
Sanat aşkına! Herkese selamlar ve merhabalar. Baharın da kıpırdanıp uyanmaya çalıştığı şu günlerde, size bahar havasını getirecek bir dizi yorumlamaya geldim. Huzurlarınızda, Dali ve Gamjatang!
Annem beni ziyarete yaşadığım yere geldi. Bu sürede onun birinci, benim üçüncü izleyişim olarak Business Proposal'ı bitirdikten sonra evden burnumuzu bile çıkaramadığımız karlı günlerde dedik ki bari dizi izleyelim. Dali&Cocky Prince, dışarıda lapa lapa kar yağarken bir yanı hüzünlü de olsa bir yanıyla bize bahar havasını anımsattı.
Diziyi kimler sever diyelim, geleneğimiz olduğu üzere. Standart bir kdrama izleyicisi olan herkes sever bence. Tam bir romantik komedi çünkü, başıyla da sonuyla da. Mutlu eder, merak ettirir, keyif verir. Bence herkes izleyebilir, izleyen herkes de oldukça sevecektir.

Dali and Cocky Prince/Dal-Ri and Gamjatang
Yönetmen: Lee Jung Sub
Senarist: Son Eun Hye, Park Se Eun
Yayıncı: KBS2
Bölüm Sayısı: 16 Bölüm
Yayın Tarihleri: 22 Eylül-11 Kasım 2021
Dizimizin konusuna gelince, pazarda Gamjatang satan küçük bir restorandan işleri büyütüp Dondon F&B isimli şirketlerini kurmuş olan sonradan görme ama zengin bir oğlumuz var, Jin Mu Hak. Kendileri elit ve babadan zengin kesimden değiller yani.
Ama kızımız, yani Kim Da Li, nesillerdir sanat ile uğraşan köklü ve büyük bir aile olan Cheongsong Ailesinin bir üyesi. Babasının bir müzesi var ve kendisi de Hollanda'da bir müzede çalışıyor. İlk kez Hollanda'da yolları kesişen ikili birbirlerini bir kez daha görüyorlar tabi ki. Bakalım neler oluyor?
Yönetmen Lee Jung Sub, Queen For Seven Days, Angel's Last Mission:Love gibi bilinen dizilerin yanında Ji Chang Wook'un efsane dizilerinden Healer'ın da yönetmeni. Bu bilgiyi de eklemiş olalım.
-başlayalım efendim, spoiler havada uçuşsun-
Jin Mu Hak (Kim Min Jae)
Kendisini yarınlar yokmuş gibi övdükten sonra biraz da karakterini övelim bakalım :)
Jin Mu Hak, dizimizin errrkek oğlu erkek başrolü. Kendisi Dondon F&B isimli bir şirketin sahibinin oğlu ama o bildiğimiz nesillerdir chaebol olan ailelerden değiller, sonradan büyümüşler yani. Hala o 'elit zengin' kesimine ait değiller, onu belirtelim. Sonrasında Tae Jin lavuğu tarafından çokça yüzüne vuruldu oğlumuzun, ondan diyorum.
Jin Mu Hak ilk bölümlerde allı güllü takımlarıyla (ama ne takımlar!) ve bilgisizliğinin sınırsızlığıyla beni şoklardan şoklara sürükledi. Yalan mı dostlarım, böyle erkek başrol mü görmüşüz? Zıpır, fevri, düşünmeden harekete geçen bir tip. Kendisi suskun ve ciddi olduğunu söylese de yanından bile geçmez öyle söyleyeyim :P Ama gittikçe aşık olduktan sonra mıdır nedir önce dallı güllü takımları bırakıp düz gömlek düz takım kombinlerine geçti yarabbi şükür, bir de bir ince düşünceliydi ki sormayın. Koruma kollama deseniz var, hislerini itiraf etme deseniz açık ve net söylüyor, ilgi alaka deseniz tillahı burada! Bir de üstüne çok güzel yemek yapıyor! Ay erkekler nasıl olsun, böyle olsun işte. En sevdiğim kısım Da Li'nin evlatlık olduğunu herkes öğrendikten sonra müzeye gelip o konuya hiç değinmeden Chak Hee ile arasında hiçbir şey olmadığını açıkladığı yerdi. Ya bu nasıl ince düşünmektir? Da Li, evlatlık olduğunu söylediğinde ise hislerimize tercüman olmuştu. "Ne olmuş yani? Evlat edinildiğin için kim olduğun değişti mi?" :") Mu Hak'tan biz razıyız yani, öyle Tae Jin ayılarına benzemez ha. Allah herkese nasip etsin diyor, evetlerle uğurluyoruz.
Ay bir de Won Tak'ın evinde dans ettiği sahnedeki tatlılığı!
Kim Da Li (Park Gyu Young)

