28 Mart 2022 Pazartesi

Dizi Yorumu: Unforgettable Love


Hello ve hello. Burada daha önce sadece bir tane Çin dizisi yazdım çünkü sadece bir Çin dizisi izlemiştim. O da hepimizin bildiği üzere Well Intended Love'dı. 

Geçenlerde böyle canım klişeden klişeye koşan, pamuk şeker tadında, uçuk kaçık olayların eksik olmadığı bir cdrama izlemek istedi ahshahdhah Çünkü Çin dramaları bu klişeleri iyi yapıyor, seviyoruz merkez. Ben de başladım diziye, epey de soluksuz izledim başlarını.

Spoiler vermeden bir yorumum olacak olursa tam beklediğim gibi bir diziydi. Bir adet yakışıklı ve kibirli CEO, bir adet ekmeğinin peşinde idealist esas kız, esas kızın muhteşem yakın arkadaşı (cidden muhteşem, hastasıyım Yang Ruowei'in), ona yanık çapkın bir eleman, yüzde bin ihtimalle birbirlerine kalacak olan sessiz sakin, melekten beş dakika önce doğmuş ikinci erkekle şeytanın sol bacağı ikinci kadın falan derken liste uzar gider ama bunlar pembe dizi started pack'tir yani herkes bilir. Gerekli insanlar tedarik edilmiş, dizi çekilmiştir.

Dizi güzel, çok ciddiye alınmadan izlenebilecek, çıtır çerez bir yapım. Ben bayaa severek izledim ama iki çok önemli konuya değinmek istiyorum. Birinci eleştirim tüm cdramalar için. 24 bölüm çok fazla arkadaşlar. Yani bu 24 bölümde o kadar çok ayrılma barışma yaşandı, o kadar çok kaç kovala yapıldı, o kadar çok sırlar yanlış anlamalar falan döndü ki bir yerden sonra tekrara düştü, beni çok sıktı. Ya bölüm süresini yarım saate indirin, ya da çekin 16 bölüm olsun bitsin yav bu nedir? 
Bir de konu çok güzelmiş ama basit bir şekilde harcamışlar gibi geldi bana, bence Xiaobao'nun hikayesi baştan iyi başlayan ama sonradan yan hikaye konumuna düşen bir hikaye oldu, çocuk maşallah şahlandı birden. O yüzden Xiaobao'yu daha çok merkeze alsa çok severdim çünkü konu cidden çok güzeldi bu anlamda. Psikolojik yönünü daha öne alsalar ve daha mantıklı temellendirseler effsane olacakmış. Çok severek izlesem de bu canımı sıktı.
Bu iki noktadan hoşlanmasam da, dediğim gibi çerezlik izlenebilecek, sevimli klişelerin olduğu yumuş yumuş bir drama. Kafanızı yormaz, severek izlersiniz. Ben ayıla bayıla izledim cidden. Introlarını atlayamadım, bitmesine yakın tribe girdim, hele Xiaobao bebesine aşık oldum aşık!


Unforgettable Love epey yeni bir dizi, İlk bölümü 10 Temmuz 2021'de yayınlanmış. 24 bölümü var ve bölümler genelde 40 dakika civarında. Konusundan bahsetmem gerekirse de, Heshi Grup'un başkanı He Qiao Yan'in küçük bir oğlu var ancak oğlu küçükken geçirdiği bir kazanın onda yarattığı travma yüzünden konuşamıyor. Bu çocuk -He Weifei/Xiaobao- sürekli psikiyatriste gitse de epey zor bir çocuk olduğu için tüm doktorları kaçıyor. Bir gün tesadüf eseri çocuk psikiyatristi olan Qin Yi Yue ile karşılaşıyorlar ve Yi Yue ile iyi anlaştıklarını gören Xiao Yan, Yi Yue'den, bebişin özel doktoru olmasını istiyor. Tüm olay buradan başlıyor.
Dizi, "Mr. He's Love Is Not Forgotten" isimli bir novel uyarlaması bu arada. Unutmadan belirteyim. Ben biraz bakındım ama Türkçesini bulamadım. İngilizcesi vardır muhtemelen, meraklısı okuyabilir.

