20 Aralık 2025 Cumartesi

Dizi Yorumu: The Best Thing


Yine uzun bir aradan sonra herkese merhaba! İş yoğunluğunun arasında kendimi eve zor attığım için izlediğim hiçbir şeyi yorumlayamasam da The Best Thing'in uzun bir yazıyı hak ettiğini düşündüğüm için kendimi topladım, yorumlarımla burada hazırım. Siz de çayınızı, kahvenizi aldıysanız başlayalım efendim.

The Best Thing benim için biraz uzun periyoda sahip bir dizi oldu. İzlemeye Nisan ayında başlamıştım (ki dizi bahar aylarına çok uygun, tavsiyem sizin de öyle yapmanız) sonra yaz geldi derken ben diziyi ancak bitirebildim. Ama bunun sebebi dizinin sıkıcı olması falan değildi asla, ben o kadar fazla diziyi aynı anda izlemeye başlamışım ki o sırada ahahahaha.

Dizinin o kadar dingin bir havası var ki... Ama bu dinginlik kesinlikle sıkıcılık veya yavaşlık değil. İzlerken adeta dinlendiriyor. Tüm o tedavi ve akupunktur sahneleri, Çin tıbbıyla ilgili verilen ufak tefek bilgiler, Suye ve Xufan arasındaki diyaloglar... Ya öyle güzel akıyor ki dizi, öyle bir dinlendiriyor ki, sadece izlemek kalıyor seyirciye. Uzun süredir böyle dinlendiren, dinginleştiren bir yapım izlememiştim. Hepsini konuşacağız aşağıda, hepsini.

Bence The Best Thing herkesin çok sevebileceği ve izleyebileceği bir dizi. Benim için de en sevdiğim Çin Dizileri içinde ilk üçte yer alabilir şu an. Ufak tefek olumsuzlukları vardı elbet ama genel olarak benim çok sevdiğim bir yapım oldu. Yani herkese şiddetle tavsiye edilir.

Yönetmen: Randy Che
Senarist: Ou Si Jia
Yayıncı: iQiyi, JSTV
Bölüm Sayısı: 28 Bölüm
Yayın Tarihleri: 25 Şubat-9 Mart 2025

Bir otelde çalışmakta olan işkolik kızımız Shen Xi Fan, ailesinin de ısrarıyla uykusuzluk sorununu çözmek için mahallelerindeki Geleneksel Çin Tıbbı merkezine gider. Burada çalışan Doktor He Su Ye'nin ilaçlarıyla hem uykusuzluğu hem de duygusal yaraları iyileşir.

Dizinin Sheng Li'nin Ai Ni, Shi Wo Zuoguo Zui Hao De Shi isimli romanından uyarlandığını da ekleyelim.

Bu diziyi genel olarak "healing drama" kategorisine koyabiliriz bence. Herkes yaşamıştır, sizin için çok yanlış olan biriyle sizi tüketen bir ilişki yaşadıktan sonra doğru olan o insanı bulduğunuz o hikaye. O yüzden bir ilişki sizi mutsuz ediyorsa ya da daha önce ettiyse ekstra etkileneceğiniz ve kendinizden bir parça bulabileceğiniz bir drama bence.

-buradan sonra spoiler, spoiler.-

He Su Ye (Zhang Ling He)

