Diziden biraz bahsetmek gerekirse, dizide şu mükemmel aşklar, peri masalı hayatlar yok. Aksine herkesin kendini bulabileceği sıradan insanlar var. Herkes gibi sırları olan, sıradan hayatları olan insanlar. Onlar da herkes gibi yaşıyor, akan hayat içinde kendilerine bir yer bulmaya çabalıyor. Bu beş kızın akış içine yaşadıkları, üzüntüleri, sevinçleri, kaygılarını görüyoruz. Her şeyde kendimizden bir parça bulmak çok kolay çünkü öyle sıradan, öyle günlük hayatın içinden olaylarla karşılaşıyorlar ki. Beş kızın hayatı da biri diğerinin önüne geçmeden dengeli işleniyor.
Öte yandan çok güzel toplumsal sorunlara değinip, çok güzel mesajlar verilmişti iki sezonda da. İzlerken nefes almadığım için hiçbirini çekemesem de...
Kızların kaldıkları mevzubahis ev şu. İsmi Belle Epoque;
Emin olmamakla beraber Fransız bir kadın işletiyordu burayı. Kendisi alt katında kalıyordu. Kızlar ise üstte. Ama size bu evin güzelliğini anlatamam... Ev, odalar, evin ahşap ağırlıklı oluşu, mutfak masaları... Ah konuştukça özlemim deşiliyor... Bu eve apayrı bir aşıktım anlayacağınız.
Bu harika evin, en az kendisi kadar harika beş üyesi vardı bir de. Birinci bölümde hepsinin arasındaki ilişkinin çok ince iplerle bağlı olduğunu görsek de gelen beşinci üye bir değişimi başlattı aslında. Git gide bazı zorlukları birlikte aştılar ve aralarındaki ilişki sıkılaştı ve güçlendi. Olaylar en goygoycu eleman olan Song Ji Won'un hayaletleri görebildiği yalanını atmasıyla başladı. Daha da kötüsü Song Ji Won evde kızgın, intikam almayı bekleyen bir hayaletin olduğunu söylemişti. Kızların geçmişten gelen bir sürü sırları olduğu için herkes bu hayaleti kendine göre yorumladı. hikaye böyle başlamıştı.
Hikaye Park Hye Soo'nun hayat verdiği Yoo Eun Jae karakterinin Belle Epoque'a beşinci üye olarak gelmesiyle başlar. Eun Jae herkesin yaşadığı tipik sorunları yaşar. Kızlara alışamaz, evine dönmek ister. Sessiz karakteri ve taşralı oluşundan dolayı diğer kızlarca küçümsenir. Bu da ilk kavgalarını getirir.
İlk sezonda ister istemez en sevdiğim karakter Yoo Eun Jae'ydi. Utangaç ve uysal oluşunu, hiçbir şeye ses çıkaramayaşını üzülerek kendime benzetmiştim. Sonradan kızlarımızın ve derslerinin yardımıyla daha asi ve ses çıkaran birisine dönüşmeye çalışsa da sadece bir nebze başarılı olabilmişti. Hareketleri, konuşması, tarzı da çok şekerdi ayrıca. Her bölüm ''Yıaaaa!'' sesleri çıkartıyordum görünce. Minnoş :3 Özledim
Sevgilisi Jung Yeol ile olan ilişkisi ise mükemmele yakındı. Aşırı yakışmaları bir yana Jung Yeol'ün zıpır hareketleri çok şirindi. Son bölümlerde araları açılır gibi olduğunda vallahi tansiyonum düşmüştü ahshaha.
Velhasıl kelam Yoo Eun Jae'nin eve uyum sağlama sürecini çok severek izlemiştim. Karakteri, kızlarla olan iletişimi, her şekilde muhteşemdi. Çok da olgundu ayrıca. Bunun sebebi de yıllarca çocuk gibi olan annesine adeta annelik yapmasıydı. İsyan edip ''
ben de korkuyorum yılandan!'' çıkışı yapmasına sebepti. Son bölümlerde kendisinin ailesiyle ilgili bir problem var gibiydi ama altı doldurulmamış bir olayda aşırı boş ve diziye biraz hareket katmak için yapılmış başarısız bir atılım olarak gördüm bunu.
