Kdramalar arasında bir üçlüm vardır, dev. Şu ana kadar çoğu dizi sıralamayı değiştiremedi ama DOTS biter bitmez ilk sıraya yerleşti. Tek bir anında bile sıkılmadığım TEK dizi şu anda, o kadar söyleyeyim.
Normalde çok sevdiğim dizileri yazmaktan çekinirim, bir şeyler eksik kalacak gibi gelir, iyi anlatamamaktan korkarım. Ama çok yazmak istedim, dizi üzerine incelemelerimi paylaşmak istedim.
2016'da yayınlanan dizi, 16 bölümden oluşuyor.
-yazının bundan sonrası eser miktarda SPOILER içermektedir.
-Karakterler-
Yoo Shi Jin (Song Joong Ki)
Yüzbaşı Yoo Shi Jin bir özel kuvvetler askeri ve BM'in barış gücünde yer alıyorlar. Alfa Team'in lideri Bigboss :")
Bu rolün Kore'de bir çok aktöre daha teklif edildiğini duydum ama hiçbiri saçını kestirmek istemediği için rolü kabul etmemişler. Ama iyi ki de öyle olmuş çünkü Song Joong Ki bu rolle bütünleşti adeta, rolü yaşadı hatta. Gerçekten parladı bu diziyle.
Oyunculuğunu artık hepimize kanıtladığını düşünüyorum. O yüzden övme gereği bile duymuyorum. Ama Kore halkının neden idoller oyunculuk yapmasın diye bas bas bağırdığını anladım sanırım. Diziyi götüren şeylerden birisi de oyunculuk. Yoo Shi Jin ne kadar zekice yazılmış bir karakter de olsa kötü bir oyuncu bu kadar iyi canlandırabilir miydi? Song Joong Ki, harika iş çıkardın bu dizide. Herkesi aşık etti yahu kendine.
Yoo Shi Jin dizi bitince "O gerçek değil, çıkar aklından!" diye kendimi tokatlayacağım kadar muhteşem bir karakter. 16 bölüm boyunca tüm konuşmaları, yaptıkları, karizması ile beni mahvetti, Mr Darcy sendromu benzeri bir sendromdayım. Az kaldı Jane Austen gibi kendi Yoo Shi Jin'imi yazmama. Çok zeki, zorlu anlarda bile tam bir mizahşör, sevimli bir puppy suratı var, romantik ve üniforma giyiyor... Çok karizmatik bir askerdi gerçekten. Kendine doğru gelmiyorsa emre bile uymuyordu. Ve kendisiyle pilot gözlüklerinin ne kadar tehlikeli bir ikili olduğunu gördük, büyülendim.
Dizideki herkesle ilişkisini izlemek beni çok eğlendirdi. Ama en çok Seo Dae Young'la olan ilişkilerine kahkaha attım. Birbirine çok zıt iki karakterler ama inanılmaz sağlam bir ikili olmuşlardı, bize de ayıla bayıla izlemek düştü. Hastane sahnesinde yaptıklarıyla herkesi kırıp geçirdiler:P Benim için ikilinin yıldız sahnesi Kore'den gelen pakete koşuşları ahahahaha Koşuşları ayrı komikti, sorgu sırasındaki cevapları ayrı. Defalarca geri sarıp güldüm.
O kadar sevimliydi ki kızamıyor insan, şeytan tüyü var o gülüşünde. Onun dışında herkese hazır cevaplığıyla verdiği karşılıklarla çok eğlendim, ekranda olduğu süre boyunca kimseyi bir an bile sıkmadığına eminim.
Song Joong Ki bu yapımların adamıymış resmen, öğrenmemiz iyi oldu <3 Umarım daha çok izleyebiliriz kendisini. Kendi anma meyvelerini yerken hastane ekibiyle konuşma sahnesi komediydi. Kang Mo Yeon'la uyumları çok çok güzeldi, izlerken bu kadar yakışmış olmalarına inanamadım. Senaryonun devleşmesinde bu uyumlarının da payı vardı. Ben de dahil bir kitleyi kendisine hayran bıraktı, tebriklerimi iletiyorum ahaha.