-biraz da spoi.-

He Qiao Yan (Miles Wei)

He Qiao Yan, Heshi isimli aile şirketlerinin CEO'su (tabi ki ya aşağısı kurtarır mı, hey yavrum hey) olan başrolümüz. Kendisinin küçük bir oğlu var, Xiaobao. Aslında onun oğlu değil, öz yeğeni ama büyük bir kazada abisi ve yengesi ölünce Xiaobao'yu oğlu olarak yetiştirmeye karar veriyor.
Xiaobao da travma yüzünden konuşamıyor, kendini kartlarla ve yazıyla anlatıyor. Aslında çocuğun tek istediği ilgi ama Qiao Yan çok meşgul bir iş adamı olduğu için çocuğu doktordan doktora götürerek sorunu çözebileceğini sanıyor maalesef.
Qiao Yan katı bir adam, bir çocuk için çok katı kuralları var, sınırları çok net. Bu yüzden ilk bölümlerde Xiaobao ile aralarında aslında çok hissedilen de bir yabancılık var. Evet, Qiao Yan onu çok seviyor ama bir çocuğa nasıl yaklaşılır tam olarak bilemiyor. Çocuğun bir robot olduğunu ve onun koyduğu tüm kurallara eksiksiz uyacağını sanıyor. Onu lüks içinde büyütmek ve yaşına uygun olmayacak kadar üst düzey bilgilerle donatmanın yeterli olduğunu sanıyor.
Kazadan sonra abisinin yerine geçip şirketi devralmış ve abisinin bu şirketi büyütmek için elleriyle kazıdığını biliyor. Hayatındaki en önemli şey de abisi olduğu için onun mirasına zarar gelmesin diye var gücüyle çalışıyor. Yıllar önce nerede gördüğünü hatırlamadığı ve yalnızca arkadan gördüğü bir kızı arıyor. Yani Qiao Yan ideal bir adam arkadaşlar. Zengin, kadir kıymet biliyor, yakışıklı, uzun boylu ve Xiaobao gibi güzel bir bebesi var. Daha ne olsun? Qin Yi Yue ile bunların evlenme hikayesi de şuradan çıkıyor, bunların ilk bölümdeki tesadüfi karşılaşması ile dedikodu çanları çalıyor zaten, bir de bu kızın şerefsiz eski sevgilisiyle onun kitapsız kız arkadaşı açık açık kızla dalga geçince Qiao Yan, "Yedirir miyiz olum size kızı?" deyip evlenme teklifi ediyor. Evet, evlenme teklifi... Hem de He Ailesi yadigarı kafam kadar bir yüzükle. Olur mu, olmamalı ama Qiao Yan bahisleri yüksekten açmayı seviyor. Sonra işte Xiaobao'nun da bu evlilikten iyi etkileneceğini anlıyorlar, Qiao Yan doktoru olmasını da istiyor, diyorlar ki hem evlilik yapalım göstermelik, Xiaobao'da aile olduğumuzu görürse daha çabuk iyileşir.

Xiaobao'nun herkese "anne, anneanne, dede" deyip babasına "baba" demediği yerde Qiao Yan'e çok üzüldüm. Ama sonra basketbol sahasında "baba" dedi ya, Qiao Yan'in gözleri doldu falan... O sahnede benim de gözlerim doldu. Hele basketbol oynadıkları sahne. Çok güzelsiniz ya çok! Bir de son bölümlerde, kazayı hatırladıktan sonra boş boş oturup, şirketin bileklikle ilgili panosuna baktığı sahnede oyunculuğu bana epey dokundu. "Hiçbir şeyi yanlış yapmadım." diyerek panoyu dağıtması falan... Zaten ben böyle bir şeye olan öfkeyi, daha küçük bir soruna üzülürmüş gibi yaparak dökme anlarından çok etkilenirim.
Evet çok utopik ama seviyoruz kız böyle CEO'dur, şirkettir hikayelerini. Her şirketin böyle genç ve yakışıklı CEO'ları olsa da hayat bayram olsa, ama nerede ahshahsha Bir insan evladı bu kadar yakışıklı olmamalı bu arada, illegal yani bu kadarı.