Şu şirinliğe bir bakar mısınız ama?
Jung Ye Eun (Han Seungyeon)
Bu karaktere de KARA üyesi Han Seungyeon hayat veriyor. Jung Ye Eun herkesin hayatında ama yakın ama uzak bulunan bir karakterdi başta. Tutamayacağı sözler verip sizi zora sokan, sizi kullanmaktan çekinmeyen, erkek arkadaşına taparca bağlı, çaçaron ve biraz sinsi gelen kızlardan. En başta çizdiği imaj buydu. Sonradan davranışları büyük ölçüde değişse de genel tavrı buydu.
Yine de benim çok sevdiğim bir karakterdi. Bir şekilde Belle Epoque'u tamamlıyordu. Ayrıca arkadaşlarına bağlılığı takdire şayandı. Kang Yina'yı sevmiyor gibi görünse bile ona aşırı değer verişi ve Kang Yina'nın da ona çok değer verişi çok güzel ayrıntılardan biriydi aslında.
Goo Do Young adında bir sevgilisi vardı bir de. Çocuk yavşaktı falan ama kızı kaçırana kadar her şey tamamdı da adam sosyopat çıktı Rıza Baba! Kız da bunu sürekli idare etti ama bir yerde canına tak etti ayrıldı (Çocuk da o sıralarda Kang Yina'ya yazmakta yine yavşak) o zaman da kızı kaçırdı. Dizinin verdiği mesajlardan biri de sevgili şiddetiydi bu noktada. Binlerce kez meydana gelen, ama başımıza gelene kadar ihtimal vermediğimiz bu olay hepimizin yanı başında aslında. O gudubet sevgilisinin resmini de hiç arayıp bulamadım, siz izlerken istemediğiniz kadar göreceksiniz zaten.
Kang Yi Na (Ryu Hwayoung)
Kang Yi Na karakteri Ryu Hwayoung'un ilk oyunculuk deneyimiydi eğer yanlışım yoksa ve nefes kesici oynamıştı. Beşlimizin güzelliğiyle geçinen üyesiydi. Üç beş sevgilisi vardı aynı anda ve onların kartlarıyla rahat bir yaşam sürüyordu. Güzel, ihtiraslı ve seksiydi ve karakteri de tam bir çılgın ve cadaloz diyeceğimiz tipleme. Neredeyse öldüğü bir kazadan dolayı hayatını kolay yoldan kazanmaya karar vermiş, hiçbir şey için çabalamıyor ve çabalayanlara da anlam veremiyor. Zaten tam bu yüzden Ye Eun'la çok atışıyorlardı bu iki baskın karakter. Ryu Hwayoung karakterine o kadar iyi bürünmüştü ki çok gerçekti bir hal almıştı tipleme. Ve yine beşliyi tamamlayan bir unsurdu.
Her işinde ona yardımcı olan yakışıklı bir arkadaşı vardı kendisinin, o beye çok yaktım abayı, ulaşan iletsin ahahah. O da Yi Na'mıza aşıktı tabi.
Aynı zamanda Kang Yi Na'nın sırrı da lisedeyken gezi otobüsü kaza yaptığında su yüzüne çıkabilmek için aynı bavula tutundukları kızı suyun dibine itmesiydi. Tamamen hayatta kalmak için yaptığı bir şeyden dolayı kendini suçlaması bana göre hatalıydı ama bu da onun kabusuydu. Sonra ölümüne sebep olduğu kızın babası gelip Kang Yi Na'yı bulmuştu. Ben o amcadan daha olaylı bir şeyler beklemiştim aslında... Sonra Kang Yi Na'mız yaşam tarzını değiştirdi tabii o ayrı. Marka çantalarını satıp bir işe girdi. Ama asıl üzücü kısım, kendisi ikinci sezonda bizimle değildi. Sanırım T-ARA ile olan skandalında yeni bir şeyler patlak vermişti. Ondan mı katılmadı yoksa ikinci sezonda yer almak mı istemedi bilmiyorum ama beşliye dahil değildi. Ama arada girip çıkması çok eğlenceliydi. O gürültülü ve cadaloz kişiliğiyle diziye giriş yapıp kendini özletmemesi çok güzeldi.