Kang Mo Yeon (Song Hye Kyo)
Haesung Hastanesi'nde çalışmakta olan Doktor Kang Mo Yeon'umuz. Kang Mo Yeon... Ne desem ki hakkında? Bu karakter beni sıklıkla şaşırttı. Dizi boyunca güzelliği zirvedeydi bir kere. Onun dışında ben rolüne uyum sağladığını düşünüyorum, oyunculuğu her ne kadar vasat olsa da. Gelgitli ve kafası karışık bir karakterdi ve bunu iyi yansıtmıştı. Ne zaman bu kadın bu tip bir insan desem tam tersi bir şey yapıyordu. Yoo Shi Jin'i o kadar reddetmese iyiydi ama :P Aslında biraz kızdım kendisine ama düşününce haklılık payı da vardı. Randevunun ortasında bırakılmak bir yana, nereye gidiyor bilmiyorsun, ne yapacak bilmiyorsun, sürekli tehlikede. Sonunda "Alışveriş merkezine gidiyorum." koduyla biraz olsun anlaşmışlardı. Ama yine de özel kuvvetler askeri olan bir adama "Nereye gittiğini bilmiyorum." diye trip atmak biraz şey. Hani, ablacım, gizli görev falan????Song Hye Kyo'ya da doktor olmak çok yakışmış, o önlükler, üniformalarla falan pek şirindi :3
Ama hepimizin kabul etmesi gerekiyor ki bazı sahnelerde çok donuktu. Hatta çoğu sahnede ya. Dizinin sonuna kadar gördüğümüz mimik çeşitliliği iki falan. Yılların oyuncusu olmasa neyse ama Song Hye Kyo yıllardır bu sektörde ve artık mazur kılmak zorlaşıyor bence. Hiç mi üstüne koymazsın diye sorarlar adama. Yoon Myung Joo'nun test sonuçlarının geldiği sahne, durumu anladım, gözyaşlarım pıt pıt düşüyor önüme. Seo Dae Young koştu sarıldı, Yoon Myung Joo pozitif çıktığını anladı, kapıda Shi Jin ikisine bakıyor, baya üç kişilik bir dram yaşanıyor ekranda. O sırada kadraj Kang Mo Yeon'a bir döndü, boş bakışlarla karşılaştık. En çok oradaki donukluğu gözüme batmıştı. Duygularını yansıtabilseydi, daha etkileyici olurdu. O yüzden bu donukluğu gözüme battı. Sanki Yoo Shi Jin daha çok seviyor gibiydi.
Onun dışında ekibiyle aralarındaki iletişim çok iyiydi. Sabah kalkıp askerleri izlemeleri komediydi ahahaha. O hastane ekibine ayrı bayıldım. Yoo Shi Jin'le ikili konuşmaları çok altı dolu, keyifli sohbetlerdi. Hatırlayamadığım bir sürü komik diyalogları vardı. İkisi öyle güzel yakışıyordu, öyle güzel bir elektrikleri vardı ki, tüm sahnelerde aldı gitti beni. En çok karakterin özgüveninin yüksek olması da çok hoşuma gitti, hasret kalmışız böyle karakterlere.
Seo Dae Young (Jin Goo)
Başçavuş Seo Dae Young Alfa Ekibinde görevli, aynı zamanda da birleşmiş Milletler Barış Gücünde görev yapan bir Özel Kuvvetler Askeri. Bayıldım, BAYILDIM! Jin Goo'yu bir dizide ilk defa izledim. Ama gerçekten kendisine fena düştüm! Bir kere o karakteri! Seo Dae Young, mahvetti beni! Tam bir "sang namja" işte. İnanılmaz düşünceli, Yoon Myung Joo'ya bir şey olmasın diye kendini öne atan, tüm yükü kendisi sırtlanan, duygularını belli etmese de çok güzel seven bir karakter. Yani dizi boyunca Seo Dae Young karakterine Yoon Myung Joo ile birlikte ben de çok aşık oldum. Yoon Myung Joo'yu başlarda istemeden de olsa üzdüğü için kızamadım bile çünkü nedenleri çok bariz ne yapsın. Off muhteşem bir adamdı yahu.
