Merhabaa! Öncelikle herkese merhaba! Bugün burada konuşacağımız dizi, Love To Hate You. Ben bu diziyi hiç duymamıştım aslında. Ne ismi, ne cast seçimi, ne bir haberi, sıfır. Sonra blogumun çok sevdiğim düzenli okurlarından birisi, bana yorumlarda bu diziden bahsetti. Baktım, on bölümmüş, kısa diye başladım gitti.
Diziye başlamadan önce herkesin Business Proposal'a benzettiğini, bir çırpıda izlediğini falan okudum. Business Proposal ile konu olarak pek bir alakaları yok ama ne yönden benzetildiğini anladım. Son zamanlarda gerçekten eğlenceli, keyifli, klişeleri bile izlenebilecek şekilde kullanabilen çok romcom yok. Zaten kdrama sektörü son zamanlarda romcom yapmayı da bıraktı. Romcom ile harmanlasalar da daha çok fantastik, bilim kurgu, tarihi kurgu falan çeker oldular. O yüzden Business Proposal gibi bu dizi de bize iyi geldi, yaralarımızı sardı ahahahah
Yuvarlak bir yorum yapacak olursam, çok keyif aldım. Elbette mantıksız bulduğum, gereksiz olduğunu düşündüğüm yerler oldu, tüm diziler gibi. Ama yine de totale baktığımda çok keyifli, izlerken eğlendiren ve güldüren bir diziydi. Hepsini konuşacağız zaten. Ki dediğim gibi on bölümden oluşuyor dizi, kaybedeceğiniz hiçbir şey yok. Tavsiye ediyorum, izlensin.
Love To Hate You
Yönetmen: Kim Jeong Kwon
Senarist: Choi Soo Young
Yayıncı: Netflix
Bölüm Sayısı: 10 Bölüm
Yayın Tarihleri: 10 Şubat 2023
Dizinin konusundan bahsetmek gerekirse, erkeklerin kadınlarla ilgili kalıp yargılarından ve cinsiyet eşitsizliğinden nefret eden Yeo Mi Ran (Kim Ok Vin) hiç ciddi ilişkiler kurmayan ve kimseye bağlanmayan bir avukattır. Tesadüfen karşılaştığı "top star" aktör Nam Kang Ho (Yoo Teo) ise kadınların çıkarcı, hırslı ve iki yüzlü olduğunu düşünmektedir. Rol arkadaşı hakkındaki düşüncelerini yüksek sesle söylerken dediklerini duyan Mi Ran çok sinirlenir. Tesadüf eseri olarak Kang Ho'nun bağlı olduğu hukuk ofisinde çalışmaya başlayan Mi Ran, Kang Ho'ya yakın olup onun foyasını ortaya çıkarmak için plan yapar.
Yönetmenin çok bilindik işi yok ancak senarist My ID Is Gangnam Beauty ve Cunning Single Lady'yi yazmış. İyi kötü izlediğimiz, orta karar romantik komedilerdi. Ama bence Love To Hate You, ikisinden de çok çok iyi.
-spoiler zone.-
Yeo Mi Ran (Kim Ok Vin)
Kim Ok Vin, daha önce değil projesini izlemek, ismini bilmediğim bir oyuncuydu. Baya bir projede de yer almış aslında ama bana denk gelmemiş.
Bileğinin gücüne güvenen ve başkalarına eziyet edenleri döverek adalet dağıtan Avukat Yeo Mi Ran, inanılmaz fevri ve agresif bir karakter. En tahammül edemediği şeylerden birisi kadınlar hakkında kalıp yargılarda bulunup "Kadınlar şöyledir, kadınlar böyledir." diye kadınları kötüleyen erkekler. Ayy ben de tahammül edemiyorum bu tiplere Mi Ran, haklısın gülüm. Bir otelde tesadüfen karşılaştığı Nam Kang Ho ile husumeti de buradan başlıyor. Bir de adamın yeğenini, reşit olmayan manitası sanınca ipler kopuyor, intikam yemini ediliyor.
Kadın haklarını savunması, kendini asla ezdirmemesi, dikbaşlı oluşu iyi hoş falan da... Ben çok sevemedim bu karakterin bazı yönlerini. Bir kere zaten aldatmak benim için kocaman bir red flag, bitmiştir. Karşındaki insana saygın ayrı, ama kendine de saygın yoktur bana göre. İnanılmaz dediğim dedik bir karakter ayrıca, bir insan bu kadar burnunun dikine gidemez, gitmemeli. Biraz karşındakinin hislerini de düşünürsün. Kang Ho ona hislerini söylemişken Se Na'ya yardım etmeye çalışması çirkin bir hareket bence. Bir de çok kasıyor ya. Tamam abla hep haklı, hep mükemmel, sıfır hata olmak zorunda değilsin yorma kendini bu kadar ahahaahahs Fazla rasyonel bir insandı yani. Bu kadar mantık odaklı insanlar bana gerçekçi gelmiyor, bazen insanın duyguları da ağır basabilir. Bunun arkadaşı Shin Na Eun ve bunu bir mikserde karıştırıp iki ayrı insan yapsalar ortaya çok normal bireyler çıkardı, o kız da ayrı bir alemdi çünkü.
Tamam çok da şey yapmayalım, Mi Ran'ın da sevdiğim yönleri var. Zaten kavgaya gitsek alacağımız ilk eleman orası ayrı ama aynı zamanda inandığı şeyler için mücadele edebilmesini sevdim. Yine de Kang Ho'yu sürüm sürüm süründürmesi bir miktar üzdü, yatacak yeri olmayabilir nezdimizde ahahahahs
Nam Kang Ho (Yoo Teo)
İnanır mısınız, Yoo Teo'yu da ilk defa görüyorum. Almanya doğumlu olan Yoo Teo ya da Kim Chi Hun, aynı zamanda Alman-Kore melezi diye gördüm ama emin değilim bu bilgiden çok da. Zaten her haliyle çok yakışıklı olduğu için menşei çok önemli değil, anlıyor musunuz... Kendisi aynı zamanda bu yılın ünlü filmlerinden olan Decision To Leave'de rol almış, ekleyelim.
Nam Kang Ho, romantik yapımlarda oynayarak nam salmış ve halkın sevgilisi olan bir aktör. Ama ne yazık ki, yıllar önceki sevgilisinin onda bıraktığı bir travma sebebiyle kadın başrollerle temas veya öpücük sahnesi çekmekte zorlanıyor, o yüzden tüm sahneleri tek bir defa çekmeye çalışıyor falan. Annesiyle de arası çok iyi olmadığı için "Kadınlar materyalist ve çıkarcıdır." diye kodlamış kafasına. Ama Yeo Mi Ran, tüm ezberlerini bozuyor. Zaten öncesinde de diyor, tanıdığım kimseye benzemiyorsun diye.
Kang Ho aslında çok nazik bir adam. Anlayışlı, kibar ve hayatındaki insana değer veren birisi. Mi Ran'a olan davranışları, rol yaptıklarında bile çok özeldi. O yüzden sevdim ben Kang Ho'yu. Kadınlar hakkındaki önyargılarını sevmedim ama, kaçıncı yüzyıldayız yani şurada. Hala kaldı mı bu "Kadınlar böyledir." yargıları??? Ahahahaha ama Do Won Jun'la aralarındaki bromance, anlatılmaz yaşanır.
Sonuç olarak bence Kang Ho romantikliği ve ince ruhuyla bizden evet alıyor hatta sevgisinin ve sevgilisinin arkasında duruşuyla kalbimizi çalıyor. Yeğeninin ergen arkadaşlarıyla yemek yemesi yeter, adam yapıyor bu sporu. Sensin Nam Kang Ho ya, senciyiz.
Do Won Jun (Kim Ji Hoon)
Suçlarımdan biri adam... Ji Hoon'u çoğu insan La Casa De Papel'in Kore uyarlamasında gördü. Ama kendisinin oyunculuk geçmişi bundan çok daha fazlası. Saçını uzatma kararını destekliyorum, bir daha hiç kesmemesi dileğiyle.
Do Won Jun, Kang Ho'nun hem en yakın arkadaşı, hem bağlı olduğu şirketin sahibi hem de Kang Ho'yu beş parasız bir tiyatrocudan romantik komedi prensi haline getiren adam. Kang Ho için önemli birisi yani. Yalnız bu da az oyuncu değildi ahahahah Neydi o Na Eun'a kestiği roller ya? Şerefsizlik vardı biraz serde, bu bizi üzdü yani. Na Eun'ı kandırmak falan, yakışıyor mu? Kang Ho'ya bak bir de adam en azından olduğu gibi görünüyor.
Yine de Na Eun ile çok yakıştıklarını ve aradaki yaş farkının hiç sırıtmadığını söylemeliyim. Benim kalbimi çaldılar yani. Yine de o limuzinli sahneye hiç gerek yoktu be Won Jun, evinin önüne gelip "İn kız aşağı." desen daha iyiydi.
Shin Na Eun (Go Won Hee)
Çoğu insan gibi benim de Waikiki'nin ilk sezonundan tanıdığım Go Won Hee'nin tek işi o değil elbette, bir çok yapımda yer almış. The Time We Were Not In Love'da da küçük bir rolü vardı, hatırlıyorum. Sevdiğim bir oyuncu.
Burada yakışıklı görünce dünyasını unutan, saf olduğu için çıktığı kişiler tarafından hep kullanılan iyi kalpli ama koruyucu bir karaktere sahip bir hostes rolündeydi. Shin Na Eun benim bazı yönlerden sevdiğim ve merhamet duyduğum bir karakter oldu ama acilen silkelenip kendine gelmesi gerek ahahahsh Mi Ran ne kadar mantığıyla yaşıyorsa bu kız da o kadar duygularıyla yaşıyor, duygularına göre hareket ediyor. Yine de Won Jun'a iyi bile direndi, şahsen ben ilk andan itibaren kendisine pata küte düşerdim, feriştahı gelse kaldıramazdı beni. İkisinin ilişkisini ise dört gözle bekledim, bence çok tatlılardı ve Kim Ji Hoon'un yaşını göstermemesi sayesinde aralarındaki yaş farkı da çok belirgin değildi, sevdim.
Genel Yorumum
Dizi hakkında bir kaç kafama yatmayan, saçma şeyler vardı ama açıkçası ufak tefek şeylerdi. Zaten senaryodan ziyade daha çok karakterlerden kaynaklıydı bu problemler. On bölümlük bir dizide çok sıkıldığım, kafamı bozan bir olay da olmadı. Gidişatıyla (birbirinden nefret etmeli bir başlangıç/tanışma, gizli planlar, aslında o kadar da kötü değilmiş evresi, sırılsıklam aşık olma, ayrılma, barışma, kapanış yani mutlu son) klasik bir romantik komediydi. O yüzden orası şöyle burası böyle olmuş demek istemiyorum pek. Olduğu haliyle güzeldi. Ama dediğim gibi karakterlerin çok keskin karakterleri olduğunu düşünüyorum. Hepsi karakterden ziyade tipleme gibiydi bu keskinlik yüzünden. Bu kadar kasmasalar dünya onlar için daha kolay bir yer olacak, cidden.
Hadi sevdiğim şeylerden de burada bahsedeyim bari. Dizinin klişeleri yeniden yorumlama biçimi ve işin içine biraz da sosyal analiz katmaları, kadınların Kore gibi bir toplumda nasıl bir muameleye uğradıkları, nasıl ayrımcı bir dille karşılaştıkları, statüye verilen tepki gibi noktaları konu etmesi sevdiğim yerlerdendi. Mi Ran'ın kendi ayakları üstünde duruş biçimi, hayata dair net bir görüşü olması da sevdiğim şeylerdendi. Kdramalarda böyle güçlü karakterler görmeyi özledik en başta.
Tam binge watching yapılabilecek bir diziydi. Komedisiyle, olay örgüsüyle, romantizmiyle, yan rolleriyle falan tamm romantik komediydi, oturup tüm bölümleri bir günde izlenebilir çok rahat. Dizinin az bölüm olmasının bir getirisi olarak her şey kolayca çözümlendi, sıkıcı ayrıntılara çok yer verilmedi, sıkmadı.
Dizide neredeyse hiç can sıkıcı karakter yok. İkinci karakter bile yok doğru dürüst. Bu da diziyi çok keyifli hale getiriyor. Moraliniz bozukken, kafa dağıtmak ya da vakit geçirmek istediğinizde harika bir seçim oluyor o yüzden.
Cast seçimini de çok başarılı buldum. Böyle yeni yüzleri görmek hoşuma gidiyor. Bu aralar sanki her dizide belirli oyuncular oynuyormuş gibi geliyor bana. Yeni yüzden kastım da şu, hepsi deneyimli oyuncular ama bu türde çok yapımları yok, bu bakımdan yeni yüz denebilirler.
Yeni kdrama geleneğine uygun olarak çok fazla romantik sahne ve temas görmemiz de çiftler arasındaki ilişkinin inandırıcılığını destekliyordu bence. Birbirlerine üç fersah uzaklıkta duran çiftlerin aşkı bana geçmiyor, geçemiyor hiç bir zaman ahahahah
Hemen eğlenceli ost listesini de bırakayım şuraya. Çok neşeli, loop halinde dinlenilebilecek bir listesi vardı. Yeni sesler duyduk.
Miyeon&Yuqi of (G)I-DLE-Sweet Dream
Taeil of NCT-Lovey Dovey
Big Naughty-Love To Hate You
Lily&Sullyoon of NMIXX-The Moment
Fantamony-Don't Mess Up The Party
A-YEON-I Am Who I Am (Feat. Fantamony)
Radio i-How Can I Not Love You
GAON-Trippin'
Sonuç olarak Love To Hate You keyfinizi yerine getirebilecek, modunuzu yükseltecek ve hoşça vakit geçirmenizi sağlayabilecek bir diziydi bence. Mini dizi olması da her şeyin sıkmadan, yormadan çözülmesini sağlayıp bir artı olarak hanesine yazıldı bence. Ben izlerken çok eğlendim, bence haftasonu için izleyip bitirmelik çok iyi bir seçenek olabilir. İzleyeceklere, iyi seyirler!