Song Ji Won (Park Eun Bin)
Say hello to my fave girl! Park Eun Bin'in tüm oyunculuğunu konuşturduğu bu karakterin hastasıyım! Hayatı dalgaya alan, odağında eğlence, içki ve erkekler olan, ama komik kişiliğinden dolayı erkeklerin 'kafa kız ya' kategorisine aldığı, bu nedenle erkeklerle yanlışlıkla kanka olan bir tipleme. Song Ji Won yüzü hiç kızarmadan bel altı şakalar, erotik göndermeler yapan bir drama kraliçesi. Gazetecilik okuyor ve üniversite gazetesinde çalışıyordu. Aynı bölümden olan Im Sung Min ile aralarında çok değişik bir bağ vardı. Ji Won'un çocuğa yapmadığı kalmadı. Boynuna atlıyor, nereye gitse sürüklüyordu. Canından bezdi çocuk. Çok yakın arkadaşlardı aslında ama biz biliriz o arkadaşlıkları...
Ama ilişkileri bundan ileriye geçmedi.
Song Ji Won karakterinin bohem havası da bir ayrı güzeldi. Hele o giydikleri... Vintage ve bohem tarzı beni aşık etti kendisine. Gördüğünüz gibi Song Ji Won'a hastayım. Aynı zamanda grubun mood-maker'ıydı. Anında moralleri yükselten, en zıpır fikirleri atan ve grubun havasını değiştiren üyeydi. Yoo Eun Jae'nin de kahramanıydı tabi ahaahshah. Üzüntü nedir bilmeyen, koşulsuz eğlenen bir minnoş. Evin daimi yalnızıydı ayrıca ahahah.
Özledik Ji Wonie.
Canımız ciğerimiz Sung Min ve Ji Won'umuz.
Yoon Jin Myung (Han Ye Ri)
Aah ah. Han Ye Ri'nin adeta yaşattığı bu karakteri izlerken içlerim yara oldu yara! Kendisi annesi tarafından hiç sevilmemiş, kardeşi de bitkisel hayatta olan bir karakter. Annesinin kendine faydası olmadığı gibi bir de zararı oluyordu. Jin Myung'a bazı masrafları ödetiyordu. Jin Myung o yüzden hem okuyup hem de yarı zamanlı markette çalışıyor bir de üstüne yine bir restaurantta çalışıyordu. Tabi ki bu sorun yetmez, bir de mobbing ekleyelim duruma. Çalıştığı yerin müdürü kızımıza asılıyordu alenen.
Tüm bu kötü şeylerin içinde yine çalıştığı yerdeki şefimiz, ah canım yakışıklı şefimiz de kızımıza vurgundu ama Jin Myung'un mutlu olmaya bile vakti yok o sıralar. Biraz zor kavuştular. Mutluluğa ulaşmasını en çok istediğim karakterdi Jin Myung. Hakediyordu. Ama biraz donuk ve fazla tepkisiz bulmuştum. Oyunculuğunda değil sorun, çizilen karakterdeydi. Karakter fazla tepkisizdi bence. Patlama noktası çok geç geldi mesela. Robot o kadar dayanmaz. Patronun gudubet suratını da arayıp bulmadım, onu da görmek istemeyeceğiniz kadar göreceksiniz zira Jin Myung kendisini birr türlü reddedemedi tansiyonlarım çıkmıştı vallahi yaşlı teyzeler gibi! Kızlarla arasındaki bağ çok güçlüydü ama maalesef bunu çok yansıtmıyordu. Duygularını pek yansıtan bir karakter de değildi zaten. İlk sezon sonunda Çin'e çalışmaya gitmişti bir seneliğine. Tırnağının düştüğü sahneden tırnağı için ağlıyor gibi görünürken kalbinin acısı için ağlıyor oluşu uzunca bir süre içimi parçaladı. Yaşayabilmek için sürekli çabalamak zorundaydı Jin Myung.