Park Gyu Young'u daha önce Romance is a Bonus Book ve It's Okay To Not Be Okay'de izledim. Bir de Just Between Lovers'ta minik bir rolü vardı. Burada rolünün dışında bence gerçekten çok zarif bir havası var. Muhtemelen rolünün kumaşını bu kadar iyi giyebilmesi de bundan.
Adını Salvador Dali'den almış olan Kim Da Li, zengin bir ailenin biricik prensesi. Babasının müzesi var, Da Li de yurtdışında bir sanat galerisinde çalışıyor. Bir fanusta büyümüş, zaten kitaplardan başka hiçbir şey bilmediği vurgusu yapılıyor sürekli. Ama babası aniden ölünce ve müzenin üzerinde hak iddia etmek için bu fırsatı kollayanlar ortaya çıkınca Da Li, binbir cephede savaşıyor adeta. Zaten peder bey de uçan kuşa borç takmış maşallah. Kız onları ödeyeceğim diye zaten bir ayrı uğraşıyor. Bir de üstüne ne skandal kalıyor patlamadık ne de uğraşmadığı dert kalıyor.
Da Li hakkında, daha doğrusu çizilen portre hakkında tek bir şikayetim var. Ben Da Li'ye hiçbir zaman tam olarak güvenemedim. Yani şöyle söyleyeyim, hiçbir tehdide boyun eğmez, sevgisinin arkasında durur, Mu Hak'tan vazgeçmez diyemedim. Halbuki oldukça güçlü bir karakter yansıtmaya çalışırken sırf ters köşe yapabilmek için Da Li'yi kolayca aklı çelinen birisi gibi yazmışlar. Tae Jin'in evlenme teklifini de, Mu Hak'ın babasının Mu Hak'tan ayrılmasını istediğinde de, ikisini de kabul edeceğini sandım şahsen. Dediğim gibi ters köşe yapmak için böyle yazılmış ama bana bu yönden güven vermedi.
Onun dışında Da Li'yi oldukça sevdim. Her şeyiyle o kadar zarif o kadar entelektüel bir havası vardı. Gerçekten çok zengin bir ailenin mütevazi kızı gibiydi. Bazı bölümler o kadar üzüldüm ki artık bu da mı olacaktı diye düşündüm, kızın bir türlü yüzü gülmedi, hep mücadele etmek zorunda kaldı. Ama işte o kadar tatlı birisi ki sonuçta kader ağlarını ördü ve Jin Mu Hak gibi bir adamla tanıştı. Birbirlerinden hem bu kadar farklı olup hem de bu kadar tatlı bir çift olmaları peki? Bayılırız mesela.
Lee Tae Jin (Kwon Yool)

Kwon Yool'ü daha önce One More Happy Ending ve My Sweet Mobster'da da ikinci erkek başrol olarak izledim, bu ikinci başrol rolü de yapıştı kaldı üstüne. My Sweet Mobster'da çok sıkıcı bir karakterdi ama en azından iyiydi. Buradaki rolü peki?? Korkunç bir çar yani.
Diziyi izlerken annem bu oğlanın ismini Jae Tin olarak kodladığı için kafasında, bizim için o andan itibaren ismi Çetin oldu ajahahaha
Dizide über zengin Segi Grubu'nun varisi Lee Tae Jin, Da Li'nin eski nişanlısı. Da Li beş yıl önce bu kılıksıza çok aşıkken kızı evlatlık olduğu için reddetmiş. Mirassa miras kıza kalacak resmi bir işlem sonuçta, varlıksa varlık anlamadım derdini, kraliyet ailesinden misin sana ne kızın soyundan sopundan ya? Sonra nişan bozulmuş tabi ama Tae Jin pişman olmuş. Her zaman pişman olurlar, kızlar bunu sakın unutmayın. Ama o zaman biz Mu Hak'ımızı bulmuş oluruz, slay ahahaahah
Hakkında ne söylesem bilemiyorum, hangi taşı kaldırsak oradan çıktı. Canımızı sıktı, Mu Hak'ımıza gamjatang dedi durdu, sinir bozucu tipin tekiydi. Ama bizi ikinci erkek sendromuna sokmadı yani dümdüz kötü olduğu için. Hakkında çok konuşmaya bile gerek yok da. Neyse.
Yalnız ummadık taş baş yarar, bunun işini de Mu Hak'ın basiretsiz üvey kardeşinin bitirmesi.
Joo Won Tak (Hwang Hee)