Qin Yi Yue (Hu Yi Xuan)

Tövbe yarabbim, kıza öyle bir shop yapmışlar ki tanıyamadım. Güzelim kız ne olmuş. Efenim Qin Yi Yue de, bir çocuk psikiyatristi. Alt yazıdan dolayı kızı psikolog sandım baştan ama kız bal gibi de doktor. Aslında cerrah olacakmış, sonra bir yaralanmadan sonra psikiyatriye geçiş yapmış. Bu çok mantıklı gelmedi bana, doktorlar burayı yeşillendirsin böyle bir şey oluyor mu? Tabi bu kız elini nerede yaralıyor, bu önemli. Araba kazasında. O geceki kazada arabayı tesadüfen gören Yi Yue, arabadaki bebeği yani Xiaobao'yu kurtarmaya çalışırken elini yaralıyor. Xiaobao'ya o gece ninni söylediği ve sarılarak sakinleştirdiği için Xiaobao beş yıl sonra Yi Yue'yi ilk gördüğünde çok iyi anlaşıyorlar.
Yi Yue klasik idealist kızımız. Ailesine düşkün, işine aşık bir kız. Çocuklarla olan iletişimi de çok tatlıydı. Hele Xiaobao'yla olan ilişkileri harikaydı. Bir çocuğun annesinin Xiaobao'ya kızması üzerine Yi Yue'nin çıkışı çok iyiydi. Aynen annem aferin, yedirme bebeni kimselere.

Bu sahneydi işte ilk olarak Yi Yue'nin Xiaobao'nun ona 'anne' demesini kabullenmesi.
Xiaobao'nun Yi Yue'yle olan iletişimi de çok şirindi. Zaten Yi Yue çok şefkatli ve çok verici bir karakter. Sevdiği insanlar için her şeyi yapabiliyor. Xiaobao için de yapacaklarının sınırı yok. Onun iyi olması için elinden geleni yaptı yani, sezarın hakkı sezara.
Yi Yue aslında benim sevdiğim bir karakterdi yani genel hatlarıyla sevdim ama bazı yerlerde çok mantıksız davrandı. Toparlayıp söylersem "gururlu ve dürüst esas kız" rolünün getirisiyle yaptığı şeyleri sevemedim. Kırın artık kabuklarınızı ya. Kimse kimseden birisi istiyor diye ayrılmasın mesela. Ya da aşkınızdan ölmenize rağmen sevdiğiniz insanları tersleyip durmayın, seviyorsanız seviyorsunuzdur.
Ama idealistliği, her çocuğa sonsuz vericiliği ve iyi olmaları için her şeyi yapması, annesiyle babasıyla olan tatlı ilişkisi ve Qiao Yan'ın o tatsız halasıyla bile iyi anlaşmaya çalışması sevdiğim özellikleri oldu. Sen bizim için her zaman He Ailesinin geliniydin Doktor Qin, bunu kimse değiştiremez.

He Wei Fei/Xiaobao (Lennon Sun)

Ah işte dizide asıl ölüp bittiğim bebe bu benim. Xiaobao bebesi. Aslında Xiao Yan'in abisinin oğlu olan, kazada geçirdiği travma yüzünden konuşamayan ufacık bir bebecik. Babasıyla veya çevresiyle iletişim kurmak için kartları ve tabletini kullanıyor. Aslında birazcık ilgi ve daha neşeli bir ortamla, daha çocuğa uygun bir ortamla iyileşebilecek ama babası çok meşgul ve katı bir adam. Bunu da dizinin başında kirpi gibi oluşuyla, babasının ilgisini çekebilmek için sürekli olay çıkarmasıyla anladık. Daha sonra Yi Yue geldikten sonra, babasıyla da ilişkisi daha doğal bir hale evrildikten sonra süngülerini indirdi, o halleri de kalmadı, bal oldu bal.
Bu çocuğun halleri tavırları, mimikleri, konuşmaya başladığındaki bıcır bıcırlığı... Her şeyine bittim ya her şeyine. Eriyordum resmen her gördüğümde. Şirinem benim. Bu üçünün kimyası da deli dehşetti bu arada. O kadar muhteşem bir aile oldular ki. Babasıyla bir örnek giyindikleri yerlere hasta oldum hele ya!