He Su Ye, He Su Ye... Hakkında ne desem, ne anlatsam bilmiyorum ki. Green flag'in dostu, green flag'in başkanı Su Ye. Şahsen bana deseler ki Çin, Kore fark etmez, tek bir dizi karakteriyle ilişkin olacak kimi seçersin, sanırım Su Ye'yi seçerim. Öyle dünyada cenneti yaşatır, öyle green flag siz düşünün. (Gerçi bunun bir de Kore şubesi var green flag konusunda rakipsiz, Yang Gwan Sik)
He Su Ye, Geleneksel Çin Tıbbı doktoru. Haftanın belli günleri hastanede belli günleri evine yakın olan GÇT kliniğinde çalışıyor. Xifan'la klinikte, kızımızın insomnia tedavisi sırasında tanışıyorlar zaten.
Su Ye çok ince düşünceli, nazik ve sessiz bir erkek. Böyle halinden tavrından kibarlık akıyor. Karşısındakinin kararlarını destekleyen, arkasında duran ve açık iletişim nasıl kurulur bilen birisi. Bu meziyetlerin onda birini bile taşıyamayan bebelerle muhattap olmak zorunda kaldığımız için kendisinin yokluğunu derinden hissettik izleyenler olarak. Uzak mesafe ilişkisi yürüttüler o kadar zaman, gıkı çıkmadı ya. Bir kavga edin, tartışın, yok. Zaten bu tartışmayı da beceremez kesin. Xifan enayisi oldu çıktı başımıza ahahaha
Xifan'la ilişkisinde de çok otokontrollü, oldukça yapıcı ve biraz da yol göstericiydi bence. Su Ye'nin kriz yönetimi sayesinde bence birçok noktada ilişkileri güzel şekillendi. Mesela şey kısmı bence çok bariz gösteriyordu Su Ye'nin karakterini. Yanında staj gören kızın kendine duygusu olduğunu anladığında onu başka bir doktora yönlendirmişti sanırım. Erkekler böyle şeyleri çok önemsemezler dahası ilgi hoşlarına gider, ilgiye karşılık vermek değil ama bu ilgiyi görmek, hissetmek sevdikleri şeylerdendir. Öyle her erkek bıçak gibi kesip atamaz yani. Yaptığı Xifan için çok şık bir hareket olduğu gibi bence kızı da düşünerek yapılmıştı. Gözünün önünde olmasın, üzülmesin, umutlanmasın diye uzun vadede onu da koruyordu. O kadar belli ki men written by women bir adam olduğun. Hastayız sana.
Şu adamı bana ayarlayamaz mısınız ya kaç kişisiniz şurada ahahahah

Shen Xi Fan (Xu Ruo Han)

Ya bu kızın güzelliği neydi peki? Abarttı artık.
Shen Xi Fan bölgenin ünlü otellerinden birinde çalışan bir kızımız. Ama bir yandan iş stresi, bir yandan kazma bir sevgilisi var onun derdi bir yandan da yurtdışında yüksek lisans yapmak istiyor ama kazma sevgilisi bunu duyup "Ne işin var ya zaten bencilsin de ayrılıyorum ben senden." demiyor mu? Tebrikler, uykusuzluk kazandınız.
Xifan için yorumlarda genelde bencil bir kız olduğu söylenmiş ama Xifan bencil değil, kendini önemseyen ve özgüveni yüksek bir kız. Maalesef bizim toplumumuzda bunlar bencillikle eş değer sayılıyor hala. Ayrıca bence hikayenin gerçekliği tam da burada yatıyor. Xifan ailesinin tek çocuğu ve annesi de babası da üstüne titriyorlar. Durumları iyi, sosyoekonomik olarak iyi bir yerdeler, Xifan iyi bir işe sahip. Tam olarak olması gerektiği gibi yani, tek çocuk özgüveni var üstünde. O kazma sevgilisinin olduğu bölümlerde sadece Xifan oldukça bocalamış ve dağılmış görünüyordu ki bu da yanlış kişinin ışığımızı nasıl söndüreceğine bir kanıt -ders niteliğinde-. Bir de üstünde Suye'yle yaşadıkları uber sağlıklı ilişkiyi düşününce Xifan özgüvenli olmayacak da, Xifan kendine güvenmeyecek de ben mi güveneceğim efendim? O yüzden bence Xifan'a çizilen portre de oldukça gerçekçiydi. Ki Xifan gerçekten çok tatlı bir kız. Zaten Suye'nin ona abayı ilk yaktığı yer de anahtarlığından halka çıkarıp vermişti ya, yüzük gibi takıp insanlara evli olduğu yalanını söyleyebilsin diye.
Xifan'a Suye'yi reddettiği bölümlerde kızmadım, kızamadım ben. Bal gibi manipüle edildiği bir ilişkiden çıktığı için sağlıklı düşünemiyor, yurt dışı süreci var ve bu halde ilişkiye başlaması karşıdakine de saygısızlık elbet. Ama buraya bir ama gelecek ki, bu bölümler çok uzun tutuldu, bir de üstüne eski sevgilisinin (oğlanın adını hatırlayacak kadar umursamamışım) gelişi tuz biber ekti yani. Eski sevgili mevzusunun tamamen bitmesi için gerekliydi bu bölümler ama biraz uzundu yani. Aman eski sevgilini boşver be Xifan, sana bir şey olmasın.

Genel Yorumum

Kimseyi fazla da bekletmeden diziyi yorumlamaya geçebiliriz bence. Önce beğenmediklerimi konuşalım.