Dizi boyunca Seo Dae Young Seo Dae Young diye kendimi yedim bitirdim. Yoo Shi Jin'le aralarındaki iletişim çok güzeldi. Öyle bir ikili zor bulunur. Tüm sahnelerinde yüzümde bir gülümseme bıraktılar. Hele Yoon Myung Joo ile olan elektrikleri... Birbirlerine çok yakışmaları bir yana, elektrikleri de çok tuttuğu için çok gerçeğe yakın hissettiriyordu. İlişkileri çok fırtınalıydı. O yüzden bayıldım sanırım :P Tüm hislerini çok doruklarda yaşamaları çok gerçekçiydi. Hastanede Yoon Myung Joo'nun nerede saklandığını bildiği ama yanına gitmediği sahne çok güzeldi :") Of bu ikiliyi şimdiden özledim. Normalde yan çiftleri çok sevmem, hatta zaman kaybı olduğunu düşünürüm ama bu ikisini o kadar çok benimsedim, öyle sevdim ki ekran hangi çifte geçse diğerini özlüyordum ahahaha. Yoo Shi Jin'le olan operasyonları çok güzeldi. Bütün o "sang namja" imajını da Red Velvet "Dumb Dumb"da dans ederek yıktığı o sahneden gözümden yaş gelmişti, aklıma geldikçe gülüyorum. Instagram'da kaydedilen gönderilerimde duruyor, arada açıyorum, modum düzeliyor ahahahahaahha. Aşığım sana Seo Dae Young, çaldın tüm kızların kalbini. Tepkisiz halleri, teknolojiyle olan kavgaları falan çok çok komikti. O ifadesizliği çok çok komikti başta.
Yoon Myung Joo (Kim Ji Won)
Kim Ji Won benim en en sevdiğim kadın oyuncudur, ki oyunculuğu mükemmel. Hatta dizide Song Hye Kyo'dan daha iyi iş çıkardı bana kalırsa. Buradaki karakterine de aşık oldum. Bu kadın böyle rollere çok çok iyi uyum sağlıyor. Açık, net, kararlı, inatçı, dediğim dedik ve asabi. İstediği bir şey varsa sonuna kadar savaşıyor. Seo Dae Young'un peşinden de epey koştu bu sayede. İlişkilerine ayrı, Seo Dae Young'a ayrı, Yoon Myung Joo'ya ayrı hastayım. Virüs testi pozitif çıktığında ben de ağladım kendisiyle beraber, çok korktum bir şey olacak diye. Tam da coronavirüsün etkisini hissettiğimiz günlere denk gelince bu, daha da bir etkilendim sanırım.
Güzelliği her dizisinde olduğu gibi burada da zirveydi, gözümü kamaştırdı. Kim Ji Won gerçekten en güzel oyunculardan birisi. Ve izlediği her dizide ağlayışı beni de ağlatıyor. Çok iç parçalayıcı ağlıyor, içli içli. Seo Dae Young'un mektubunu aldığında taburun dışında oturup ağladığı sahne beni mahvetti, dağıttı. Kang Mo Yeon'la olan atışmalarını çok eğlenerek izledim. Aynı şekilde Yoo Shi Jin'le de şakalaşmaları çok eğlenceliydi. Bir gün Seo Dae Young ortamdayken "Babam damadıyla konuşmak istiyor." diye odaya dalması bu sefer güldürmedi ama olsun ahahaha. Ne hissettiyse, hissettiği duyguyu bana geçirdi. Bunun için ayrı tebrik edesim var kendisini. Hüznünü de, öfkesini de mutluluğunu da hissettim. Seo Dae Young'la ilişkileri çok güzeldi, çok gerçekçiydi. Flashbacklerdeki hallerine hasta oldum <3 Off tatlışlar yahu.