Şunların bebikliğine bakın ya bu benim favori aile sahnem <3

Yang Ruo Wei (Sheng Hui Zi)
It's my girl, Ruo Wei! Ben bu kıza bayıldım dizi boyunca. Hem çok şirin, hem çok güzel ve havalı hem de çok destekleyici bir arkadaştı. Kendisini karakter ve boy pos açısından biraz This Is My First Life'taki Woo Soo Ji'ye benzettim, Esom canlandırıyordu hani.
Yang Ruo Wei, Yi Yue'nin arkadaşı ve ev arkadaşı. Hatta Yade Hastanesi'nde de beraber çalışıyorlardı ama sonra Yade'den kovulan Ruo Wei (asistandı sanırım orada da) Qiao Yan'in referansıyla, Wen Gu'nun babasının şirketine girip orada çalışmaya başladı. Sonra Wen Gu'nun sekreteri oldu tabi. İkinci çift olarak değerlendirilecek bu çiftimizi sevdim. Onlar da oldu, olmadı, ay oldu, olmadı denecek fırtınalı günler geçirdi, o koştu bu kovaladı sonra bu koştu o kovaladı derken kavuştular. Mutluluklar dileriz. Yi Yue'nin düğününde Ruo Wei ve Yi Yue'nin birbirine iş atmaya devam etmesi de tammm best friend hareketi, müthişler müthiş ahshahshah

Wen Gu (Jerry Yu)

Bu da Wen Gu, Ruo Wei'in patronu ve manitası. Wen Gu esasen dizide karşımıza Qiao Yan'in arkadaşı olarak geliyor. Matrak da bir tip, Yi Yue'nin barda olduğunu yardıra yardıra Qiao Yan'e söylemesi falan tam beklenecek bir hareket asahahahsh Onun dışında Yi Yue'yle de buluşup buluşup Qiao Yan ve Ruo Wei hakkında bilgi paylaşımları yapmalarına da biraz güldüm. 
Babadan zengin ve çoook çapkın bir oğlanı oynuyor başta. Birden Ruo Wei'e nasıl böyle aşık olup evi, arabayı, kartlarını babasına teslim edecek kadar yandı bitti orası biraz havada kaldı çünkü çapkınlık kanına işlemiş erkekler malsf öyle çabuk uslanmıyor kızlar... Ama dizidir, olur diyelim, bir yerde bunları görmemiz lazım çünkü.

Ning Fang (Wu Cheng Xu)

Yüzündeki meleksilikten ve acının tatlı tebessümünden anlayabileceğiniz üzere bu muhteşem, ultra iyi ikinci erkeğimiz Ning Fang. Yani iyi adamdı hoş adamdı da, üzülmesinin sebebi biraz da kendisi hiç kusura bakmasın. Bir kere geç kalırsın, iki kere geç kalırsın. Ama üçüncü şovdur biraz. Ne zaman Yi Yue'ye açılacak olsa, göstere göstere gittiğinden Qiao Yan tarafından geçildi. Bir dahakine atik olması gerektiğini öğrenir dedik ama neredee? Ay bir de ikinci karakter falan ama sevdim ben Ning Fang'ı. Kıvır kıvır, bukle bukle saçlarının hastasıyız Ning Fang, üzülme sen. Baştan veteriner falan sandım bunu, psikiyatristmiş. Bir de çeviride ısrarla psikolog demişler, doktor değil mi abi bunlar, delirtmeyin adamı?!
Bunları Lin Wei ile olan ilişkisini, ikinci ilişki olan Ruo Wei ve Wen Gu'dan daha çok sevdiğimi itiraf etmeliyim, sizi son bölüme sıkıştıran senarist utansın.

Lin Wei (Miffy Shi)

Bu da tabi ki fettan, kötü kızımız. Ama yani, bu kıza da çok sinir olamadım. Bundan ailesi ve Qiao Yan'in çeviride teyze diye geçen halası daha beterdi. Hala olduğunu düşünme sebebim de teyze niye He ailesinin mirasını bu kadar önemsesin abi, haladır o hala, teyze olsa duramazsın.
Linshi'nin prensesi Lin Wei, eskiden beri Qiao Yan ile evliliği konuşulan meşhur ikinci kızımız. Dizinin en güzel yerinde pat diye çıkıp gelince çok ayar oldum yalan yok, ama Qiao Yan gitti kızı Heshi Grubun içine soktu, o kendi kabahati. Hiç ağlamasın bileklik gitti, çalışanlar gitti diye. Tabi Qiao Yan bu evliliği hiç istemiyor ama kız, ailesi, halası çöktü adamın üstüne karabasan gibi evlen de evlen diye. Tabi hala sadece mirası değil, kaza olayını hatırlamasından da korkuyor Qiao Yan'in, Yi Yue kilit nokta çünkü.
Bu kız üniversitede moda tasarım gibi bir şey okumuş yurtdışında. Ning Fang da yurtdışındaymış o sırada, Ning Fang'dan anksiyetesi için ilaç falan almış. Ama hastalığı bilinmesin istediği için Ning Fang'ı tanımıyormuş gibi yaptı durdu bir süre. Sonra onlar yakınlaştılar, Lin Wei, istediği şeyin tasarım olduğunu annesine söyledi. Yalnız annesi de asla izin vermezmiş tasarım yapmasına gerçekten, ikinci saniyede "tmm" dedi kadın...
Ama işte bunların ilişkisi de at koşturuyor gibi oldu ya... 