Dizinin benim için en büyük eksisi hatta belki tek eksisi bölüm sayısıydı. Dizi 28 bölüm, çok uzun değil ama son dört bölüm falan biraz olsun diye yazılmış bölümlerdi bence. Olaylar 24 bölümde de pekala toparlanabilirmiş ki çoğu insan aynı fikirde bence. Bir de Xifan'ın annesinin hastalığı ve bunun Xifan'dan saklanması falan derken bir tık ağır ve gergin bölümlerdi bence o yüzden de fazla uzun gelmiş olabilir bilmiyorum ama benim genel kanaatim, daha kısa olabileceği yönündeydi.

Kavuşmaları oldukça uzun sürdü. Ben o bölümlerde sıkıldım falan diyemem ama Xifan'ın zaten Suye'yi reddetmek için kendince mantıklı bir sebebi varken bir de üstüne eski sevgilisinin falan dönmesi yorucuydu, biz zaten Xifan'ın Suye'yi reddetmesini izledik, bir de üstüne eski sevgilisi problem çıkarınca yorgunu yokuşa sürmek oldu bu açıkçası, oralar daha kısa tutulabilirmiş.

Ancak o kadar kusur kadı kızında da olur diyerek tatlıya bağlıyoruz.

Başlayalım öyleyse, neleri sevdim, neleri beğendim

İki giften de açıkça görebileceğiniz üzere dizinin sinematografisi tek kelimeyle muh-te-şem-di! Kullanılan renk paleti tam baharı anımsatıyordu. Bahar aylarının yer aldığı bölümlerde o çiçeklerin renkleri, kiraz çiçeklerinin uçtuğu sahneler, yağmur sahneleri inanılmazdı. Dizinin genel olarak mekanları, Suye'nin babasını ziyarete gittiği yer, apartmanlarının muhiti de dahil olmak üzere tüm açık alanlar, ahşap mekanlar, Xifan'ın oteli bile iç açıyordu. Çin bu kadar yeşillik mi ya, inanıcam bak ona göre? Dizinin mevsim teması da hoştu.

Şuraya bakar mısınız ya, görsel şölen, terapi adeta.

Dizinin Geleneksel Çin Tıbbını konu almasını çok çok sevdim. Bence Çin tıbbı modern tıbbın yerini asla tutmaz. Zaten buna alternatif tıp denmesinin bir sebebi var. Modern yani Batı tıbbını destekleyebilir sadece. Ama böyle uykusuzluk, hazımsızlık vb. küçük rahatsızlıklarda ve genel olarak sağlıklı yaşamak için Geleneksel Çin tıbbı yani alternatif tıptan küçük ipuçlarını uygulamak yaşam kalitesini yükselten bir şey. O yüzden dizide konuşulan her şeyi kulaklarımı açarak iyice dinledim, küçük ipuçlarını kaydettim, bazı tarifleri araştırdım hatta bu konuda bir eğitime katılmayı bile düşündüm. Dizilerde yeni ilgi alanları bulmayı çok seviyorum. Zaman kaybı diyenler utanır mı, sanmam.
Bu arada gerçekten Asya üniversitelerinde Geleneksel Tıp bölümleri var, oradan mezun olarak Geleneksel Tıp Doktoru olabiliyorsunuz.

Dizilere ayrılan bütçeden mi, senaryoya çok önem verilmemesinden mi yoksa çeviriden kaynaklanan bir kopukluktan mı bilmiyorum şimdiye kadarki Çin dizilerinde çok fazla anlamsız diyalog, bir yere gitmeyen konuşmalar vardı. Ama bu dizi, şimdiye kadar izlediğim en anlamlı diyaloglara sahip dizi. Ya bir kere He Suye öyle men written by women bir adam ki, her söylediği mi böyle nazik olur, her cümlesi mi insana iyi gelir? Kızın o meymenetsiz eski sevgilisinin geri döndüğü bölümlerde böyle bir green flag olmak yok ya, cidden Suye benim son zamanlarda izlediğim en nazik karakter, rakibi yok şu an. Bu dizinin de öyle, şu an top of the world, favori Çin dizim.

Kavuşmaları biraz yavaş oldu dedik tamam ama, bu slow burn ilişki de bence o kısımlarda ilmek ilmek işlendi. Xifan'ın Suye'yi reddetme sebebi kendince mantıklıydı mesela. Yurtdışına gidecekti ve Suye'yi bir uzak mesafe ilişkisine mahkum etmek istemiyordu. Suye'nin ise bu dönemlerdeki sakin ve yapıcı tavrı örnek gösterilir nitelikteydi. Nerede bu adamlar ya, söyleyin nerede? Günümüz erkekleri açsın şu diziyi ders niteliğinde izlesin ya. 
Dizi zaten her şekliyle sağlıklı bir ilişki nedir, nasıl olur sorularına cevap olarak çekilmiş gibiydi. Suye'nin Xifan'ın her kararını desteklemesi, kararları kendisinin vermesini sağlaması olgunluğuna en büyük örnekti. Xifan de aynı şekilde tüm ilgisi ve destekleyiciliğini Suye'ye verdi.