Şunların tatlışlığına bir bakınız :3 Aaah şefim...
Birinci sezon hakkında konuşacak olursak, cidden mükemmeldi :3 Her bölümü bir saat olsa da hiç sıkılmadan, hiç ilerletmeden tüm bölümleri izlemiştim. Her bir üyenin hikayesi hem çok sıradan hem çok ilgi çekiciydi. Bu kolay bir şey değildir. 12 bölüm olmasına çok hayıflandığım olmuştu. O yüzden 2. sezon onayı çıktığında deli gibi sevinmiştim.
Dizinin birinci sezonu çok özeldi benim için.
Biraz da ilk sezonun OST playlistinden bahsedecek olursak... Ah mükemmeldi... İlk sezonda favorilerim Mary Hopkin- Goodbye ve Sogyumo Acacia Band-Butterfly olsa da ilk sezonun tüm parçaları güzeldi. İlk sezondaki hiçbir parça diziye özel değildi bu arada. Hepsi daha önceden yapılmış parçalardı ama kim bulduysa tebrik etmek istiyorum. Her parça dizinin ruhuna öyle uymuştu ki, tebrikler. Büyük bir başarı. Ama sanırım ikinci sezonun çoğu parçası diziye özel yapılmış. İlk sezonun OST listesine
buradan ve
şuradan ulaşabilirsiniz. İkinci sezonun listesi ise
burada mevcut:3
İkinci sezona geçecek olursak ikinci sezon da Yoon Sunbaemizin Çin'den dönüşü ile başlıyor. Kızlarımız aslında araba kullanmaktan zerre anlamadığı sonradan farkedilen Kang Yina şoförlüğünde hava alanına gidiyorlar. İkinci sezonun tempoyu hiç düşürmeyip hem komedi, hem de olaylar açısından birinci sezondan aşağı kalmayacağı bu bölümde ortaya çıkıyor. Hala çok komik, hala aynı kızlar, hala aynı lezzet :3
Bu sezondaki beylerimizi de değineceğim hepsi birinci sezonda göre daha derinleştirilmişlerdi.
İkinci sezon tanıtım posterimiz.
Yoo Eun Jae (Ji Woo)
'
''Utangaçlığını üstünden atıyor ve öfkesini dışa vuruyor.''
Acı gerçekle bir yerde yüzleşmeniz gerekiyordu. Evet, Eun Jae karakteri bizlerle devam etse de oyuncu değişikliğine gidildi. Park Hye Soo neden ikinci sezonda yoktu tam olayların perde arkasını bilmesem de kötü bir karar olduğunu düşünmekteyim.
Bir kere Park Hye Soo'nun donuk olduğundan şikayet edenler için ''Öyle olmaz böyle olur'' tadında bir olay oldu çünkü Ji Woo karakteri bin kat daha donuk hale getirdi.
Adapte olmakta zorlandık ve üzgünüm ama Park Hye Soo'nun çok daha şirin olduğunu düşünüyorum.
Konuşması çok yavaştı bazen dinlerken esniyordum.
Ayrıca en kötüsü sadece oyuncu değişikliğine gidilmekle kalmamış, karakterin çizgileri de değişmiş. Karakter olmak istediği Eun Jae'ye dönüşmüş ama kimse o kadar dönüşemeyeceği için inandırıcılığı azaltmış. Karakterin değişmesi de bizim adapte olmamızı zorlaştırdı. Madem oyuncu değişikliğine gidildi, en azından karakter aynı kalmalıydı ki alışabilelim.
Ama şöyle de bir şey var ki, kimse Park Hye Soo'yu kadrodan zorla çıkarmadı. Onun da kendi kararı. Ve her şeye rağmen Eun Jae karakterine gönülden bağlı olduğum için bu halini de sevdim.