Genel Yorumum

Şöyle geneeel bir eyyorlamam gerekirse, önce yukarıda da bahsettiğim şeyleri bir açayım, neleri sevmediğimden bahsedeyim.

Dizide travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bir Qiao Yan, travması yüzünden konuşamayan bir Xiaobao, anksiyetesi olan bir adet Lin Wei var. Ne duruyorsun, helva yapsana durumu yani. İşleyecek cevher gibi psikoloji konusu dururken tüm bu psikolojik sorunların hikayede ancak bir biblo kadar yer tutmasına çok canım sıkıldı. Laf olsun diye var gibiydi. Bu kadar kaç kovala, yanlış anlama, bizans oyunu izleyeceğimize adam gibi bu yaraların iyileştirilmesini görseydik, Xiaobao'nun Yi Yue'yi kabullenmesinin altı biraz daha doldurulsaydı mesela. Çocuk beş senedir öz amcasına baba dememiş, kabullenmemiş doğru düzgün, Yi Yue'ye bir haftada anne dedi. Bir de maşallah devamı de hemen geldi. Xiaobao'nun konuşması bu kadar kolay mıydı, niye zamana yaymadılar, neden ve ne zaman çocuk birden düğün konuşması yapacak kıvama geldi? Bu kadar kolaysa Qiao Yan niye yıllarca kendini paraladı? Bu ve bu tip sorular döndü kafamda hep.

Bir de yine üstteki maddeyle bağlantılı olarak yani bu kadar çok entrika bir yerden sonra insanı diziden kopartıyor. İlk bölümleri su gibi izlememe rağmen son bölümlere doğru bir yavaşlama oldu bende. O son ayrılık, He Hala istediği için olan ayrılık bende biraz kabak tadı hissiyatı yarattı. Zaten ben artık bu tip karakterlerden biraz sıkıldım, laf aramızda. Sevdiği insanın yanında kapı gibi durup diğer şeylere kulağını tıkamak varken, onun iyiliği için bir şeyler yapmak biraz eski moda artık. Kardeşim adam belki iyiliği olsun istemiyo?? Serveti mi gidiyo elinden, bırak gitsin, adam aşkı bulmuş mutlu bu halaa... Sinir ediyorlar insanı. Ayrıca psikiyatristler genelde, unutulmuş şeyleri yeniden hatırlamak taraftarı değil mi, travmanın tam olarak tedavi edilebilmesi için?? Ben mi yanılıyorum?

İkinci olarak ise yine dediğim gibi bu ayrıl barış ve kaç kovala olayları o kadar fazla uzamış ki üçüncü çift çok saçma sapan ve inandırıcılıktan uzak hale geldi. Hayır madem süren yetmiyor, yapma kardeşim. "Üçüncü çift de yaz lan!" diye kafana silah dayayan birisi mi var yani varsa söyle de bilelim. Ki yani 24 bölümde de üçüncü bir çifte iki sahneden daha fazla bir şeyler ayırabilmen gerek. Yi Yue ile Qiao Yan'a bir ayrılık az vereydiniz de hepimizin yüzü güleydi. O yüzden bu üçüncü çiftte her şey yıldırım hızıyla oldu. Hadi Lin Wei, Qiao Yan'ı zaten şirket için istiyordu, romantik hisler beslediği yoktu ama Ning Fang, uğruna dağları delme kıvamına geldiği Yi Yue'yi ne ara unuttu, bunlar ne ara birbirlerinden hoşlandılar, Lin Wei niye yurtdışından döner dönmez düğüne geldi abi ne saçma bir şey bu, bunlara ekstra bir başka bir yerde buluşma sahnesi yazamadınız mı, herkes couple oldu ok tüm sorunlar çözüldü mü yani? Koy elini vicdanına senarist, hak ettilerse eyvallah.