Şu güzellik beni ağlatır :")
Oyuncu seçimlerini kim yaptıysa, çok güzel yapmış. Acemi oyuncularla bu dizi katlanılmaz olurdu. Sadece bu dört karakter değil, destekleyici rollerdeki hastane ekibi, alfa team, Urk ekibi, Daniel ve Ye Hwa... Hepsi çok tamamlayıcıydı. İyi iş çıkarmışlardı. Ayrıca Doktor Song ve Hemşire Ha da çok sevimli bir yan çiftti, özellikle Doktor Song'un sabah koşusuna katıldığı kısım :P
Argus karakterinden de ne kadar nefret ettiğimi anlatmaya kelimeler yetmeyeceği için susuyorum ama kendisi en nefret ettiğim karakter olan Kim Tak Su (bknz. Fight For My Way) ile yarışır rahat rahat.
Dizide çok sevdiğim unsurlar vardı. Bunlardan bahsetmek istiyorum biraz.
-Benim için en önemlilerden birisi, ikili diyaloglar. Şu ana kadar izlediğim dizilerde çok dikkatimi çeken şeylerden biriydi. Sadece sahne geçsin diye yazılmış, altı boş, "şimdi bunlar ne diyor?" dediğimiz inanılmaz anlamsız diyaloglar. Böyle bir diyaloga rastlamadım. Hem Seo Dae Young ve Yoon Myung Joo arasında, hem de Yoo Shi Jin ve Kang Mo Yeon (veya herhangi bir iki kişi) arasındaki ikili konuşmalar çok zekice yazılmıştı. Eğlenceli, anlamlı, keyifli sohbetler. Önceki konuşmalarında geçen şeylere yaptıkları atıflar ve espriler hem konuyu daha gerçekçi kılıyor hem de bağlantı sağlıyordu. Ben kimle kimin arasında geçerse geçsin, diyalogları çok keyifli izledim. Yoon Myung Joo ve Seo Dae Young'un, Yoon Myung Joo ve Yoo Shi Jin'in atışmaları falan çok çok keyifliydi.
-Karakterlerin altı doluydu. İnanılmaz gerçekçi karakterler adeta ete kemiğe bürünmüştü. Karakterler o kadar netti ki herhangi bir olay karşısında dördü de ayrı ayrı ne tepkiler verecek hayal edebiliyor insan. Ve bu çok güzeldi. Hepsi birbirinden farklı karakterlere sahip kişilerdi ve bu karakterler beni çok eğlendirdi. Ve tüm karakterler de çok güzel yazılmıştı, çok gerçekçilerdi ve inanılmaz sevimlilerdi.
-Tek bir sahnede sıkılmadığımı söylemiştim. Olay akışı çok güzel ayarlanmıştı. Hiçbir olay on bölüm boyunca uzatılmadı, tadında bırakıldı ve tüm karakterler arasında güzel bir denge sağlandı. Sıkılmamamın sebebi yukarıdaki maddeyle de çok bağlantılı aslında. Karakteri çok iyi tanıyınca bir özdeşim kuruyor, bağ hissediyor insan. Eh böyle hissedince de, ne yapsa izliyorsun. Bu çok önemli bir etken. Tabi sıkıcı hiçbir sahne de yoktu bence. Yan karakterler diziyi çok güzel taşımıştı.
-Aşk üçgeni olmaması o kadar iyi geldi ki anlatamam. Bıktık artık o üçgenlerden. Dizide herkes kendi halindeydi ve ilişkiler çok netti.
-İki çiftin ilişkisi de zirveydi çünkü enerjileri tutuyordu. Genelde dizilerde ya yan çift ana çiftten az sevilir ya da çok sevilir ben ikisini bir arada görmedim. Ama bu dizide, en azından benim için iki çiftte o kadar kendine has ve değerliydi ki... İki çifte de ne olacak diye soluklarımı tuttum. Enerjiler çok iyiydi herkes birbirine çok yakışıyordu.