Bu Eun Jae'miz yeni yılında sevgilisi Jong Yeol ile ayrıydı maalesef. Daha sonradan çok pişman olduğu için tekrar bir araya gelmek istese de maalesef reddedildi. Kendisini bir sezon boyunca Heimdall ile yakıştırdığımla kaldım, mutsuzum :/
Yoon Jong Yeol (Shin Hyun Soo)
Sempatik sevgilisi Jong Yeol da en az Eun Jae'yi aratmayacak kadar değişmişti. İlk sezondaki cıvıl cıvıl Jong Yeol gitti yerine az gülen az konuşan bir çocuk geldi. İlk sezondaki minnoşu öyle aradım ki... Ayrıca Eun Jae'den hoşlanmıyor oluşu da beni üzdü, ilk sezonda favori çiftimdi...
Hayırlısı olsun, Jong Yeol Sunbae'yi de üç evetle uğurluyoruz, ben, Eun Jae ve Ji Won olarak. Ji Won ne alaka bilmiyorum, bunu geçelim.
Jung Ye Eun (Han Seungyeon)
''Yeni bir romantizmle yeni bir ilişkiye başlayabilir mi?''
Yerinde duran koçitolarımızda bugün: Han Seungyeon! Jung Ye Eun ilk sezondaki kaçırılma vakasından sonra çok değişmiştir. Panik atağı olan Ye Eun dışarı yalnız çıkamamakta ve sürekli siyah şeyler giymektedir. İlk sezonda üstünde pembe dışında bir şey görmediğimiz bir karakter için çok uç bir rol biçilmiş bence. Ye Eun gibi bir kızda en fazla tanımadığı insanlara güvensizlik, geceleri yalnız yürüyememe, yalnız kalmaktan korkma gibi şeyler daha inandırıcı olurdu sanki ama gece-gündür yalnız dışarı çıkamama ve sürekli siyah giymesi çok Ye Eun dışında geldi bana.
Onun dışında iyileşme süreci başarılı işlenmişti ve evde yine pembeler içinde eski karakterinde olması başarılıydı. Bu sezon kızlara daha da bağlı bir Ye Eun gördük. Bu da çok güzeldi ve annesinden tüm hücrelerimle nefret ettim, tşkrlr. incecik kıza kilo takıntısı aşılamış ilgisiz sayko manyak.
Okulunu dondurmuştu bu sezonda ve iyileşmeye çalışıyordu. Kızların yardımıyla çoğu şeyi aştı. Ya bir de Song Ji Won'un ''Jung Yeosa'' deyişini öyle özlemişim ki.
Bu arada Ye Eunie'miz bu sezonda kendine nerd bir sevgili buldu. Olaylı bir tanışma yaşasalar da sonra çocuğun tarzını düzeltti. Ye Eun. Çocukta da iş varmış yani.
Ama şu mesajları Yeeun'ın arkadaşının gönderdiği çok barizdi, yakıştıramadım ters köşe şampiyonu bir diziye bunu. Aşırı tahmin edilebilirdi.
Kwon Ho Chang (Lee You Jin)
Kwon Ho Chang Ye Eunie'mizin ikinci sezondaki manitası. Bakmayın böyle durduğuna sonradan Ye Eun kendisinin tarzını daha iyileştirdi. Aslında rol için baştan Onew düşünülmüştü. Hatta ikinci sezon tanıtım resimlerinde Onew var. Sonra skandalı çıkınca apar topar çıkarıldı kadrodan. O da bu rolün altından çok iyi kalkardı ama Lee You Jin de iyi iş çıkarmış. Kendisi Produce 101 2. sezon yarışmacısıymış, baya şaşırdım bu bilgiye.
Jo Eun (Choi A Ra)
''Siyah ve kısa saçı ile bu çocuk 'Belle Epoque'un yeni yüzü.''