Son bölüm yurtdışı hikayesi. YAV BIK TIK! Ben zaten Japon dizilerinden buna çok ayarım. From 5 to 9, Rich Man Poor Woman... Ne kadar sevdiğim, iş hayatında geçen Japon dizisi varsa finalinde illa başrolü bir yere yolluyor bu Japonlar, bu kadar mı seviyorsunuz ya bu temayı derken... Burada da yaşadık, kralını yaşadık kardeşim. Hem de hem Yi Yue gitti, hem Lin Wei yani dizide kimse mutlu olmasın diye programlama yaptılar. Allahtan burada Japonlarda olduğu gibi son sahne havalimanı sahnesi değildi, hemencik atladılar yurtdışı zamanlarını. Ayy ama bak şimdi geldi aklıma, Qiao Yan ile Ning Fang'ın birlikte içip derbeder olma sahnesini nasıl almayız ya, tam ayağınıza gelmiş sahne...

En son olarak ise, güya psikolojiyi bu kadar merkeze almasına rağmen her ayrılıklarında Xiaobao'nun arada derede kalması??? Zaten Yi Yue'nin böyle basit bir anlaşma ilişkisinin içine girmiş olması, Xiaobao ona anne dediği için bir sorun. Çünkü o anlaşma bitince herkes ayrı yollara gidecek ama ee? Sen annesi değil miydin bu çocuğun? Tamam Yi Yue'nin böyle bir sorumluluğu yok ama o çocuğa bir kere annelik yaptıysan artık annesi oldun öylesi böylesi yok. Sözleşmeyi feshetme mevzusu var, Yi Yue diyor ki "Xiaobao artık ağlamadan okula gidebiliyor, konuşuyor da." Yani diyor ki artık sözleşmeyi feshedelim, herkes yoluna baksın. Xiaobao anne diyor ama Yi Yue'ye. Düşünsenize, anneniz sizi artık ağlamadan okula gidebiliyorsunuz diye bırakıp gidiyor??? Hayırdır, kedi yavrusu muyuz biz? Xiaobao için hoşgeldin yeni bir travma bebek...

Böyle paragraf paragraf yazı yazdım diye sanmayın ki diziyi sevmedim. Hayır aksine çok sevdim, o yüzden de bunlar gözüme battı. Sevdiğim dizilerde böyle mantık hataları çok dikkatimi çekiyor.

Sevdiğim kısımlara geçelim o zaman, let's goo! Bir o kadar da sevdiğim şey oldu. Ya internetin kotası dolmuş, kıyıp da kendi internetimden izledim ben bu diziyi, böyle bir ara rüyamda falan gördüm, öyle sevmek.

En en en top durum, deli dehşet bir kimya! Yi Yue ve Qiao Yan'in bu kadar yakışması şaka mıdır abi?? Ne kadar güzel tutmuş kimyaları. Eğer daha fazla ayrılma barışma olmayacağıyla ilgili söz alsam 100 bölüm daha izlerdim yani, o kadar da netim. Ayrıca sadece ikisinin karizması değil, aile olarak da çok güzellerdi, üçü de ateş ediyordu resmen. Diziyi bu karizma aldı götürdü zaten en başta. Aile olarak da inanılmaz bir dengeleri vardı karakterlerin. Genelde ebeveynlerden birisi kuralcı otoriter taraf olurken, diğer taraf daha esnektir ya, burada da görebildik onu.

Evet çok fazla olay oldu, son bölümde bile bir kaçırılma olayı sıkıştırdılar ama genelde bölümlerde hep bir olay vardı, düşme olmadı tempoda, bir şekilde izletti kendini. Sadece ayrılma barışma ve bunun tekrarlandığı yerler sıktı beni, onun dışında güzeldi dizinin havası, hep yüksekti.

Dizide doya doya romantizm izledik, bunu inkar edemem. Xiaobao'ya rol yaptıkları yerlerde bile çok romantik anlar gördük. Yine Qiao Yan'in de ilişkileri gerçeğe dönüştükten sonra epey romantik bir adam olduğunu gördük. İkisi de yumuş yumuş oldular resmen ilişkileri gerçeğe dönünce. Balo sahnesi zaten modern kül kedisi masalı gibiydi. O yüzden romantik sahnelerin bolluğunu sevdim yani, güzeldi.