"Uri Won Tak-ie" de buradaymış. Won Tak dizinin başından sonuna benim çok sevdiğim bir karakter oldu. Da Li'nin babası tarafından koruyup kollanmış bir çocuk Won Tak, serserinin tekiymiş, adam etmiş. Polis olmuş Won Tak adamın sayesinde. Da Li'yle ilişkileri o kadar güzeldi ki gerçekten Da Li'nin abisi gibiydi. Aslında iş bitirici de olabilecek bir karakter ama devlet memuru olarak bürokrasi engeline takılıyordu. Won Tak iyiydi ya, aşırı seyir zevki verdi özellikle de Mu Hak'la olan sahnelerinde. Gönül isterdi ki Çaki'yle olan ilişkilerini daha çok görelim.
Ahn Chak Hee (Yeonwoo)

Momoland'in güzeller güzeli Yeonwoo'sunun oyunculuğa devam ettiğini bilmiyordum. Çok güzel bir kız, umarım yolu açık olur.
Chak Hee, namı diğer Çaki -dümdüz Çaki yine niye bu ismi koyarsın ki kızına?- Ahn Sang Tae isimli bir diğer yılan olan milletvekilinin kızı. Mu Hak'la görüşmüşler bir dönem ama kültürsüzlüğü yüzünden kız bunu istememiş, çok doğal. Ama işte bu Chak Hee kızımız kararının arkasında da duramıyor. Mu Hak'tan hoşlanmaya başlamış. İkinci kadın karakter olmasına rağmen tek yanlışı olmadı, kraliçe. Tabi Mu Hak'a sormak lazım bir şeyleri böldü mü diye ahahaha

Tüm bunlar dışında yukarıdaki müze ekibi -Hwang Bo Ra'nın hayat verdiği Sekreter Yeo hariç- seyir zevkini yükselten bir ekipti. İş ve müze sahneleri oldukça fazla olsa da hiç izlerken sıkıldığım olmadı. Sekreter Yeo'ya ise ayrı bir paragraf açmak gerekir resmen. Her eve lazım ama her eve. Bir tane Sekreter Yeo'm olsa sırtım yere gelmezdi resmen.
Genel Yorumum

Diziyle ilgili beğenmediğim şeyler olmadı da, birkaç tane şöyle olsa daha iyi olurdu dediğim yer var. Mesela final bölümü.
Eğer final bölümünde bizi ters köşeye yatırmamış olsalardı, yani Da Li, Mu Hak'ın babasının söyledikleri üzerine cidden Mu Hak'ı terk edip Hollanda'ya gitmiş olsaydı muhtemelen burada çok farklı şeyler konuşacaktık. (çığlıklar, yardım çığlıkları...) Neyse ki öyle bir şey olmadı da, gönül rahatlığıyla iyi bir finaldi diyebiliyorum. Ama farkındaysanız çok iyi değil, iyi. Çünkü final bölümünde Mu Hak'ın babası ve üvey annesinin rezil ötesi flörtünü görmek, görmek isteyeceğim son şey bile değil. Onun yerine Chak Hee ve Won Tak ilişkisine daha fazla screentime verilseydi keşke. Daha önceki bölümlerden başlatılabilirdi bu ilişki hatta. Eski diziler de bu ikinci çift işinde genelde saçmalardı, ona dönmüş bu da. İkinci bir olumsuzluk olarak da muhtemelen ters köşeye yatırma amacıyla olsa da, bölüm ilerleyişi çok karmaşıktı. Zaten yarısından fazlasına kadar ne olduğunu açıklamadılar, hepimiz Mu Hak bir yıl önce Da Li tarafından terk edildi sanıyoruz. Sonra son dakikalarda öğrendik ki saftirikler bir haftadır ayrılarmış falan. Ama gerek yok anladınız mı? Çok daha şeker şerbet şeyler izleyecekken, herkesin cezasını bulduğunu falan görebilecekken her şey çok havada kalmış hissi verdi bana. Yani finali tam olarak beğenmedim diyemem. Ama potansiyeli harcanmış mı harcanmış, daha iyisi olabilir miydi, evet olabilirdi maalesef.
Son olarak Tae Jin'in yaptıklarının cezasını çektiğini niye göremedik? Deccalın önde gideni, yemediği halt kalmamış ama lütfedip Segi Grubu'nu bırakmak dışında bir şey gelmedi başına? Mu Hak'ın kart babasıyla üvey annesinin rezalet ötesi romantik sahnesi yerine şunun hapse girdiği bir sahne izleyebilirdik finalde, insanı sinirlendiriyorsunuz bazen.

Peki neleri sevdim? Başlayalım bakalım.
Aşkla ilgili çoğu deyiş, aşkın benzerler arasında olduğunu söyler. Bunlardan ilk akla gelen de "Davul bile dengi dengine." benim için. Bu bazı yönlerden doğru olsa da dizide birbirine bu kadar zıt iki karakterin bu kadar güzel ve bu kadar safe bir ilişki kurabilmesini izlemek benim için çok keyifliydi. Özellikle ilk bölümlerde aralarındaki o uçurumu gördükçe bir arada nasıl olacaklarını düşünmeden edemedim. Ama oldular, çok da güzel oldular.
Mu Hak kdramalarda hep gördüğümüz o kibirli, soğuk, mesafeli kdrama erkeklerinden değil. Bana karakter olarak biraz Hotel Del Luna'nın Goo Chan Sung'unu anımsattı. Heyecanlı, fevri, zıpır ve aynı zamanda da duygularını saklamayan bir karakter. Bu özelliklerinin yanı sıra sarsılmaz bir sevgiye sahip oluşuyla da tadından yenmedi. Biz izlemeye mi gelmişiz ya, gelmemişizdir umarım...
Romantik komedi dizilerin formatlar belli ama bir diziye ekstra olarak belirli bir tema koyulduğunda -örneğin burada bu tema sanat veya başka bir dizide kitap, sinema, bir spor dalı vb.- ben diziyi ekstra daha ilgiyle izliyorum. Bunun ilk sebebi başka bir dala ait bir çok şey öğrenmemiz, diğer sebebi de belirli temaların diziye farklı bir hava kattığını düşünüyorum. Burada da sanat çevresinde gelişen bir ilişki izlemek ve gerçek bir sanatçı olabilecek Da Li'yi ve farklı sanat türlerini gözlemlemek dizinin izlenebilirliğini oldukça arttıran etkenlerdendi bence.
Diziyi izlerken dram dozunun biraz ucunun kaçtığı 12-13. bölümler civarını saymazsak diziyi izlerken sıkıldığımız olmadı. Bu söylediğim bölümlerde de sıkıldım diyemem de, ne zaman biter bu aşkın ızdırabı dedim şimdi biz bizeyiz yani ahahahaa Genel olarak dizi oldukça tatlı ve komik sahnelerle doluydu.
Son olarak bir romantik komediden beklenebilecek her şeyi veriyordu ya. Seyir zevki yüksek bir çift, sıkmadan yormadan ilerleyen bir senaryo, ve diziyi kapatıp kendi hayatınıza döndüğünüzde bölümlerin yüzünüzde bıraktığı kocaman gülümseme. Ben bir romcom diziden çok da fazla bir şey beklemiyorum açıkçası. Keyifli zaman geçirdiysem, beni sinir krizlerine sokmadıysa, severek izlediysem o dizi güzeldir, bitmiştir.

Eski dizilerin OST listeleri genelde çok güzel olurdu hatırlarsınız, şu an bir parça duysanız mesela tak diye, şu dizinindi dersiniz. Bazı dizilerin müzikleri havasıyla çok güzel örtüşüyor. Bu dizinin OST listesi de çok güzeldi, hepsi tam diziye uygundu. Ben bazen evde bir şeylerle ilgilenirken, işe giderken baştan sona dizi müzikleri dinlemeyi severim. Bu liste de tam loopa alınıp çalmalık olmuş. Araba kullanırken, çizim yaparken, dinlenirken... Tam bahar hissiyatı veriyor. Her parçayı ayrı sevdim diyebilirim.
Ham Yonji-The Sweetest Love
DINDIN-Straight
Seoho-That's Ordinary Love
Ha Hyun Sang-With You
Fromm-Can't You Love Me
KLANG-U Hoo Hoo
Kim Yeji-Moon Crater
CHAI-GIFT
CHAI-GIFT (Eng Ver.)
Hodge-The Kiss
Ian Hug, Seoho-One Day It Will Be
Ne izleyeceğim arayışındaki herkesin severek izleyebileceği bir dizi olduğunu düşünüyorum ben. Zaman kaybı olduğunu düşündürmez, izlerken sinir krizlerine sokmaz, çiftin güzelliğinden pamuk gibi olursunuz. E daha ne zaten, gidin izleyin hemen. Sonra geri gelin ama, yorumlarda buluşalım ahahahah
Herkese iyi seyirler!