Ailenin yeni üyesi Jo Eun Kang Yi Na'nın eski odasına geliyor. Geri kalan dört kızımızla beraber Kang Yi Na'nın yasını tuttuğum için çok üzülmüştüm. İlk zamanlar. Jo Eun da arkadaş canlısı sayılmazdı. O ters tavırlarına falan çok sinir olmuştum. Yoon Sunbae'ye de kendi kendime atarlanmışlığım var, ''Hadi hadi Eun Jae'yi öttürüyordun, ilk geldiğinde hadi!'' diye ahaha. Ama Jo Eun daha sonra kızlarımıza öyle güzel alıştı, öyle güzel adapte oldu ki beşlinin ayrılmaz bir üyesi oldu. İlk geldiğinde kızların sürekli Kang Yi Na'dan bahsetmesi sonucu Kang Yi Na'nın geldiği bir bölümde ona apaçık dişlerini göstermesi beni çok güldürmüştü. Kızları çok benimseyip çok sevmeye başladığını görmüştük burada da.
Jo Eun eve eski bir kitabın arasına bulduğu not yüzünden taşınır. Not evdeki birine yazılmış gibi görünmektedir ve ''Benim hayatımı mahvetmişken sen hala mutlusun, gülebiliyorsun.'' tarzı cümleler yer almaktadır. Jo Eun birinin hayatını böylesine kimin mahvettiğini merak edip eve taşınır. Baştan mektubun Ye Eun'a gönderildiğinden emin gibiydim ama bambaşka bir şey çıktı. Annesinin garabetliği bir yana babası da baba olamamış kızcağıza. İçlerim parçalandı vallahi. Bir de Yeji diye bir arkadaşı vardı Eun'ın. Ama takıntılı ve Eun'a takıntı derecesinde bağlı, şirret bir şeydi. Ayy hiç sevmiyordum o kızı yine aklıma geldi. Küsmeleri Eun beybimi üzse de beni pek üzmedi,sorry. Fotoğrafını tabi ki yine uğraşıp bulmadım. Bu arada Choi A Ra'nın buradaki haline aldanmayın kendisi çok vahşi ve feminen de olabilen bir model. İki tarzı da çok güzel kaldırmış. :3
Seo Jang Hoon (Kim Min Suk)
Benim minnoşuuum! Zaten Kim Min Suk hastası biriyim, burada görünce tam bir heart attack! Bu da ev sahibinin torunuydu dizide. Evin alt katında yaşıyordu. Kızlara göz kulak falan oluyordu her ne kadar 11. bölümde işe yaramasa bile... Yine de olsun minnoşuma. Kendisi Jo Eun'ın peşinde baya koştu. Çıkan Yeji engelini de aştı. Muradına erdi, kutluyorum. Öyle de minnoş oldular ki, sormayın :3
Bu aşka notum yüz puan! Seo Jang Hoon Jo Eun'a göre biraz kısaydı ama olsun ehehe
Ya şu minnoşluğa bakar mısınız ne tatlılar :3
Song Ji Won (Park Eun Bin)
''Artık bir ilişkisi olabilecek mi?''
Aah. Song Ji Won... Kendisi benim ikinci sezondaki favori karakterimdi. Bu sezonda saç rengi ve saç boyuna bittim.
Song Ji Won yine aynı Song Ji Won'du. Gam, keder yok, sadece eğlence. Sadece sonlara doğru ''Bu kadar eğlence yeter.'' dendi ve Song Ji Won'un üzgün yönünü gördük. Çocukluğunda yaşadığı bir travma onu etkiledi ve onun peşine düştü. Bu sezonda da Im Sung Min'le iletişimleri çok güzeldi. Moon Hyo Jin'in olaylarını çözümlediği bölümler hariç çok neşeli ve şirindi. Evin neşesi, eğlence kaynağı. O eşsiz giyim tarzına yine hasta kalmıştım. Jo Eun'a olan davranışları hep çok stabildi. Hatta belki Jo Eun'ın kızlara ısınmasını hızlandıran etkenlerden biriydi Ji Won. Herkese sevgi pıtırcığı olduğu için.
Ji Won ikinci sezonda da olması gereken bir karakter kesinlikle. Tam bir mood-maker. Bu sezonda okulu bitmişti, iş arıyor ve bir sınava hazırlanıyordu sanırım. Im Sung Min'in iş yerine gidip ona salça oluyordu sürekli. Ona aegyo yaptığı sahneler ise unutulmaz!
Vallahi ailem gibiler ya. Bu sezonda Ji Won'un geçmişi etrafında döndü daha çok olay. O yüzden bu sezonda onu daha çok ön planda gördük. Çocukluk arkadaşı Moon Hyo Jin ile ilgili anılarını aydınlatmaya çalışıyordu. Bu yönden de hikayesi kızların bir tık önüne geçmişti. Ha evet şikayetçi değilim ama daha eşitlense iyi olurdu hani. Ama kendisi ikinci sezonun yıldızıydı bunu kimse inkar edemez <3
Im Sung Min (Son Seung Won)
Aaah yakışıklı çocum. Bu sezonda Im Sung Min'in Ji Won'a olan hislerinin daha da farklılaşıp derinleştiği işlendi. Bu sezonda oğlumuzun bir işi vardı tabii. Ji Won'la aralarında herhangi bir temas geçmese bile kirpiklerinden bile anlaşılıyordu hisleri. Son bölümde ''
sanki sevgililik arkadaşlıktan daha mı iyi!'' sözü bana bir süre dediklerini ve kendimi sorgulattı. Ama üzücü bir durum var ki son bölümlerdeki epiloglarda birinin 2025'te öleceği görünüyordu hatırlarsanız. Kızlardan en erken ölen 2025'te ölendi. Sonra da bir diğer epilogda küçük bir kız ''Burası annemin evi miydi?'' diye soruyor. Yas tutulurken giyilen siyah takım elbise giymiş bir adam da onu onaylıyor ve adamın sesini gayet iyi tanıyoruz ki kendisi Im Sung Min. Orada evlendiklerine mi sevinelim, Song Ji Won'a mı üzülelim bilemedim. Bu harekete ne gerek vardı, bu aksiyonu neden kattınız, senarist bizden ne istiyor gibi bir takım sorular döndü kafamda uzun süre. Eğer bütünlük bozulacaksa, Song Ji Won'suz bir sezon izleyeceksek 3. sezonu istemiyorum. Bu şekilde bıraksınlar, böyle güzel hatırlayalım. Çünkü Park Eun Bin kendi karakterinin öldüğünü doğruladı :(
Yoon Jin Myung (Han Ye Ri)
''Demir leydi, değişmeyen poker yüz.''
Değişmeyen poker yüz evet! Yoon Sunbae'nin ifadesizliği maalesef bu sezonda da bizimleydi. Ama ilk sezona oranla bir çok şey değişmişti. Mesela ilk sezon kızlarla belirli yakınlığı varken bu sezonda inanılmaz anaç bir tavrı vardı. Ve normalde onların sorunlarını umursamazken bu sene hepsini gördü, farketti ve çözmeye çalıştı. Ve hepsini kendi karakterine uygun yaptı. Yani kimseyi karşısına alıp sorunu sormadı ve zaten böylesi inandırıcı olmazdı. Bildiğimiz Yoon Sunbae'den çok uzak olurdu. Eun Jae gibi inanılması zor bir değişim değil, gayet güzel bir değişim geçirmişti yani.
Bu sezonda Sunbae'mizin güzel bir işi vardı, daha mutlu,daha içten ve daha doğaldı. Oh&Park Entertainment adında bir eğlence şirketinde çalışıyordu. Bildiğimiz idol grup şirketleri işte.
Sevgili Şef Bey ile olan ilişkileri de muhteşemdi. Hele son bölümdeki sarılmaları kalbimi ısıttı. Jin Myung'un her ilişkisi gibi onunla olan ilişkisi de daha doğal ve samimi bir hale dönüşmüş. Yaşasın Şef Bey!
Ama Şefimin sadece son bölümde konuk olması beni üzdü... Doyamadık...
Heimdall/Lee Jin Kwang (Ahn Woo Yeon)
Bu bey de Jin Myung'un çalıştığı şirkete bağlı Asgard adında bir grubun üyesi. Yıllardır ünlü olamamış bir gruplar. Şirketin diğer bir grubu The Fifth Column da aşırı başarılı olunca şirket Asgard'ın dağıtım grubun beş üyesinin kontratını iptal edip ikisini şirkette tutuyor. Heimdall de şirketin kontratını iptal ettiği üyelerden biri. Jin Myung'la tesadüf eseri sürekli karşılaşmaları üzerine Jin Myung'a ''Bir numaralı hayranım Noona!'' diyen Heimdall bir süre sonra Jin Myung'u gerçekten bir ablası gibi görmeye başlar. Sonra dağılma sürecinde bir sürtüşme yaşasalar da Jin Myung Heimdall ortadan kaybolunca onu bulmak için çok çabalar ve bir kaç gün Jang Hoon'un yanında alt katta kalmasına izin verirler. Jin Myung eve dönmeden önce bir veda hazırlamasını söyler. Onun kastettiği bir karaoke partisidir ama Heimdall bunu veda konseri olarak yorumlar ve grup arkadaşlarıyla konuşup son bir konsere karar verirler. Ji Won'un yardımıyla Yonsei Üniversite şenliğinin kapanışını yaparlar ve Heimdall sonda ağlayarak Jin Myung'a teşekkür eder. Aaah... Ne duygusal bir andı. Öğrenciler birer birer salonu terkederken içim acımıştı, nomissızlar.
Aslında sektörün kanayan yarası olan ünlü olamayan underrated gruplara değinilmiş.Çabalıyorlar, didiniyorlar, uykularından, gençliklerinden feragat ediyorlar ve yeterince şanslı değillerse ellerinde kocaman bir hiç kalıyor. Yeterince underrated grup stanlemiş biri olarak Asgard'ı gördükçe, Heimdall'in ''Bir Gün başarılı olacağım Noona, göreceksin!'' deyişini duydukça içim çok acıdı.
Güzel bir anekdot olarak ise The Fifth Column üyelerini A.C.E üyeleri, Asgard'ın altı üyesini de Pentagon'un bazı üyeleri canlandırıyor.
İkinci sezon da yine muhteşem bir sonla bitti. İlk sezondan ders almayıp ikinci sezonda her şeyin bir sonuca bağlanacağını uman masum bebişler için üzgünüm ahaha. Arkadaşlar senaristimiz seviyor bölye şeyleri anlamadınız mı daha :3 Tekrar söylemek isterim ki eğer güzel iki sezonun anısını mahvedeceklerse üçüncü bir sezon istemiyorum. Bu güzel iki sezonu sonsuza dek izler ve paralel evrende beş+bir(Yi Na) kızımı mutlu ve birlikte yaşatırım. Lütfen:3
Efsanevi aşklar, yakışıklı çocuklar, dünya güzeli kızlar ve peri masalı arıyorsanız bu dizi yanlış bir seçim. Ama oyunculuklarını konuşturan muhteşem aktör ve aktrisler, gerçek bir gençlik öyküsü ve inanılmaz sıcak bir hikaye anlatılıyor bu dizide. Çok şey kaçırırsınız eğer izlemezseniz. Hemen şimdi şu saniye başlayın :3 Esen kalın, mutlu kalın.
Dizi dizi değil fight club mübarek ahjshshs
John- pardon Yoon Cena sahnede
İki sezonun farklarından biri de renklerdi. İlk sezonun daha koyu ve kasvetli renkleri varken ikinci sezonda renkler çok açık ve ortamlar aydınlıktı. Aradaki farkı en çok Belle Epoque!un ahşap mobilyalarında fark edebilirsiniz.
Klasik Song Ji Won!
Vallahi şimdiden özledim... Tekrar görüşelim Belle Epoque!