Dizide sürüsüne bereket kötü olmamasını sevdim. Yani bazı dizilerde öyle bir yan karakter oluyor ki herrrkes kötü ama herkes. Burada adam akıllı tek kötü He Ailesinin kazasında parmağı olan şofördü. Lin Wei hakkında yukarıda şeytanın sol bacağı falan dedim ama o kadar kötü değildi bence ya. Baştan biraz sinirimizi bozdu tabi ama ne bileyim, biz neler gördük galiba alıştık da artık. O yüzden böyle ütopik kötülükler yerine ufak tefek entrikaların olması daha mantık çerçevesindeydi.

Her ne kadar konu mankeni olarak kalmış olsa da konuya azıcık psikoloji serpiştirmeleri hoşuma gitti. Çocukların travmalarının onları ne kadar etkilediği mesela. Xiaobao'nun fiziksel olarak konuşmasını etkileyecek hiçbir şey yok mesela, tamamen psikolojik, travmaya bağlı. Bu travmanın önce açığa çıkıp sonra iyileştirilmesi lazım. Bu yönden izlemek güzeldi, güzel bir kısma değindiklerini düşünüyorum.

Xiaobao. Evet, dizinin en sevdiğim şeylerinden biri olduğu için Xiaobao diyorum. İyi ki vardı ya, böyle gördükçe ekrandan yanaklarını mıncırmak, o kıvır kıvır saçlarını karıştırmak istedim, yok böyle bir tatlılık. Yi Yue'nin kucağına oturup kedi gibi kıvrılması falan çok tatlıydı. Genelde dizilerde başrolde çocuklu bir karakter olmaz. Olsa da çocuğun sadece ismi olur genelde, cismi pek olmaz. Ama ben bu konuyu epey severim. Bence Yi Yue ve Qiao Yan'in sadece birbirlerinden hoşlanmaları yerine aynı zamanda nasıl ebeveyn olabileceklerini öğrenmeleri çok daha ilgi çekiciydi. Yi Yue'nin anne babasının Xiaobao'yu hemen kabullenmesi çok tatlıydı. One Spring Night'ta Yoo Ji Ho'nun ailesi bir çocuğu olduğu için onun asla bekar bir kızla evlenemeyeceğini falan düşünüp kahırlanıyordu hatırlayan varsa. Burada böyle şeyler görmedik. Hazır yapılmış, büyümüş çocuk mis gibi işte. Ne varsa!

Bu dizinin intro olarak da kullanılan bir şarkısı var It's You diye, sen o benim dilime bir takıldı. Olmayan Çince skillerimle bir hafta mırıldandım şarkıyı. Introları atlamadım, sevdiğimden. Onun dışında yine Miles Wei'nin söylediği bir şarkı da var, slow bir parça. Hu Yi Xuan'ın tatlış bir parçası var, onu da çok sevdim. Güzeldi ost listesi. Ekleyelim buraya.
Ding Ding-It's You
Wei Zhe Ming (Miles Wei)-Obviously Like You
Tian Dan-Circumstances Change With the Passage of Time
Hu Yi Xuan-Sunny Date

Toparlayacak olursam, çok tatlı çok yumuş yumuş bir dizi. Tatlı klişelerle, tesadüflerle ve ufak mantık hatalarıyla dolu bir dizi, kendini izlettiriyor. Çok büyük beklentileriniz olmazsa öyle psikoloji konusundaki hatalara pek takılmazsanız çok keyifli zaman geçirirsiniz. Şahsen benim son zamanlarda en severek, eğlenerek izlediğim dizi bu oldu, kıpır kıpır yaptı içimi. Heyecanlandım yani bildiğiniz ahshshha Renkli, eğlenceli tam bir romantik komedi işte daha ne olsun. Xiaobao bebesi de promosyon üstelik. Bir şans verip izleyen herkesin de çok beğeneceğini düşünüyorum üstelik. İzlemeyi düşünenlere keyifli izlemeler diyerek, diziyi de çokça tavsiye ederek kaçıyorum!



Xiaobao'ya gerçek bir çift olduklarını göstermek için girdikleri haller ahshahdha Oldu evet, ikna olduk.





Bunların bir hata sonucu oluşan saçma sapan bromance anları da çok komikti ahajahsha











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder