayın, çok karizmatik birisi olduğu için affettim. Al işte, bana da güven olmuyo ahshahshsh

Bu oğlanın bir annesi vardı... Bir kerecik saçını başını yolmamış olmak dizideki tüm insanların hatası, beni bir kerecik dizinin içine ışınlasalar, hakkımı kadının saçını yolmak için kullanırdım, öyle de sinirlendim kendisine. Hadsiz ya. Kendine bakmadan Güzel Hae Young'un annesine takmış bir de. Son bölümde bu kadını da (tabi ki) sevimlileştirme politikası güttüler. 17 bölüm boyunca peşinde koştuğu Başkan Jang'a şekil şukul yaptı, biz de yedik. Neymiş, Başkan Jang, Do Kyung'a zarar vermiş, yok yav, çünkü sen hiç vermedin abla. Senin varlığın zarar ya Allah aşkına sen ne anlatıyorsun??

Oh Hae Young (Seo Hyun Jin)

Seo Hyun Jin'i çok beğenir, çok güzel bulurum. Ama bu dizideki saçları neydi ya, resme bakar bakmaz aklıma bu geldi, bu kadına yapılır mı?? Seo Hyun Jin'i bir tek You Are My Spring'de izledim. Orada da daha olgun ve sakin bir karakteri oynuyordu. Burada tam deliydi ya, tam.
Oh Hae Young, ya da lisedeki adıyla Sadece Oh Hae Young, lise yılları boyunca başka bir insanın gölgesinde kalmanın incitilmişliğiyle yaşamış bir insan. Sonraki yıllarda bunun etkisini çok hissetmese de güzel adaşının dönmesiyle daha çok hissetmeye başlıyor bu öfkeyi. Bir yemek şirketinde çalışıyor, iyi bir işi, düzenli bir hayatı var gibi görünse de pat diye düğün işi bozuluyor. Düğünü iptal edildiğinde aslında çok da etkilenmiyor bu olaydan ve hayatına devam ediyor gayet rahat. Do Kyung'dan da etkilenme hızına bakınca nişanlısına çok da yanık olmadığı sonucu çıkıyor ahahahah Do Kyung'un peşinden epey koşuyor Hae Young. Yani bu kızın çektikleri reva mıdır, az sürünmedi, Do Kyung da az değil.
Benim Hae Young ile ilgili tek sevmediğim şey tutarsız oluşuydu. Kimi zaman çok olgun kimi zaman çocuk gibi. Kimi zaman çok temkinli, kimi zaman çok fevri. Bu fevriliği de canımı sıktı mesela. Bir dur bir düşün, bu hareketim nereye gidiyor diye, ama yok. Asla düşünmüyor.

Ay bir de bu kızın bir annesi var, Kim Mi Kyung canlandırıyor. Ben bu kadını hep çok kontrolcü anne rollerinde izledim, bu rolleri de sevilir genelde ama ben anne rollerinin çoğunu sevmedim :( It's Okay That's Love'da da inanılmaz sinirlenmiştim rolüne. Hep çok kontrolcü, baskıcı ve manipülatif anne rollerini oynuyor. Burada da Hae Young'un hayatına inanılmaz müdahaleciydi. Bilmiyorum bir tek bana mı ters geliyor, benim annem asla bu kadar baskıcı davranmazdı bana, bazı şeyleri de düşe kalka öğrenmek gerekiyor. Hata yapa yapa, yara ala ala. Aman rezil olma, aman bizi rezil etme, onunla görüşme, utanmıyor musun diye diye ömür geçmez. Burada da Hae Young'un annesinden hoşlanmadım pek. Kızı önce eşyalarıyla sokağa at, nereye gitmiş umrunda olmasın, sonra çat kapı baskına git, Do Kyung'la olanları öğrenince kızı zorla eve geri getir. Oldu paşam, başka emrin. Kıza evinin eşyası gibi davranması sinirimi bozdu. Bir tutarsızlık, bir gerginlik. Ay teyze gölge etme, dedim en sonunda. Bir nefes aldırsa çok iyi olacaktı. O da haklı kendince ama ne bileyim, çözümleri yanlış. Artık üzüntüsünü ve sevgisini kızgınlık ve sertlik maskesi altında saklayan ebeveyn hikayesi de sıktı, yavan geliyor bana. Çocuğunu seviyorsan göster abi, niye düşmanın gibi davranıp sonra o benim canımm edebiyatına giriliyor anlamıyorum.

Oh Hae Young (Jeon Hye Bin)

Bu kadın bana inanılmaz tanıdık geliyor, sanki hep ikinci kadın rollerinde izliyorum gibi hissettim ama hiçbir yerde de izlememişim, biraz enteresan.
Bu da Güzel Oh Hae Young, bize ne faydası ne zararı oldu. Yıllar önce Do Kyung'la muhteşem bir ilişkisi varken sonra annesinin tehditleriyle ayrılmış. O aptal kadın da sanki bana sütten çıkmış ak kaşık, dinime küfreden müslüman olsa hikayesi tam. Bu Hae Young'un enayiliği de kadının dediğini kabul etmek olmuş yani sadece. İyi yan karakterlerden birisiydi, sevdik kendisini. Bizim Hae Young'un tepesi attıkça kızla dalaşması biraz komikti de. 

Park Soo Kyung (Ye Ji Won)

Bu kadının da çok fazla yapımı var ama ben nedense ilk defa burada izledim. Başarılı bir tiplemeydi bence, sevdim.
Soo Kyung hem Do Kyung'un kardeşi, hem de Hae Young'un patronu ama nasıl bir patron. Dizide normal adam yok ki bu olsun. Normalde mantıklı ve akılcı da bir insan, niye deli gibi yapıyo kendini hiç anlamıyorum. Bunun da derdi tasası vardı ama sonra dertsiz başına dert aldı, iyi de oldu. Bence Jin Sang'la zorlama ama sevimli bir çift oldular.

Lee Jin Sang (Kim Ji Suk)

Kim Ji Suk da atanamayan yan rol kontenjanının baş üyesi oldu resmen. Ama yine de ben, Personal Taste ya da Alice In Cheongdamdong'daki gibi rollerinden ziyade böyle sarsak, şapşal rollerini daha çok seviyorum. When The Camellia Blooms olsun, bu olsun, bir bölümcük konuk olduğu Work Later, Drink Now olsun...
Lee Jin Sang, Do Kyung ve Hoon'un arkadaşı ama sürekli bunların evinde kalıyo, gitmiyo asla evine çünkü yine kadın peşinde başına bir bela almış, istese de gidemiyo evine. Neyse efendim, hani olur ya bazı insanları daha bebeyken bile tanırsınız. O yüzden bunlar bir gün içince, akılları başındayken asla olmayacak bir birliktelik oluyor Soo Kyung ile aralarında. Arada bebek olmasa Soo Kyung söylemeyecekti Jin Sang'a, hatta bebeği bile söylemeyecekti ama çaktırdı en sonunda. Çok garip bir çift olsalar da tekrarlıyorum, bence sevimlilerdi.

Han Tae Jin (Lee Jae Yoon)

Adamdan sayıp posterini yapmışlar, ekleyelim biz de... Weighlifting Fairy Kim Bok Joo'nun doktor civanımı olan Lee Jae Yoon burada kötü adam rolünde.
Oh Hae Young'un nişanlısı olan Tae Jin, hem kızdan rezil bahanelerle ayrılıyor hem de başkalarını suçluyor. Tamam Do Kyung da çok masum sayılmaz ama Başkan Jang hepinizle oynamış işte, piyonsunuz adam için. Hadi her şeyi geçtim, yardımcın gözünün önünde oyun oynamış sana, onu da mı anlamadın, sen bu şirketi neyinle yönetiyordun acaba??? Gereksiz bir karakterdi bence. Ama hikaye için lazımdı, geçelim.

Genel Yorumum

Öncelikle sevmediğim, kafama yatmayan bir iki şeye değinelim.
Yukarıda da dediğim gibi, Do Kyung ve Hae Young ilişkisini çok sevmekle beraber sevmediğim tek bir nokta vardı, dengesizlik. İlişkilerinin dinamiği aşırı dengesizdi. Başından beri ne zaman bir kriz olsa, anlaşmazlık olsa üstüne giden hep Hae Young, peşinden koşan hep Hae Young. İlişkilerinin başlangıcı, aşk itirafı falan ne varsa Hae Young'un zorlamasıyla olan şeyler. Do Kyung'un suçlu olduğu durumlarda bile beyimiz asla geri adım atmıyordu. Ya kızın düğününü mahvetmişsin, çök özür dile işte, ölmezsin! Bir son bölümlerde uğraştı etti, o da olması gerektiği kadar değildi. Gururun fazlası da zarar. Gururuna tahammül edebildiğim tek erkek Mr. Darcy, gerisine asla tahammülüm yok ahahahah

Son sahneye yine o araba kazasının sıkıştırılmasını da sevmedim. Son sahnede koştur koştur yapılacak iş olmaması bir yana, Lee Byung Joon'un hayata dönmesi falan da yani... Kaç yaşında adam, Do Kyung'un hayatı bu adama bağlıysa işimiz yaş yani. Biraz gereksiz aksiyonlar bunlar. Yine de Do Kyung'un gördüğü vizyonları gayet temiz açıkladılar, ben tam çözülmez ve aklımızda soru işareti kalır diye korkuyordum açıkçası.


Sevdiğim şeylere gelelim.
Lisede über popüler olan şanslı azınlıktan biriyseniz bilemem ama şahsen ben değildim. Kendi halinde bir arkadaş çevresi olan, liseyi hep gülerek, burnumda tüterek özleyen biriyim. Evet çok kötü deneyimlerim olmadı ama herkesin ölüp bittiği şimdinin tabiriyle "it girl" bizim zamanımızdaki tabirle ise "popi" olmadım hiç. Sosyal aktivitelere falan katılan, sınıfta varlığı belli olan biriydim ama benim hamurumda yok böyle popülerlik işleri falan. İşte Another Oh Hae Young, biraz abartarak da olsa, arkada kalan o kısmı, yani bizleri çok iyi yansıtıyor. Lise hayatın en acımasız dönemlerinden de biridir ayrıca. Orantısız vücutlarımız, kontrolsüz gelişimimiz ile hiçbir şey istediğimiz gibi olmaz, birbirimizi de eleştirir dururuz. Dedikodular, "Ben ona bakmam." söylevleri, "o bana bakmaz." söylemleri, onun sivilceleri bunun kısa boyu derken birbirimizi incitir dururuz. Her ne kadar çok özlesem de o günleri, bazı acımasız akranlarımı aynı zevkle anamıyorum maalesef. Bu dizi de o günlere biraz ışık tutuyor aslında. Bizde bu kadar ayyuka çıkmamıştı gerçi bu zorbalık işleri o zamanlar. Koreliler yıllaaar oldu hala bu problemlerle uğraşıyorlar. Şimdi durum çok farklı tabi, ben kendi lise yıllarımdan bahsediyorum.
Sonuç olarak lise günlerinin küçük alınganlıkları, problemleri ve sorunlarının böyle portresinin çizilmesini çok sevdim. O yıllarım geldi aklıma, her şey ne kadar önemliydi! Her sorunumuz ne kadar önemli görünürdü.

Eric Moon ve Seo Hyun Jin'in kimyası şaka mıdır? Yani dizinin senaristi harikalar yaratmasaydı ve çok dandik bir hikaye olsaydı bile bu çiftin uyumu bir yere götürürdü diziyi, o kadar da netim. Yan yana durdukları sahneler bile efsaneydi, inanılmaz yakışmışlar. 

Portre olarak çizilen karakterleri sevdim. Zaten artık eskisi gibi masum-iyi esas kız tiplemelerini çok az görür olduk ama yine de Hae Young gibi tatlı kaçık karakterleri izlemeyi çok çok seviyorum. Do Kyung'un karakterinin çok farklı çizgileri yoktu ancak Hae Young'u gerçekten çok sevdim. Güzel olan Hae Young'un da bu şekilde çizilmesi hoşuma gitti. Saçma sapan kötülükler peşinde koşmayan, son derece gerçekçi çizilmiş bir karakterdi. Mesela şey de çok gerçekçiydi, Hae Young'un üstünde çok güzel olmasından kaynaklı bir baskı vardı. Bu baskı yüzünden herkese şirin olmak zorunda hissetmesi, hep doğru davranmak zorunda kalması Kore toplumu için çok gerçekçiydi. Her gün görüyoruz, azıcık kendisi gibi olmaya kalkan idoller, aktör ve aktrisler sevilmiyor ve hemen linçleniyor. 

Dizinin bir ilişkiyi ele alış şeklini beğendim. Mesela Hae Young ve Do Kyung ilk çıkmaya başladıklarında, Do Kyung'un yemek çadırında birden Hae Young'u öptüğü sahne ne kadar gerçekçiydi. İlişkinin başındaki çiftler genelde sürekli bir şekilde temas halinde olmak ister, hepimiz yaşadık böyle şeyi. Kdramalarda yıllardır masumuz, çok safız ayağına emekli albay samimiyetiyle ilişki yaşayan çiftlerden çok sıkılmıştım cidden artık. O yüzden Do Kyung ve Hae Young'un ilişkisinin gerçekçiliği çok ilgimi çekti. Zaten senaristimiz artık gerçekçilik konusunda çığır açtı, biliyoruz, tanıyoruz. Kalite asla tesadüf değildir :)

Romcomlarda şimdiye kadar birçok hikaye izledik. Bu aşk hikayeleri içinde çeşit çeşit olanlar vardı. Ama aşkı gerçekten yaşayarak yazan adam belli oluyor. Another Miss Oh'un senaristi de bunlardan biriydi bence. Aşka dair öyle güzel tespitleri vardı ki. Oh Hae Young'un duygularını sonuna kadar yansıtmasını çok çok sevdim. Tüm replikler, duyguların ifadesi, Hae Young'un eğer Do Kyung'la görüşemezse onu çok özlemekten öleceğini söylemesi falan, ay çok güzeldi ya. Hae Young'un ayaklarını acıtan ayakkabıları giyerek aşk acısını biraz olsun unuttuğunu söylediği kısımda aklıma Just Between Lovers geldi. Sang Man da orada, ağır ayakkabıları giymeyi sevdiğini, çünkü çıkardığında gelen o hafiflik hissini hissetmeyi sevdiğini söylemişti. Hoş bir anımsama oldu benim için, canım dizi <3

Dizi, başlardaki giriş kısımları bittikten sonra tam anlamıyla şahlandı benim için. Hae Young'un ışığı kapatınca ayağını vurduğunu, düştüğünü fark eden Do Kyung'un evde vardı diyerek yepyeni gece lambasını hediye etmesi, kuryeden korkan Hae Young'a kapıya koyması için bir çift ayakkabı vermesi, Hae Young koşup koşup kucağına atladığında tutmamak için elindekileri daha sıkı kavramasına rağmen her şeyi bırakıp sarılması... Ama favorim son bölümlerdeki "Şu an bile sana sarılmamak için kendimi zor tutuyorum." dediği sahneydi. Sen seviyorum demesen de olur Do Kyung...


Öyleyse, sırada OST listesi var, onları da paylaşalım hemen.

WABLE-Little Miss Sunshine
BEN-Just Like A Dream
Seo Hyun Jin&Yu Seungwoo-What Is Love?
Roy Kim-Maybe I
Jung Seung Hwan-If It Is You
Lee Seok Hoon-I'll Be There (SG Wannabe)
The Black Skirts-As I've Waited, More: The Black Skirts bu OST işini iyi biliyor. Romance Is A Bonus Book için yaptıkları OST da bir harikaydı biliyoruz ki. Bu şarkı da çok çok güzel.
Kim EZ-Scattered

Tam bir romantik komediydi ya. Son derece gerçekçi yazılan karakterleri, birbirini kovalayan keyifli olayları, komedisinin de, dramının da, aşkının da tam kararında yazılmasıyla, nispeten yeni olmasına rağmen eski kdramaları anımsatıp o tadı vermesiyle, neden 2016'nın en iyilerinden biri olduğunu anladım sanırım. 18 bölüm akıp gidiyor ve akılda birbirinden nefis replikleri, sahneleri ve karakterleri kalıyor. 
















"Her şey bir gün kaybolur, bunu kabullenirsek gereksiz şeyleri takıntı yapmayız."



" 'Büyütülecek bir şey değildi' demek yerine, 'iyi olacağım' demek yerine, aynı acıyı yaşayan başka birinin olması daha rahatlatıcı."


4 yorum:

  1. Finallerden sonrası için yaptığım listede duruyor buya. Bir bitsin finaller kendimi drama şölenine bırakmazsam ne olayımya...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım finallerin güzel geçer. İzledikten sonra yorumlarını bekliyorum :)

      Sil
  2. Finallerim BİTTİ. Varya çok rahatım... Şimdi başlayalım yorumlaraa.
    Do Kyung baştan benim hakkında ne hissetmem gerektiğini anlayamadığım biriydi. Öleceğini bile bile yaşamak çok zor bunu hep düşünürüm bu yüzden hiç bir zaman geleceği öğrenmek istemedim. Bak oğlanın annesi konusunda sana O KADAR KATILIYORUMKİ. Nasıl bi yüzsüzlüktür buya. Zaten kore dizilerinde kötü anneleri o da anne affet falan gibi gösteriyorlar hep. Sinir krizi sadece. Ha Yeong bana göre dizide de söylendiği gibi şimdiye kadar hiç kendini tam olarak rahat bırakmamış bir karakter gibi geldi. Bizim oğlana aşık olana kadar. Ben çocuk için bu kadar taviz vermesine çok sinir oldumya. He deyince koştu tabi dizinin konusu buydu. Gurur önemsiz falan ama yinede sinirjmi bozdu. Ben açıkçası annesini hem sevdim, hem sevemedim. Kadın etraf baskısına hemen kızını sıkıyordu ama sonra yaptığını anlayıp rahat bırakıyordu. Ben kadını da anlıyorum, onun zamanında böyle şeyler manyaklıktı ama yinede çabalıyordu dizginlemeye kendini. Hea Young'un karakter tutarsızlığıda zaten annesinin bir evet bir hayır demesinden. İkinci hea youmg çok üzücü bir karakter oldu benim için. Kızı her gördüğümde daha çok üzüldümya. Ama sorunsuz biri olması çok güzeldi. Zaten hayatı öyle geçmiş kızın hrp sevilmek istemiş.... Gelelim dizinin en komik ikilisine. İlişkilerde yaş farkı beni hep çok rahatsız eder kadın erkek arasında 4 yaşdan fazla varsa garipsiyorum hangisinin büyük olduğu farketmeksizin ama bu dizide gözüme çok fazla batmadı. Çok güldüm onlaraya özelliklede fransızca konuştukları sahneler. Dokyung'un erkek kardeşide çok tatlıydı ya. Hele sevgilisiyle olan ilişkisi mükdü.
    Han Tea Jin'e gelirsek. Ya adam salakmış. Bir de gururlu salak. Yani yaptığı hata vardı ama kızı sevdiği belliydi. Ama geri kalanı doğruyu söylemek gerekirse ben kızın Han Tea Jin' dönmesi tarafdarıydım. Oğlan benim tüm sinirmi bozdu çünki.
    Gelelim kaza sahnesi ne güzel son 10 dakka izliyorum herşey çok tatlı bam diye çocuk vurulduya DELİRİYORDUM. Telefonu kırasım vardı. Niye son anda bize kalp krizi yaşattlılarki? Ne gerek vardı? Dizi gerçek bir romcom'u yaşattı. İlişkilerindeki temasda çok güzeldi. O bar sahnesine bende bayılmıştım.
    Ben de çok eskiden beri kore dizisi(2014den beri falan) izliyorum ve son 3 senedir eski dizilerin tadını almak çok zor olmaya başladı özelliklede yabancı platformlar için yazılanlar. Bazıları çok iyi ama genelini sevemiyorum. Son zamanlarda yapılan ve sevdiğim dizileri seçili. Bu dizi çoook tatlıydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel yorumlamışsın, benzer şeyler düşünüyormuşuz :) son dediğine katılıyorum. Yeni kdramalarda daha hafif, az entrikalı şeyler izliyor olsak da ben de kdramanın altın çağını çok özlüyorum bazen. Bu işin en iyi zamanı 2016'ydı bence ki bu dizi de tam o zaman yayınlandığı için o nostaljik havayla yeni kdrama geleneğine göz kırpışını aynı anda alıyoruz. Karakterler hakkında seninle benzer düşünmüşüm. Ben Do Kyung'u sevdim, düşünce yapısını da anladım. Başından beri öleceğini düşündüğü için arkada birisini bırakmak istemedi. Ama yine de dizinin hep iten tarafının o hep peşinden giden tarafının da Hae Young olması dengeyi bozuyordu bence, en çok bu rahatsız etti beni de.

      Sil