Hatta Song Joong Ki ve Song Hye Kyo'nun enerjisi o kadar tuttu ki evlendiler biliyorsunuz. 2019'daki boşanmalarına da neyin sebep olduğuyla ilgili kimsenin bir bilgisi yok. Ama çok yakışıyorlardı, yalan yok :P
-Komedi etkeni beni öldürdü. Ve öyle zorlama komedi sahnelerinden bahsetmiyorum. Yoo Shi Jin zaten başlı başına sürekli inanılmaz zekice esprileri ve konuşmalarıyla bir minnoştu. Hazırcevap bir kişiliği vardı ve onun olduğu konuşmalar gerçekten zekiceydi. Esprileri, tüm durumlar karşısında birden verdiği cevaplar, yakınmaları, mimikleri inanılmaz komikti. Seo Dae Young'la ikili ilişkileri ise ayrı bir komikti. Her şeyi Seo Dae Young'un üstüne yıkışı, ilişkileri, Seo Dae Young'un tepkisizliğiyle oluşturduğu zıtlık. Hele hastanede kaldıkları süre boyunca yaptıkları beni kırıp geçirdi ahahaha. Çok da özendim ilişkilerine. Birbirlerini sürekli koruyup kollamaları ve tanışma hikayeleri falan çok çok özeldi. En kısa zamanda arkadaşlarımla Uykusuz Geceler buluşmasını uygulama niyetindeyim ahahaha.
Ve asker olmadıklarını düşündürmek için yakalarını kaldırmaları ama daha çok asker gibi görünmeleri beni her seferinde gülmekten kırdı geçirdi ahahaha
-Flashbackler çok keyifliydi. Normalde flashbacklerde aşırı sıkılırım. Yani olmuş bitmiş işte, bize ne falan. Ama hem Seo Dae Young ile Yoon Myung Joo'nun tanışmasını hem de Yoo Shi Jin ile Seo Dae Young'un tanışmasını inanılmaz heyecanlı ve keyifli izledim. Çünkü neden? Yine madde 2, bu karakterler bizden biri gibi artık, tanıyoruz. Ve bunun bir sebebi de olay örgüsünün güzelliği. Onun dışındaki ufak tefek flashbackler de çok çok güzeldi.
Hayali bir bölge olan görev yerleri Urk'ta bulunan o sahil. Urk hayali bir yerdi ancak çekimleri Yunanistan'ın bir adasında yapılmış. Dizinin büyük bir kısmı Urk'ta geçti. Bence keyifliydi. Çok şirin bir bölgeydi. Bir çok aksiyon da yaşandı ama ben yine de Urk'u ve Urk bölümlerini sevdim. Kaldıkları bölge özellikle çok güzeldi
Bazı sahneler çok içime dokundu.
-Yoon Myung Joo'nun Seo Dae Young'un mektubunu almak istememesi, "Okursam, gerçekten gittiğini kabullenmiş olacağım." demesi,
-Yoo Shi Jin'in Argus'la olan resmini yakarken o içli ağlayışı, Kang Mo Yeon'un gözlerini kapatışı,
-Yine Yoo Shi Jin Argus'a ateş ederken gözünden gelen bir damla yaş,
-Komutanlığın bahçesinde Kang Mo Yeon'un Yoon Myung Joo'ya "Sen böyle yaparsan ben ne yaparım?" demesi.
-Yoon Myung Joo'nun Urk Havalimanına gelince giden Seo Dae Young'la karşılaşması ve oradaki muhteşem oyunculuğu
-Yoon Myung Joo'nun hastalığını anladığı kısım, hastalığı süresince günden güne hastalanması, Seo Dae Young'un kapıdan onu izlemesi, bu ve aklıma gelmeyen sahneler beni çok çok üzdü.
Bazı sahneler çok içime dokundu.
-Yoon Myung Joo'nun Seo Dae Young'un mektubunu almak istememesi, "Okursam, gerçekten gittiğini kabullenmiş olacağım." demesi,
-Yoo Shi Jin'in Argus'la olan resmini yakarken o içli ağlayışı, Kang Mo Yeon'un gözlerini kapatışı,
-Yine Yoo Shi Jin Argus'a ateş ederken gözünden gelen bir damla yaş,
-Komutanlığın bahçesinde Kang Mo Yeon'un Yoon Myung Joo'ya "Sen böyle yaparsan ben ne yaparım?" demesi.
-Yoon Myung Joo'nun Urk Havalimanına gelince giden Seo Dae Young'la karşılaşması ve oradaki muhteşem oyunculuğu
-Yoon Myung Joo'nun hastalığını anladığı kısım, hastalığı süresince günden güne hastalanması, Seo Dae Young'un kapıdan onu izlemesi, bu ve aklıma gelmeyen sahneler beni çok çok üzdü.
Sonunun beğenilmediğini gördüm bir yerlerde. Bence sonu çok kendine özgüydü, çok da güzeldi ayrıca :3
Dizide illa bir şeyi eleştirmem gerekirse, Urk bölümlerinde başlarına gelmeyen (doğal afet, virüs, politik çatışma, mafya vb. örnekler çoğaltılabilir.) kalmadığı için ben tüm iyimserliğimle Kore'de geçen son bölümlerin mutlu mesut, pembiş bölümler olacağını sanmıştım ama son bölüme kadar aksiyon sıkıştırmaya gerek var mıydı, sadece soruyorum?
Yine soluksuz izledim, yine sıkılmadım. Ama daha soft bölümler olsa da fena olmazdı hani.
Dizide illa bir şeyi eleştirmem gerekirse, Urk bölümlerinde başlarına gelmeyen (doğal afet, virüs, politik çatışma, mafya vb. örnekler çoğaltılabilir.) kalmadığı için ben tüm iyimserliğimle Kore'de geçen son bölümlerin mutlu mesut, pembiş bölümler olacağını sanmıştım ama son bölüme kadar aksiyon sıkıştırmaya gerek var mıydı, sadece soruyorum?
Yine soluksuz izledim, yine sıkılmadım. Ama daha soft bölümler olsa da fena olmazdı hani.
Dizinin OST Listesi ise bir harikaydı. Zaten herkesin dilindeydi tüm dizi müzikleri. Ben de ayrı ayrı hepsine hastaydım. En çok konuşulanları da bırakayım şuraya.
T Yoon Mirae-Always
Chen X Punch-Everytime
Davichi-This Love
Gummy-You Are My Everything
Mad Clown, Kim Na Young
Offf çok güzellerdi hepsinin klibini izleyin :3
Bu yazıyı sonsuza dek yazasım var, satır satır övesim var, hatta SONG JOONG KI SANA AŞIĞIM diye her yere yazmamak için kendimi çok zor tutuyorum ama sonra ergen misin diye linç yiyorum, üzülüyorum arkadaşlar ahahaha O yüzden bundan sonra kara kuvvetlerinden emekli subay gibi ciddi yazmayı planlıyorum ahahahs iki dakika dayanamam ki.
Hala izlemediyseniz koşun, hemen başlayın. İnanın asla pişman olmayacaksınız.
Bu yazıyı sonsuza dek yazasım var, satır satır övesim var, hatta SONG JOONG KI SANA AŞIĞIM diye her yere yazmamak için kendimi çok zor tutuyorum ama sonra ergen misin diye linç yiyorum, üzülüyorum arkadaşlar ahahaha O yüzden bundan sonra kara kuvvetlerinden emekli subay gibi ciddi yazmayı planlıyorum ahahahs iki dakika dayanamam ki.
Hala izlemediyseniz koşun, hemen başlayın. İnanın asla pişman olmayacaksınız.
Al işte şu güzelliğe bak, nasıl sakin kalayım, ciddi olayım şimdi <3
Şu güzelliklere bak :3
Oyunculuğuna sağlık Kim Ji Won, harika birisin.
Biraz da ekip gibi ekip öyleyse ahahah
ahahsahahhsa hala çok komik
O muhteşem koşuş arkadaşlar ahahaha
Beyler :")
That's ma girl demiyoruz boşuna...
Cevap verir misin bilmem ama sence vincenzo mu yoksa Desaandents of the Sun mı? Yani bence seninde cevabın descendants of sundır.
YanıtlaSilAslında beklentimize göre değişir, aksiyon severler Vincenzo'yu daha çok sevebilecekken daha romantik bir çizgide olanlar DOTS taraftarı olacaktır. Ama benim favorimi sorarsanız evet, Descendants of the Sun yayınlandığı yılın en büyük hiti ve kalbimizin dizisi olmaya devam edecek galiba :)
Sil