Bu diziyi izlerken ilişkiler hakkında oldukça fazla düşündüm. Bence hepimiz bu ilişkiye benzer ilişkilere sahip olmalıyız. Destekleyici, sağlıklı ilerleyen, yanlış anlaşılmalara yer olmayan ve her şeyin konuşularak çözüldüğü bir ilişkiydi. Bence herkes böyle ilişkileri hak ediyor. Bundan daha azına razı olmamalıyız. Kimse günümüzde çokça görülen toksik ilişkileri, karar vermekten aciz ve sorumluluk alamayan erkekleri, duygusal olarak yaralanmayı, yok sayılmayı, değersiz görülmeyi hak etmiyor. Hani bir söz vardı ya, "Ben baharı hak ediyorum, kimsenin kuru dalına başımı eğmem." diye, tam olarak ona geliyor iş. He Su Ye gibi sakin, karşısındakine tüm saygısıyla, merhametiyle ve sevgisiyle yaklaşan birisini hak ediyorum, hak ediyoruz. O yüzden artık beni hiç hak etmeyen insanlara üzülmeyi bırakın, onlara şans bile vermeyeceğim. Böyle iyileştiren ilişkilere yer veren healing dramalara bayılıyorum.

Hani her şey konuşuluyordu dedim ya, mesela benim bunu en çok hissettiğim kısım Xifan'ın annesinin hastalığının olduğu bölümlerdeydi. Xifan'ın annesi Su Ye'den Xifan'a hastalığını söylememesini rica ediyor. Zor durumda bırakıyor aslında Su Ye'yi yani. Xi Fan bunu ilk duyduğunda tepki gösteriyor ama sonra mantıklı düşünerek aslında Su Ye'nin suçu olmadığını idrak ediyor hatta özür bile diliyor tepkisi için. Başka bir dizide net küslük görürdük bunun arkasından. Ama mesela şu kısmı da güzeldi Su Ye hatasını kabul ediyor ama annesinin ricası olduğunu da söylüyor, saklamıyor yani, tüm suçu üstlenmiyor. Gına geldi artık kahramanlık hikayelerinden.

Dizideki minik temaları çok sevdim. Suye'nin yaptığı koku keseleri, birbirlerine verdikleri rengarenk çiçekler, dizinin kültü olan Xifan'ın çizdiği resimler... Hepsi o kadar hoş hissettirdi ki izlerken. Her bölümün başında bir bitkinin ismi verilerek, bitkinin nelere iyi geldiğinin yazması da çok hoşuma gitti mesela. Not aldım bazılarını.

Dizinin şarkıları da aynı dizi gibi yumuşacık, baharı hatırlatan parçalardı. Sahne içlerinde en çok sık duyduğumuz Loving You parçası çok güzel olmakla birlikte benim favorilerim yine sıkça duyduğumuz You Are In The World I Like, çok sevimli sözlere sahip olan Two Little Hearts ve Thoughts of Loving You.

Yazıyı bitirmeden önce, diziden çok hoşuma giden, not ettiğim alıntıları da bırakayım. 

"Bu dünyada mutlak doğru ya da yanlış yoktur. Önemli olan pişman olup olmamandır."

"Yani aynı şey senin için de geçerli. Yeterince iyi olmadığını düşünme. Hiçbir değerin olmadığını düşünme. Sadece kötü bir ilişki yüzünden incindin. Kendini sev ve iyi yaşa. En önemli şey bu." -He Su Ye

"Geçmişte iyi ya da kötü ne olursa olsun, bu senin kim olduğunun bir parçası. Geçmişi kabullen, bugüne ve geleceğe odaklan."

"Kabul etmek zorunda olmadığın şeyler vardır, ama kalbin her zaman gerçeği bilir."

The Best Thing'i herkesin izlemesi gerekiyor bence. Hiçbir şey için değilse bile sağlıklı bir ilişki nasıl olur, nasıl görünür bunlar için bile ders niteliğinde bir dizi olduğunu düşünüyorum ben. O yüzden ısrarla, kararlılıkla tavsiye ediyorum. Yeni izleyeceklerin bu diziyle ilk kez tanışacak olmalarından dolayı çok şanslı olduğunu düşünmekle beraber, herkese iyi seyirler diliyorum!